Japonya merkezli görüntü oyun geliştirici şirketi Capcom’un elbet en tanınan oyun serilerinden olan Resident Evil, yaklaşık 25 yıllık bir geçmişe sahip. Epey esaslı geçmişe sahip olması ve yeni oyunlarının çıkmaya devam etmesi seriyi hala ayakta tutmayı başarıyor. Korku-gerilim ve hayatta kalma cinsinin en başarılı örneklerinden birisi olarak biliniyor.
Ayrıyeten Resident Evil serisnin öyküsü o kadar geniş ki serinin sinemaları dahi yapıldı ve bir marka haline geldi. Bugünlerde ise ana oyunların yanında birinci oyunların Remake versiyonları da geliştiriliyor. Seri, her ayrıntıları ile günümüz kaidelerine uyarlanıyor. Son üyesi Resident Evil Village ise tekrar üretimlerin yanına eklenen, çağdaş bir dehşet oyunu olarak hayatımıza girdi.
Resident Evil serisinin dünden bugüne gelişimi, Village için beklentilerimizi nasıl etkiledi?
Birinci oyunlarında sabit bir kamera açısını görmüş, Resident Evil 4 ile omuz gerisi bir TPS bakış açısına geçiş yapmıştık. Omuz gerisi TPS bakış açısı, günümüz TPS oyunlarının temelini attı. Akabinde Resident Evil 7 için alınan karar ile FPS bakış açısına geçildi.
Açıkçası ferdî görüşümü belirtmem gerekirse FPS’ye geçiş kararını ben mantıklı buluyorum. Özlenen korku-gerilim hissiyatını Resident Evil 7 ile çok başarılı bir formda yansıttıklarını düşünüyorum. O yüzden bu oyunda da birebir bakış açısının kullanılması beni oyuna +1 beklenti ile başlattı. Yeni kuşak grafikleri FPS bakış açısı ile birinci gözden görmek çok heyecan verici olmalıydı.
Resident Evil Village’e gelelim…
Artılar:
Eksiler:
Başlamadan evvel hatırlatmak isterim ki burada maksadım spoilersız bir inceleme sunmaktır fakat incelemede cüzi ölçüde ufak spoilerlar mevcut olabilir. Keyifli okumalar dilerim.
Ethan Winters’ın bitmeyen kabusu: Bir babanın çaresiz kıssası
Resident Evil serisinin 25 yıllık süreçte pek çok akılda kalıcı ana karakterleri olmuştur. Her seride bizleri bir ana yahut yan karaktere bağlamayı başaran Capcom, Resident Evil 7’de Ethan Winters’ın kıssasını başlatmıştı. Yepisyeni bir kıssayı anlatan Ethan Winters, yedinci oyunda Louisiana bölgesindeki Baker ailesinin endişe dolu konutunda karısı Mia’yı arıyor ve onu bu kabustan kurtarmaya çalışıyordu. Bu yolda yaşamadığı fecî olay kalmayan Ethan’ın kabusu maalesef bu oyunda da bitmiyor ve her şey yeniden Ethan’ı buluyor.
Resident Evil Village’de de Ethan Winters’ın çaresiz ve kaygı dolu öyküsüne şahit oluyoruz. Birinci oyunda bir koca figürü olarak karşımıza çıkan Ethan, bu oyunda bir baba olarak karşımıza çıkıyor. Çaresiz dememe bakmayın Ethan’ın bu durumlardan ne kadar düzgün kurtulduğunu biliyoruz. Bu oyunda da pek çok düşünceli durumda Ethan ile güçlü çabalara girişiyoruz.
Öykü, Resident Evil 7’den 3 yıl sonra başlıyor. Mia ve kızı Rose ile her şeyi bir nebze de olsa geride bırakmış Ethan’ın başı yeniden kedere giriyor ve kızı elinden alınıyor. Bir nebze dememin sebebi, Ethan 3 yıl evvelki şoku hala atlatamamış durumda karşımıza çıkıyor. Spoiler vermek istemediğim için biraz sonraki kısmı üstünkörü geçeceğim fakat öykünün temeli bu biçimde. Gerisi çok spoiler olacaktır.
Chris Redfield’ın sıkıntısı ne?
Serinin tanınan karakteri Chris Redfield, Ethan’ı ve Mia’yı Resident Evil 7’nin sonunda kurtarmıştı. Bu oyunda ise fragmanlarda da gördüğümüz üzere Chris, Ethan’ı dehşetli bir maceranın içine sürüklüyor. Chris’ten beklenmeyecek bir hareket görüyoruz. Chris Redfield’ın bu gizemli ve dehşetli hareketi oyunun kıssasında oyuncuya tokat atan birinci kısım oluyor.
