Son vakitlerde Twitch, Facebook ve YouTube yayıncılarının tartıştığı tek bir mevzu var: Türk üretimi oyunlar… Bir kesim bu oyunlara Türk imali olduğu için daha ölçülü ve yapan tenkitlerle yaklaşırken, bir kesim de Türk imali oyunların öteki bütün oyunlar üzere sert bir biçimde eleştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Yaşanan dramaları bir kenara bırakırsak, son vakitlerde çıkan yerli oyunlar aslında Türkiye merkezli oyun stüdyolarının ne kadar gelişim gösterdiğini ve her ne kadar bu oyunların eksik yanları olsa da stüdyoların yeterli işler başarmaya çalıştığını gözler önüne seriyor. Hazırsanız daima birlikte PintiPanda, Pqueen, Jahrein ve öbür birçok yayıncının yayınlarında yer verdiği; Enis Kirazoğlu ve başka isimlerin de YouTube görüntülerinde sıklıkla bahsettiği son vakitlerde trend olan Türk imali oyunlara yakından bakalım.
Son vakitlerde çok konuşulan Türk üretimi oyunlar:
Yerli CS:GO olarak anılan Sabotaj
Şimdi açık betada olmasına ve yeni çıkmasına karşın hoş bir oyuncu kitlesi yakalayan Sabotaj, CS:GO’yu hayli bir andırıyor. Bilhassa silah özelleştirmeleri ve oynanış mekanikleri ile yerli CS:GO olarak anılan Sabotaj’ın öteki tanınan FPS oyunlarından ayrıldığı bir nokta var. Bu nokta ise Sabotaj’da özel kasalardan düşen silah özelleştirmelerinin oyuna hayli bir tesir ediyor olması. Bunun dışında Sabotaj haritaları, silahları ve temel oynanışı ile yerli CS:GO unvanını hakikaten hak ediyor.
Bu saydıklarımız dışında Sabotaj’da oyuncular bir klan da kurabiliyor ve klanları ile etkinliklere katılabiliyor. Klan kurabilmek güzel bir ayrıntı, lakin Sabotaj’ın daha geliştirmesi gereken birçok nokta var. Bilhassa grafik optimizasyonu ve vuruş hissi istikametinde çalışmalar yapılması gerekiyor. Oyunun geliştiricileri de bu problemlerin farkında ve nizamlı olarak güncellemeler yayınlamaya devam ediyor. Sabotaj’ın açık betasını fiyatsız oynamak için buradan Steam sayfasına erişebilirsiniz.
Bir kedinin gözünden aile dramı: Cats and the Other Lives
Mason ailesinin kedisi Aspen olarak maceradan maceraya koşabildiğimiz, daha doğrusu önümüzdeki günlerde koşabileceğimiz Cats and the Other Lives, yayıncılar ortasında tanınan olan yeni bir Türk üretimi oyun. Cultic Games ve Bahçeşehir BUG iştirakinde geliştirilen bu oyunda Mason ailesinin derin öyküsüne konutun kedisi Aspen’in gözünden tanıklık ediyoruz. Klasik perili köşk masallarından ilham almışbir atmosfere sahip olan Cats and the Other Lives’da, büyükbabalarının vefatı üzerine Mason ailesi; çocuklarının geçtiği mâlikaneye geri dönüyor ve uzun bir vakitten sonra aile tekrar bir ortaya gelmiş oluyor.
Biz de büyükbaba Bernard’ın kedisi Aspen olarak bu kocaman konutta dolaşıyor ve Mason ailesinin kıssasına tanıklık ediyoruz. Mason ailesinin öyküsü ise epeyce güçlü ve on yıllarca süren; hayal kırıklıkları, pişmanlıklar ve umutlarla dolu. Point and click yani yalnızca tıklama ile oynadığımız bir 2D platform oyunu olan Cats and the Other Lives; bu sene içerisinde çıkmış olacak. Oyunun Steam sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
Kendimizi bulmak için seyahate çıktığımız bir oyun: Soul Searching
Polonya merkezli QubicGames’in yardımlarıyla Kayabros tarafından geliştirilen Soul Searching, 2017 yılında çıkmasına karşın son vakitlerde Türk imali oyunların tanınan olması nedeniyle tekrar gündeme gelmiş durumda. Birinci GTA ve RPG oyunları üzere karakterimize doruktan baktığımız Soul Searching, tanınan Indie oyunu Stardew Valley ile bir ölçü benzerlik taşıyor. Soul Searching temel olarak; küçük bir sal ile doğduğumuz adayı terk ederek, ejderhaların da olduğu büyülü dünyalara hakikat yol aldığımız sade ve tatlı bir oyun.
