Son yıllarda bağımsız oyun geliştiricilerinin sıkça başvurduğu piksel sanatı oyunların sayısı oldukça fazlalaştı. İlk başlarda piksel sanatı retro havası yansıttığı için bizlere farklı ve ilginç gelse de, artık çoğu bağımsız oyunda piksel sanatıyla karşılaştığımız için bu grafik stilini kullanan güzel oyunların ön plana çıkması daha güç oluyor. Son dönemlere damgasını vurmuş Shakedown Hawaii ise piksel sanatını tercih eden bu ilgi çekici oyunlardan bir tanesi olmayı başarmış.
İlk GTA oyunlarına benzer mekanikleriyle GTA serisine hayran oyuncuların dikkatini üzerine çeken Shakedown Hawaii, sanılanın aksine oldukça eğlenceli bir yapıda olmuş. İnternet satışlarına karşı yenik düşmüş bir dağıtımcının, firmasını kurtarmak için pis işlere bulaştığı hikayede, maceramızda karşımıza çıkan kimseye acımıyoruz. Hawaii’de geçen oyunun teması ise 90’ları andırıyor. 8 bit ile 16 bit arasında değişen grafikler, fazlasıyla detay barındırıyor.
2D GTA oyunlarında karşılaştığımız tüm mekaniği oyuna ekleyen yapımcılar, ara sahneleri çizimlerle süslemiş. Açık dünya mekaniklerine sahip Shakedown: Hawaii, GTA oyunlarında gördüğümüz çoğu özelliği barındırıyor. Hikayede ilerlemek dışında karakterimizi kişiselleştirebildiğimiz yapımda açık dünyada aynı GTA’da olduğu gibi aylak aylak gezebiliyoruz. Araba kaçırma, dükkanları ateşe verme, tarafsız NPC’lerin canına kıyma ve minik oyunlarla Shakedown: Hawaii kendini pek fazla tekrar ettirmiyor. NPC’lerin zorluk seviyesi pek yukarıda olmadığından oyunun açık dünyasını istediğimiz gibi kaosa sürükleyebiliyoruz.
Aynı GTA serisinde olduğu gibi sokaklarda ise polislerin haricinde çeteler de bulunuyor. Herhangi bir yanlışınızda üstünüze çullanan bu çeteler, zaman zaman polislerden daha tehlikeli olabiliyor. Silah çeşitliliği ve araç çeşitliliği konusunda kısır olmayan Shakedown: Hawaii, her oyuncuya hitap edecek seçeneklere sahip durumda. Hawaii’nin küçük bir bölümünde geçen oyunun açık dünya haritası ise pek büyük değil. Eski GTA oyunlarına benzer büyüklükte olan açık dünya, yer yer oyuncuya mesaj da vermekten çekinmiyor.
Kapitalizmin tüketim alışkanlığını nasıl değiştirdiğini ve bunun karşı konulamaz olduğunu gösteren Shakedown: Hawaii, bu fikri esprili bir şekilde hikayesine de yansıtmış. Ana karakterimizin karını korumak isteyen yılmaz bir küçük esnaf gibi davranması ve oğlunun ise kendisinin tam tersi bir karakter halinde olması, hikayede komik anların ortaya çıkmasına neden olmuş. Yine aynı GTA oyunlarında olduğu gibi açık dünyada işletmeler satın alıp, satabiliyoruz. Satın aldığımız bir işletmenin kar etmesi için illegal yollara başvurmak da sizin elinizde. Rakip firmanın araçlarını patlamak gibi fiziksel zararlar, sahip olduğunuz firmanın daha değerli olmasını sağlıyor.
Sona geldiğimizde Shakedown: Hawaii, piksel sanatını kullanan kaliteli yapımlardan bir tanesi olmuş. Ancak oyunun hikayesinde yaşanan kopukluklar ve görevlerin birbirini çok tekrar etmesi, oyunun en büyük eksileri haline gelmiş. Fakat oyunun müzikleri ve çizimleri, tam bir retro havası verdiğinden, eski oyunları özleyen bir oyuncuysanız Shakedown: Hawaii sizin için biçilmiş bir kaftan olacaktır.