Indivisible tahlili! İçerisinde bulunduğumuz yarıyıllarda piyasaya arkası arda çıkan AAA oyunların yanı gizeme bağımsız reyin sektörü de reyin üretmeye devam ediyor. Süreyi zamanında Terraria ile kendini tanıtan ve zaman içerisinde Payday 2, Control ve Asetto Corsa gibi reyin projelerinde laf sahibi olmayı muvaffak olan 505 Games önderliğinde çıkan Indivisible, 2019 senesinin gözde bağımsız oyunları arasına girmek istiyor. Lab Zero Games adlı minik bir takım tarafından geliştirilen Indivisible içerisinde platform, rol yapma ve aksiyon öğelerini barındırarak geçtiğimiz günlerde oyuncularla buluştu. Suskun sedasız çıkışıyla büyük oyunların gölgesinde kalan imal, gerçekten de iddia ettiği gibi hoş yeniliklere sahip mi? Yakından bakalım.
Öykü anlatımı açısından hoş sahnelere sahip olan Indivisible, hakimiyetimize Ajna adlı serüvenci bir kızı veriyor. Dakikalar içerisinde öyküye giriş yapan Indivisible, bu istikametiyle normal JRPG’lerden farkını oyunun başında ortaya koyuyor. Köyü karanlık eforlar tarafından atağa uğradığı anda köyüne giden Ajna, bir anda saklı bir eforun bedeninde belirdiğini fark ediyor. Kendi iç dünyasına insanları tutuklama kabiliyetine sahip olan Ajna, bu sayede kendine sadık takipçileri emri altına alabiliyor. Oldukça normal bir senaryoya sahip olan reyin, bu istikametiyle ne yazık ki temennilerimi pek fazla karşılayamadı.
Reyin çıkmadan evvel yayınlanan fragmanlarda oyunun inanılmaz ve epik bir öyküye sahip olacağını düşünüyorduk. Indivisible için yapılan 2D sinematikler, son yarıyıllarda isminden ses ettirmeyi muvaffak olmuş nitelikli anime gösterilerini dahi gölgede vazgeçecek sahnelere sahipti. Hal böyle olunca olduğundan daha fazla bir temenniye girdim.
Öykü anlatımı açısından yer yer oyuncuyu sıkan Indivisible, neyse ki öyküsünde sonuna kadar sürecek bir sır taşıyor. Fakat tek bir sır unsurunun da öyküyü pek fazla alaka çekici yapmadığının altını çizmek istiyorum. Öykü kanadında pek zaferli bir iş ortaya koyamayan oyunun ön tasarıya çıkmak istediği mevzu ise oynanış mekanikleri olmuş. Bütün olarak gizeme tabanlı bir oynanış mekaniğine sahip olmayan Indivisible, az da olsa Final Fantasy 12’ye benziyor. Yarı gizeme tabanlı bir yapıya sahip olan Indivisible, yarı gizeme tabanlı oynanış sistemine kombo sistemini entegre etmiş. Dört şahsiyetle girdiğiniz savaşlarda kişilikleri tek bir butonla hakimiyet ediyorsunuz. Kişilikleri sırasıyla zincirleme bir biçimde saldırttığınızda ise hoş kombolar ortaya çıkıyor.
Ancak oyunun güçlük seviyesinin yanı gizeme oyuncuyu cezalandırma sistemi çok kolay olduğundan, ne yazık ki dövüşlerde tehlike almaktan sakınmıyorsunuz. Bu nedenden dolayı oyunda tehlike almanın rastgele bir ehemmiyeti ve coşkuyu bulunmuyor. Dövüşleri kaybettiğinizde yükleme ekranı dahi girmeden son kayıt noktasından anında tekerrür başlıyorsunuz. Şahsiyetleriniz ise bir şey kaybetmeden oyuna devam ediyor. Oyunun platform kısmı ise yeterli seviyede olmuş. Kavga Et aralarında geçtiğimiz platform noktaları, çok zaferli olmasa da, oynanabilir seviyede.
Grafiksel ve animasyon açısından zaferli olan Indivisible, cinsi hoşlananlar için hoş bir misal olabilir. Ancak bu cinse uzak bir oyuncuysanız, Indivisible sizi yapısıyla sıkacaktır. Özellikle çizimler üzerinde büyük uğraş tüketen geliştirici takımı bu mevzuda da tebrik etmek gerekiyor.