Bir öğretici kısmı bulunmayan Soul Searching, bizleri ne yapacağımızı bilemeden hayatta kalmaya çalışacağımız bir açık dünyanın ortasına bırakıyor. Bu noktadan sonra ne yapacağımız bize kalmış oluyor. İsterseniz daha yeterli bir sal almaya yönelebilir, balık tutmada uzmanlaşabilir yahut ulaştığınız büyülü dünyalarda büyüler öğrenebilirsiniz. Büyümek, doğduğunuz yeri terk etmek ve kendi ayaklarınızın üzerinde durmak üzere temaları işleyen Soul Searching, Kayabros takımından Talha Kaya’nın tek başına üç yıllık uğraşları sonucunda ortaya çıkıyor ve Talha Kaya da Soul Searching’in hayli ferdî bir oyun olduğunu belirtiyor. Soul Searching’in Steam sayfasına buradan ulaşıp, oyuna bir göz atabilirsiniz.
Garip bir satranç oyunu: Pawn of the Dead
Netflix dizisi Queen’s Gambit ile satranca olan merakımız bir epey artmış oldu. Manidardır tam da bu periyotta Aslan Game Studio tarafından geliştirilen 3D bir satranç tabanlı oyun Pawn of the Dead çıkış yaptı. Battle Chess stilinde, oyunda gelişen olaylara nazaran değişik satranç senaryoları üzerine heyeti bir oyun olan Pawn of the Dead’de Beyaz Krallığı yok etmeye çalışan zombileri satranç atılımları ile yeniyoruz. Tabi doğal olarak oyundaki Beyaz Kral, Beyaz Kraliçe ve başka karakterler satranç taşlarını temsil ediyor.
Pawn of the Dead satranç tabanlı olmasına karşın birtakım satranç kurallarını da esnetiyor ve oyuna bu sayede yeni mekanikler eklemiş oluyor. Buna en kolay örnek oyundaki siyah yani karşı kadro piyonlarının geriye atılım yapabilmesi. Kıssa anlatımı tarafından bir ölçü zayıf olsa da oyun esasen bu noktaya yönelmiyor, yani kıssa anlatımı aslında oyuna ekstra bir tat katmak için kullanılıyor. Oyunun asıl değerli noktası, satranç tahtasında yapacağınız atılımlar olmuş oluyor. Pawn of the Dead’e yakından bir göz atmak için Steam sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
Issız Japon adasında kendini yollara vuran bir Samuray’ın öyküsü: Ronin: Two Souls
Listemizin birinci üçünde son vakitlerde oldukça bir konuşulan Türk üretimi oyunlar bulunuyor. Bunlardan birincisi olan Ronin: Two Souls ya da yerli Ghost of Tsushima, atmosferik bir açık dünyaya sahip samuray oyunu olarak karşımıza çıkıyor. Japonya’nın izole Toshi adasında yaşayan Kenji isimli çömez samuray ile yollara çıktığımız Ronin: Two Souls, grafik tarafından hoş bir iş ortaya koyuyor. Lakin oyunun şimdi erken erişimde olduğunu belirtmekte yarar var. Çünkü bu yüzden Ronin: Two Souls’da eksiklikler ve eleştirilen noktalar bulunuyor.
Ronin: Two Souls’un oynanışı, atmosferi ve açık dünyası Ghost of Tsushima’ya bir oldukça benziyor. Açık dünyada vazifeler alabiliyor, farklı yerler keşfedip öyküleri açığa çıkarabiliyoruz. Oyunun en çok eleştirilen noktası ise dövüş sistemi, zira Ronin: Two Souls ne yazık ki nispeten büyük bir haritaya sahip açık dünya rol yapma oyunundan beklenmeyecek biçimde yanlışsız vakitte tuşlara basma üzerine konseyi bir dövüş mekaniğine sahip. Dövüş kısımları da hür hareket edemediğimiz platform oyunu modunda karşımıza çıkıyor. Şimdi oyunun erken erişimde olması ve yeni güncellemelerin yolda olması sebebiyle tahminen de bu durum ileride düzeltilebilir. Ronin: Two Souls’un Steam sayfasına buradan erişebilirsiniz.