Chris, Ethan’ın kendisini çaresiz bir baba olarak farklı bir kabusun yaşandığı vahim bir köyün ortasında bulmasını sağlıyor. Üretimciler Chris’e hala büyük kıymet veriyor olmalı ki kapak fotoğrafında bile Chris’i görüyoruz. Pekala Chris’in kederi ne? İşte bu sorunun yanıtını oyunun öyküsünde ilerledikçe keşfediyoruz.
Oyun dünyasının yeni creepy karakterleriyle tanışıyoruz: Lady Dimitrescu ve kızları
Karakterlerden bahsetmişken fragmanlarda ve tüm oyun basınında gözümüze sokulan Lady Dimtirescu ve kızlarına da ufaktan değinelim. Öncelikle spoiler vermeden şunu söyleyebilirim ki Lady Dimitrescu, benim beklentimin çok daha aşağısında kalan bir makûs karakter oldu. Fragmanlarda o kadar gördük ki oyunun Dimitrescu ve Ethan etrafında şekilleneceğini sanmıştım lakin durum pek o denli değil. Evet uzun mu uzun uzunluklu, uzun tırnakları ve müthiş kızlarıyla sizi korkutmayı başarıyor lakin gereğince ıstırap yaratmıyor.
Bir oyunda benim için makus karakterlerin içi dolu bir geçmişe sahip olması, öyküsünün âlâ bir biçimde işlenmesi, karakterlerin ana karakterimize gereğince badire vermesi ve boss savaşlarında güçlü mü güçlü olması gerekir. Açıkçası ben hayal kırıklığına uğradım. Karakterler kısmında tekrar değineceğim lakin çok daha uygun bir karakter işleyişi görmek isterdim. Bu kadar reklamın üstüne bu karakterin bu kadar zayıf kalmasını beklemiyordum.
En büyük yardımcımız Tüccar Duke:
Resident Evil 4’ün efsane karakterleri kimler diye sorsam alacağım karşılıkların ortasında ‘’Merchant’’ yani tüccar karakteri kesinlikle olacaktır. Resident Evil 4’te epey sevilen tüccar karakteri, farklı replikleri ve oyuncuya sağladığı gelişim imkanı ile oyuncuların gönlünde taht kurmuştu.
Resident Evil Village’da tüccar geri dönüyor ancak birebir karakter değil. Bu oyunda bize Duke isimli bir tüccar eşlik ediyor. Oradan oraya gezip duruyor ve kritik anlarda en büyük yardımcımız oluyor. Duke, bize köyde neler döndüğünün de az buz bilgisini veriyor ve yardımcı oluyor. Duke’a bulduğunuz ganimetleri ‘’Lei’’ para ünitesiyle satabiliyorsunuz.
Oyun içinde düşman öldürdükçe Lei kazanabilirsiniz. Duke, size mermi, yeni ekipman, yeni silah ve yardım materyalleri satıyor. Bunun yanında silahlarınızı da Duke’tan geliştirebiliyorsunuz. Oyunun orta kısmında ise yeni bir özellik açılıyor ve avladığınız hayvanlar yahut garip yaratıklardan edindiğiniz etleri Duke’a vererek pasif özellikler kazanabiliyorsunuz. Duke karakteri, oynanış kısmına bize hayli yardımcı oluyor. Duke’u çok sevdiğimi söyleyebilirim.
Karakter çeşitliliği ve gelişimleri gereğince düzgün mi?
Karakterlerden başladık, genel bir özet yapıp bu kısmı bitirelim. Karakter çeşitliliği konusunda oyun bir eksiklik hissettirmiyor. Öykü boyunca gereğince karakterle temasa geçiyorsunuz lakin gelişmeler konusunda olumlu bir şey söylemek pek mümkün değil.
Karakterlerin kıssası gizemli olsa da uygun işlenemiyor. Oyun size sinematik atmosfer sunmaya odaklanıyor ve makus karakterleri anlatmak için pek gayret sarf etmiyor. Büsbütün ilgisiz kalmıyorsunuz, birtakım sinematikler ve bulduğunuz notlarda karakterlerin öyküleri anlatılıyor fakat daha yeterli işlenebilirmiş diye düşünüyorum.
