Dünyadaki hayatın yolunu değiştiren Charles Darwin evrimin nasıl çalıştığı hakkında her şeyi bilmiyordu.
Bu sebeple bugünün uzmanları vefatının 200’üncü senesinde Darwin’i yine ele alıyor
BBC Focus mecmuasında yer alan habere göre, Darwin’in evrim kuramının nasıl can verdiği muhtelif biyologlar ve uzmanlar tarafından ayrıntılı olarak açıklanıyor.
Yeni özellikler nereden geliyor?
Spektrum yalnızca hayatın tadı değil, natürel tercihin esas parçasıdır. Gen havuzundaki yeni özelliklerin görünümü olmadan, natürel tercih için hiçbir şey olmayacaktır. Ve evrim ağır ağır gelip duracaktır. Fakat bu herkesin yeni özelliklerin değişinimden geldiğini fark ettiği 20. asra kadar böyle değildi.
Peki, değişinime ne yol açıyor? San Diego’da California Üniversitesi’nden biyoloji profesörü Christopher Wills, “İlki ışınım ve kimyevilerin değişinime yol açan en ehemmiyetli neden olduğu düşünülüyordu. Şimdi her şey sarih ki bir hayli değişinim deoksirübo nükleik asit kopyalama sürecindeki yanılgılardan alana geliyor ” dedi.
ışınımın da değişinimlere yol kalemtıraşını, fakat bunların kısa yarıyıllı olacağını ve geri kalan değişinimler için ise natürel tercihin sağlam bir hikâye olmadığını söyleyen Bath Üniversitesi’nden evrimsel genetik profesörü Laurence Hurst, “Bir popülasyondaki değişinim sıklığı talih yapıtı basitçe yükselebilir ve düşebilir. Bu genetik sapmadan olabilir” dedi. Genetik sapma genlerin nasıl gelişigüzel yeni jenerasyonlara geçebileceğini açıklıyor. Bu genler ister istemez en iyileri değil, ancak bununla birlikte bir popülasyonda kendilerini kabul ettirebilirler.
Özellikler nasıl servet alınıyor?
Natürel tercih etrafa geçim sağlayanların yaşamda kalma bahtı daha yüksek, sağlayamayanların daha az olduğu bir süreçtir. İrsiyet olarak öğrenilen, sen, ben ve değişiklerinin anne ve babamızın özelliklerinin bize servet kalması mekanizmasıdır. Ve Darwin bunun nasıl işlediğiyle alakalı çok az şey biliyordu. Bu süreç reelde nasıl oluyor?
Bbiyoloji profesörü Wills, “Darwin bedenin değişik kısımlarının yeni jenerasyonun özelliklerini taşıyan gemmule ufak tomurcuklar ürettiğini ileri sürüyordu. Üretilen tomurcukların rakamı, niteliği yeni jenerasyonu etkiliyordu. Bu hoş bir fikir, ancak yanlış. Zira, Darwin genetiği kavramıyordu. Biz şimdi özelliklerin genetik bilginin zerreciklerine geçtiğini ve bu bilginin Deoksirübo Nükleik Asitte depolandığını biliyoruz” diye konuştu. Ayrıca Wills, genlerin değişik formlarının çok büyük genetik varyasyon havuzu sağlayarak binlerce jenerasyon için popülasyonlarda kalabildiğini belirtti.
İnsanlar nereden geldi?
