Ordu Üniversitesi ODÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Azası Yrd. Doç. Dr. Salih Okumuş, gençlerin internet diliyle konuşmasıyla beraber Türkçe’nin bozulduğu söyledi.
Taşbaşı Kültür Merkezi’nde ODÜ Türkçe Kulübü tarafından başlatılan ‘Türkçe Kampanyası’ kapsamında ‘Dilimizi Koruyalım, Türkçe Konuşalım, Türkçe Yazalım’ mevzulu oturum tertip edildi. Kampanyanın devam kalitesinde tertip edilen oturuma, Ordu Belediye Başkan Yardımcısı Özer Karadağ, Kültür ve Turizm Şehir Müdürü Erkan Gülderen, ODÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemil Yapar’ın yanı gizeme akademisyenler ve çok rakamda talebe katıldı. Oturuma Ordu Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Salih Okumuş, Yrd. Doç. Dr. Salim Ufak, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Abdullah Şengül ve Yrd. Doç. Dr. Feridun Tekin konuşmacı olarak katıldı.
Oturumda konuşan Yrd. Doç. Dr. Salih Okumuş, özellikle ticari alanda İngilizce’nin ciddi anlamda dil lekeliğine neden olduğunu korundu. Türkçe’nin dünya dili olması noktasında herkesin kendi üzerine düşen vazifeyi yapması gerektiğini ifade eden Okumuş, “Dünya teknolojik bir köye döndü. Bu büyüme bizleri hem pozitif hem de çok negatif noktalara götürüyor. Öncelikle Türkçe’nin bilim dili olup olmadığı güzergahında aydınlar tarafından görüşler var. Şayet Türkçe’ye ‘bilim dili değil’ dersek ve sahip çıkmazsak hiçbir zaman olamayacaktır. Geçmişte Arapça ve Farsça’nın, şimdi de Fransızca ve İngilizce’nin tesiriyle dilimiz ikinci tasarıya itildi. Şayet biz kendi dilimizi ön tasarıya çıkarıp, onun bilim dili olması için mücadele göstermezsek, hiçbir zaman bilim dili olamayacaktır. Bu sebeple ne olursa olsun bilim dili olması için çabalamalıyız. Herkes üzerine düşen vazifeyi yapmalı” dedi.
Yabancı dille eğitim ve ticari faaliyetlerde kullanılan yabancı dilin Türkçe üzerindeki negatif tesirleriyle alakalı düşüncelerini de dile getiren Okumuş, “Yabancı dil eğitimi Türkçe’nin dejenerasyonunda tesirli olmaktadır. Netlikle yabancı dil bilinmesine karşı değiliz. Bu birbirinden ufalamalı. Hatta bugün Türkiye’de yabancı dil öğretme sisteminin gözden geçirilerek, bunun daha doğru yapılması sağlanmalıdır. Ama yabancı dille eğitim yapılması kültürümüzü, dilimizi bozmakta ve kasvet oluşturmaktadır.
Ticari faaliyetler mevzusunda özellikle son senelerde Türkiye dışarıya mülk ve hizmet ihraç ve ithal etmeye başlayınca bu alanda dil lekeliliğine neden oldu. Zira yapımda adlandırmalar yabancı olmaya başladı. Firma ve iş yeri isimlerinde bir ekip ticari evhamlar sebebiyle yabancı adlar seçilmektedir. Tabelalar, markalar ve ihracatta Türkiye’ye getirilen mülklerin ne yazık ki Türkçe rehberi oluşturulamamaktadır” diye konuştu.
Büyüyen teknoloji ile beraber gençlerin artık internet diliyle konuşmaya başladığını, bunun da dilin dejenerasyonuna neden olduğunu kaydolan Okumuş, “Teknoloji ile beraber büyüyen internet artık Türkçemizi katlediyor. Gençler artık internet dili ile konuşmaya başladı. İtinasızlık, yanlış kullanım, şuursuz ve duyarsız kullanımlar ayrıca gençler arasında çok yaygın olarak argo kullanımı da dil lekeliliğine neden oluyor. Burada en ehemmiyetli nokta eğitimdir. Daha çocuk yaştaki eğitimde oyunlaştırılarak böyle bir eğitimin verilmesi gerekir. Türkiye’de çocuklara müteveccih yazar ve şairlerimiz çok az. Çocukların yaş gruplarına uygun lügatler kullanılarak yazımlar yapılmalıdır. Anlam ve yazım yanlışlıkları, kaidelere uyulmaması ve yabancı ilavelerin kullanılması dil lekeliliğine neden olmaktadır. Kitle irtibat vasıtaları, özellikle reklamların bozuk dil cinsinin kullanımının dil lekeliliğine büyük katkısı var. Tercüme dili manayı bu mevzuda dil lekeliliğine neden olmaktadır” biçiminde konuştu.
Türkçe’ye giren her yabancı kelimeyi bedene giren virüse benzeten Okumuş, “Dilimizden reelinde yitirdiğimiz tam kelimeler ne yazık ki trafik kazalarında yitirdiğimiz evlatlarımız gibidir. Dilimize giren her yabancı kelime de bedenimize giren bir virüs gibidir. Çağdaş deyimler söylersek bedenimize giren domuz gribi gibidir. Dikkat edilmezse bu virüsler bedenimizde tahribat yapar” dedi.
İnternet Türkçe’yi bozuyor
İHA