Resident Evil Village’de kıssa sunumu:
Ferdî olarak oyunlarda en çok dikkat ettiğim faktör kıssa sunumudur. Oyunun öyküsü ne kadar düzgün olursa olsun başarılı bir sunum yapılmazsa öyküye yazık edilmiş olur. En sevdiğim sunum ise gizemin giderek arttığı, aykırı köşelerin ağır olduğu, oyuncuyu oyunda ilerledikçe daha da meraklandıran bir sunumdur. Ucu açık ve tam tamamlanmayan öyküleri de sonradan araştırmayı ve teori üretmeyi sevdiğim için de bu stil kıssalar çok hoşuma gidiyor. Resident Evil Village, tam bu anlattığımız özellikleri taşıyor.
Öykü, size oyun boyunca bir çok kısımda tabiri caizse tokat atıyor. Ekran başında neler olduğunu anlamaya çalışan, başı karışan ve yeni gizemler çözmeye çalışan çaresiz bir dedektife dönüşüyorsunuz. Karakterlerin gizeminin yavaş yavaş çözülmesi, bir yandan yeni gizemlerin ortaya çıkması derken oyun sizi kıssanın üzerinde harika gezdiriyor. Akışa kendinizi bırakıyorsunuz ve kıssanın keyfini çıkarıyorsunuz. Kıssa her geçen dakika daha da gizemli oluyor ve sonunda da ucunu bir nevi açık bırakıyor.
Özlenen köy atmosferi, ismi üstünde Village ile geri döndü:
Resident Evil Village, isminden de anlaşılacağı üzere bir köyde geçiyor. Köy atmosferini en çok Resident Evil 4’ten hatırlıyoruz. Oyuncuların hayli güzeline giden o köy atmosferi karlı versiyonuyla Resident Evil Village’da tekrar karşımıza çıkıyor. Köyde yer alan meskenler, kaleler, heykeller, tabelalar… Harika ve gizem dolu bir köy ortamı oluşturmuş.
Köyde bir çok insanın geçmişte kullandığı konutlara giriş yapabiliyoruz. Çeşitli notlarla insanların yaşadıklarını öğrenebiliyoruz ve her konut itinayla tasarlanmış birbirinden özgün bir halde karşımıza çıkıyor. Uzun ve geniş tarlalar, büyük korkuluklar, değirmenler derken harika bir köy atmosferi bizleri karşılıyor. Oyunun geçtiği yerler itinayla tasarlanmış. Köy atmosferini tekrar deneyimlemek benim çok hoşuma gitti diyebilirim. Biraz da oynanıştan bahsedelim.
Village’in “crafting” sistemi:
Resident Evil Village, hoş bir envanter ve crafting sistemi ile geliyor. Evvelki oyunlardan da bildiğimiz üzere eşyaları dik ve yan olarak koyabiliyorsunuz. Envanter düzenlemesi her Resident Evil oyununda olduğu üzere bu oyunda da epey kıymetli. Oyuncuya kolaylık sağlayan bir başka özellik ise Crafting sistemi.
Oyunda gezerken pek çok yerde materyal buluyorsunuz. Farklı mekanik kesimler yahut bitki modülü bulabiliyorsunuz. Bunlar belirli bir sayıya ulaşınca crafting sistemi size üretebileceğiniz birinci yardım şişesi, mermi, bomba üzere eşyaları gösteriyor ve üstüne tıklayarak süratlice craft edebiliyorsunuz. Bu sistem, oyuncuyu elle kombine etmekten kurtarıyor ve sizin tek yapmanız gereken gereç toplayıp gereçleriniz kâfi sayıya ulaştığında crafting sekmesinden istediğiniz eseri üretmek.
Silahlar ve çatışma mekaniği:
Oyunda silahlar epeyce hoş fakat kimileri pek fonksiyonlu olmayabiliyor. Örneğin bence çok fazla tabanca var. Evet silah çeşitliliği olması düzgün bir şey üzere lakin tek bir tabanca ile de devam edilebiliyor. Pek fazla tabanca değiştirme gereksinimi duymuyorsunuz, lakin bu bireyden şahsa değişebilir. Çeşitlilik olarak tabanca, pompalı, keskin nişancı tüfeği, bomba atar üzere pek çok silah oyunda mevcut. Çatışma mekaniğine gelecek olursak düşmanlar bazen karşınıza tek tek çıkarken bazen Resident Evil 4’te olduğu üzere küme grup geliyor.