Oyunlardaki yerlilik tartışmalarının odağına yerleşen: Erzurum
Ülkemizde yayıncısından YouTuber’ına, oyuncusuna herkesin lisanında olan Erzurum, ülkemizdeki oyun dünyasını ikiye ayırmış durumda. Yayıncıların birbirleri ile atışmasına neden olan ve hayli bir olay yaratan Erzurum, bir açık dünya hayatta kalma oyunu, açık dünya dediğimiz ise Erzurum’un ta kendisi. The Long Dark’tan hayli bir esinlenilen Erzurum’da, dondurucu soğuklarda yırtıcı tabiatta hayatta kalmaya çalışıyoruz. 9 kilometrelik bir Erzurum haritası sunan bu oyunda, baş karakterimizin ismi Taylan. Taylan soğuk, kar falan dinlemeden Erzurum’un ıssız köşelerine yanlışsız bir seyahate çıkıyor.
Ülkemizin en soğuk kentlerinden biri olan Erzurum’un soğuğu ile başa etmeye çalışan Taylan’ın farkında olmadığı şey ise gittiği bölgenin bir meteor yağmuru sonucu anormallikler gösteriyor olmasıdır. Bu bölgede yalnız başına kalan Taylan’ın ise hayatta kalmak için büyük gayret göstermesi gerekiyor. Erzurum ana konsept, hayatta kalma elementleri ve grafik bakımından hoş bir iş başarıyor. Ama oyunun birçok eleştirilen ve geliştirilmesi gereken noktaları da bulunuyor. Erzurum’u incelemek için oyunun Steam sayfasına buradan ulaşabilir ve Erzurum’un ayrıntılarına bir göz atabilirsiniz.
Hoş grafikli, kıyamet sonrası dünyada hayatta kalma oyunu: Potentia
Ülkemizdeki oyun dünyasını oldukça bir meşgul eden bir başka imal elbet Potentia oluyor. Oyunun en çok eleştirildiği ve birtakım vakit da övüldüğü nokta The Last of Us’a bir epey benzemesi diyebiliriz. Kıyamet sonrası dünyada hayatta kalan oynadığımız karakter Victor da Joel’a epeyce benziyor. Potentia’nın hayli fazla eleştirildiği nokta olan The Last of Us’a benzerliği, ister istemez oyuncuların Potentia’yı AAA bir oyun olan The Last of Us ile karşılaştırmasına neden oluyor. Potentia her ne kadar üzerinde hoş çalışılmış ve bir noktada uygun bir tecrübe vadeden bir oyun olsa da The Last of Us ile karşılaştırıldığında ne yazık ki epeyce sert tenkitlere maruz kalıyor.
Potentia küresel oyun pazarına yönelik bir oyun olması da bu tenkitlerin boyutunu arttırıyor. Potentia’nın tabi hoş başardığı noktalar da var. Bu noktaların en başında dış yerlerin grafik ve sanat idaresi açısından epey başarılı olması. Potentia yeniden The Last of Us ile karşılaştırıldığında öykü tarafından de bir ölçü geride kalıyor. Potentia’da Victor isimli karakterimizle kıyamet sonrası hiçbir hükümetin olmadığı bir kaos ortamında hayatta kalmaya çalışıyoruz. Oyunun fiyatsız bir demosu da bulunuyor. Demoyu indirip Potentia’yı denemek için oyunun Steam sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
Son vakitlerde hayli konuşulan ve trend olan yerli oyunlara yakından baktığımız Türk imali oyunlar listemizin sonuna geldik. Kimi eksikler olsa da türk oyun kesiminin bilhassa bu periyotta bu derece başarılı bir ilerleyişe imza atması hepimizi keyifli ediyor. Sizler de listede bulunan oyunlar hakkındaki görüşlerinizi ve sevdiğiniz öteki Türk üretimi oyunları bizlerle yorumlar kısmından paylaşabilirsiniz.