Yeri geldiğinde tansiyon hissi sağlanırken; yeri geldiğinde de ağır aksiyon yaşayabiliyorsunuz. Düşmanları öldürmek için başlarına nişan almak gerekiyor ve öldürmek çok da kolay değil. Düşmanlar bazen çok atik olabiliyor ve işinizi zorlaştırabiliyor fakat bir kez mekaniği öğrendiğiniz mi sonuna kadar gidebilirsiniz. Buradan oynanışta zayıf bulduğum boss savaşlarına bağlanmak istiyorum.
Havalı fakat yetersiz boss savaşları:
Resident Evil serisinde boss savaşlarının hayli değerli olduğunu biliyoruz. Capcom, bana nazaran boss savaşlarını sahiden çok âlâ yapıyor. Bilhassa sinematik açıdan çok estetik işler ortaya koyduğun söyleyebilirim. Resident Evil Village’ın grafiklerinin epeyce güzel olması sebebiyle bu sinemati estetiklik bu oyunda da karşımıza çıkıyor. Burada nitekim havalı ve sinematik açıdan etkileyici boss savaşları tasarlandığını söyleyebilirim. Abartılmış uzuvlar, müzikler, replikler derken kusursuz bir boss savaşı atmosferi yakalamışlar.
Bunların yanında savaşların mekaniği bana yetersiz geldi. Zorlukla bağımsız bir formda bosslar çok fazla beklenmedik hareket yapmıyor ve vurulacak yerleri çok muhakkak. Tek yapmanız gereken vaktinde bossun vuruş alanından kaçmak ve elinizdeki tüm mühimmatı kullanarak yanlışsız yere atak yapmanız. Oyun sizi bu bahiste hiç mi hiç zorlamıyor. Bosslar, yapay zeka olarak yetersiz üzere lakin dediğim üzere sinematik olarak mükemmel.
Kayda paha düşman çeşitliliği:
Düşman çeşitliliği, oyuncunun oyuna bağlı kalmasını sağlayan en kıymetli faktörlerden birisi. Oyunda daima benzeri düşmanlarla müsabakanız hudut bozucu ve sıkıcı olabilir. Resident Evil Village, bu bahiste epeyce hassas davranmış ve farklı düşman tiplerini karşımıza çıkarmış.
Oyunda kurtadam-zombi gibisi düşmanlarımızın yanında uçan kuş gibisi yaratıklar, insansı mekanik robotlar ve zırhlı halleri bulunuyor. Oyunda ilerledikçe yeni düşman tiplerini görüyorsunuz. Genel sayı itibariyle çok fazla çeşit olmasa da oyunun uzunluğuna uygun yedirilmiş farklı düşman tipleri ilerledikçe sizleri karşılıyor.
Oyunun dünyasına kıyasla bulmacalar biraz kolay kalmış durumda:
Bulmacalar, Resident Evil serisinin temel oynanış öğelerinden birisi. Kolay yahut sıkıntı olabilen bu bulmacalardan bu oyunda da yer alıyor lakin genel olarak bulmaca sayısı epeyce az ve kolay bulmacalara yer verilmiş. Bu oyunda yapmanız gerekenler çok açık ve genelde tüm bulmacaları tek seferde ayrıntılıca düşünmeden çözebilirsiniz.
Oynanışın kimi kısımları neredeyse yalnızca ufak bulmacalardan oluşurken; kimi kısımları ise ağır aksiyon ve tansiyon dolu açık yahut kapalı alan seyahatlerinden oluşuyor. Oynanış keşif, aksiyon ve bulmaca öğelerinin karışımından oluşuyor fakat bulmacalar daha güç ve ilgi alımlı olabilirdi diye düşünüyorum. Bu hususta sizlerin de fikirlerini merak ediyoruz, yorumlar kısmına fikirlerinizi alırız 🙂
Oyun kısmi bir açık dünyaya sahip:
Resident Evil Village, kısmi bir açık dünyaya sahip. Bilhassa köyde gezinebileceğiniz, keşfedebileceğiniz epey fazla yer bulunuyor. Misyon yerine gitmeden köydeki neredeyse tüm konutları gezebilir, oralarda yer alan notları bulabilir, etraftaki hazinelere göz atabilir, avcılık yapabilir ve hazine kazanmak için küçük bosslar kesebilirsiniz. Bunların dışında birtakım yerlerde özel bulmacalar çözebilir ve save noktalarında manuel save alabilirsiniz. Kısmi olsa da oyun size bir açık dünya sunuyor ve bu epeyce tatmin edici bir özellik.
Yükleme mühletleri ve yeni kuşak oyun performansı:
Oynanış kısmını sonlandırırken epeyce hoşuma giden bir özelliği paylaşmak istiyorum. Oyunu yeni kuşak konsol olan Xbox Series S konsolunda oynadım ve şunu söyleyebilirim ki oyuna teşebbüs çok süratli gerçekleşti. Kayıtlarınız çok süratli yüklenebiliyor ve oyun içi rastgele bir yükleme sekansı ile karşılaşmadım.
üOyun büsbütün sinematik olarak ilerliyor ve o sırada yükleme yapıyor olsa dahi hiçbir bekleme durumu ile karşı karşıya kalmıyorsunuz. Performans noktasında ise söylenenlere nazaran PlayStation 5 konsolunda açık alanlarda bazen 30 FPS’ye kadar düştüğü görülmüş lakin ben Xbox konsolumda buna rastlamadım. Oyun hakikaten yeni jenerasyon için eksiksiz optimize edilmiş.
Grafikler ve atmosfer
Resident Evil Village, grafik ve atmosfer olarak bizlere yeni kuşak bir tecrübe sunmayı başarmış. Ray Tracing dayanaklı oyunun grafikleri epeyce üst seviyede. Karakterler ve yaratıkların tüm fizikî ayrıntıları, köydeki heykeller, meskenler, Dimitrescu kalesi üzere pek çok yer çok ihtimamlı tasarlanmış ve doku kalitesi olarak çok üst seviyede.
Oyunun kısım dizaynları epeyce kaliteli yapılmış ve her kısımda sizi ilgili ana sokmayı başarıyor. Ufak jumpscareler ile daima tansiyonu sağlayabiliyor. Her kısım oyuncuyu birbirinden farklı ve özgün bir atmosfer içine sokuyor. FPS bakış açısıyla da oynanmasının bir artısı olarak çevreyi hayli kaliteli ayrıntılarıyla keşfedebiliyorsunuz.
Tansiyonu tavan yapan ses ve müzikler…
Capcom, ses ve müzik konusunda hayli başarılı işlere imza atıyor. Oyunun ana tema ve kısımlarda kullandığı müzikler ve ses efektleri epeyce başarılı. Sizi anın içinde tutuyor ve asla rahatsız etmiyor. Gerektiği yerde gerekli ses çalışmaları başarılı bir formda yapılmış. Aksiyon yahut tansiyon sahnelerinde uyumlu ses-müzik kullanımı ile oyun tecrübesine büyük katkı sağlandığını düşünüyorum. Üstteki görüntüden oyunun end credits müziğini dinleyebilirsiniz.
Resident Evil Village oynanış mühleti: Kaç saatte bitiyor bu oyun?
Son olarak oyun uzunluğundan bahsetmek istiyorum. Resident Evil Village, çok uzun süren bir oyun değil lakin oyunu bitirdiğinizde kısa olduğu için şikayet etmiyorsunuz. Oyun uzunluğunun istikrarlı olması epey değerli. Gereksiz kısa yahut gereksiz uzun bir oyun oyuncuyu oyundan soğutabilir. Howlongtobeat datalarına nazaran oyunun ana kıssası ortalama 8 saat 20 dakika sürüyor. Oyundaki her şeyi eksiksiz yapmaya çalışan ‘’Completionist’’ bir oyuncuysanız 15 saate kadar uzayabilir. Ekstra içeriklerle de vakit geçirmek isterseniz azamî 20 saate çıkabilirsiniz diye düşünüyorum. Oyun uzunluğu bence hayli optimum.
Sonuç: Ufak eksiklere karşın serinin en başarılı oyunlarından birisi…
Artı ve eksileri verdikten sonra sonuç kısmımız ile incelememizi bitirebiliriz. Resident Evil Village, serinin geldiği noktada bilhassa Resident Evil 7 ile başlayan yeni öyküyü çok hoş bir halde devam ettirmiş ve yeni jenerasyonda başarılı bir oyun tecrübesi yaşatmayı sağlayan bir oyun olmuş. Ufak eksikliklerin dışında epey kâfi oynanışı, giderek artan gizemi ile sunduğu meraklandırıcı kıssası vs.derken serinin dikkat alımlı oyunlarından birisi olmayı benim gözümde başardı.
Sizler de oyun ve inceleme hakkında fikirlerinizi yorumlar kısmında bizlerle paylaşabilirsiniz. Bir sonraki incelemede görüşmek dileğiyle. Teşekkür ederim.
Son Puanımız: 90/100