Darwin ilk evrim kuramını yayınladığında bir hayli insan Tanrı’nın insanoğlunu kendi görüntüsü içinde yarattığına inandılar. Bu sebeple Darwin natürel tercih çıkarımlarından haberdardı. Yeterince geçmişe bakarsan atalarımızın maymuna benzediğini gösteren fosil kaydı yoktur. Mağara adamlarının iskeletleri, Darwin’in 1859 senesinde yayınlanan “Cinslerin Orijini” adlı kitabından evvel keşfedildi, ancak 1891 senesinde bulunan “Java İnsanı” insanın maymundan gelmediğini gösterdi. Dr. Richard Leakey, “5-6 sene evveline giden çok iyi bir fosil kayıtları var. Spesifik tercih için baskı tamamen anlaşılmasa da muhtelif adımların misalleri var” diye konuştu. İnsanoğlunun evrimi için, karbon 14 testi ve irsiyet bilimi aynı zamanda parçaları bir araya getirmede çok ehemmiyetli oluyor. bilim adamlarının kesin uyarlamaların ne zaman, niye ve nasıl sarihe çıktığını kavramalarına destek ediyor.
Fakat, Leakey hali hazırda bilinecek çok mevzunun olduğunu belirterek, “İki ayaklı maymunların tanınması gidişatı gibi hali hazırda kritik olarak ehemmiyetli olan muhtelif mevzular var. Bundan evvelinde, tüm primatlar İnsan, maymun ve eşi memelileri de içine alan omurgalılar üst ekibi 4 ayaklıydı. Henüz etrafsal metamorfoz ve baskı yarıyıllarına mülk edebileceğimiz çok net bir fosil kaydımız yok” diye konuştu.
Göz bulmacası
Bu yaratılışçılar için büyük bir sualdir. Göz hakikat bir bulmacadır Göz, öteki uzuvlardan değişik olarak yalnızca bir işleve sahipmiş gibi görünüyor. Darwin bu sualin cevabını öğrenmiyordu. Fakat o kuramı için son test olarak gözü kullandı. Darwin, şayet herkes gözün nasıl evrim geçirdiğini gösterebilirse, natürel tercihin hakikatleşeceğini söyledi.
Biologlar, bugün gözün karışık yapısını gösteren organizmaları izleyerek hikâyeyi açıkladılar. İrsiyet bilimi, bize tüm süreçleri harekete geçiren genleri verdi. Ve bu bir kere başlarsa, göz çok ivedi büyüyebilir. “Göz: Natürel Bir Tarih” kitabının yazarı Simon Ings, “Büyümeler çok süratli. Bir fotoğrafa odaklanmak için gereksinimimiz olan biçimi elde etmek basit. Balığın gözünün metamorfoz göstermesi için, bu süreç 40 bin sene alabilir” dedi.
Dünya kaç yaşında?
Bugün radyometrik tarihlendirme sayesinde biz dünyanın vahşice 4,55 milyar sene yaşını olduğunu öğreniyoruz. Fakat Darwin ise dünyanın yalnızca 400 milyon yaşında ya da daha genç olduğunu söylüyordu. Plymouth Üniversitesi’nden jeolog Iain Stewart “Lord Kelvin dünyanın esasını çözdü. Soğuma hadisesini dünyanın yaşının tanımlanmasına uygulamak istiyordu. Dünyanın Güneş’deri koptuğunda onunla aynı sıcaklıkta olduğunu ve kesintisiz soğuduğunu zannediyordu” dedi. Kelvin’in teklifleri Darwin için deviriciydi, zira Kelvin, evrim üzerinde daha çok çalışılması gerektiğini öğreniyordu. Neyse ki, Darwin için kayıp ısı kaynağı olan radyoaktivite, yakında jeologlara esas jeolojik periyotları tarihlendirmelerine destek edecek.
Hayatın orijini nedir?
1863 senesinde Darwin botanikçi Joseph Hooker’a hayatın kesin orijini hakkında düşüncelerini açıkladı. 1871’de ise muhtelif tuzlar ve enerji kaynaklarıyla dolu ılık ufak bir havuz hayal ederek tekerrür yazdı. New York Üniversitesi’nden Prof. Dr. Robert Shapiro, Deoksirübo Nükleik Asit ve Ribo Nükleik Asidin rolünün henüz öğrenilmediğini belirterek, “Darwin’in zamanından beri biyokimya hakkında harika şeyler bildik. Ancak hali hazırda yaşamın bütün olarak nasıl başladığı mevzusunda bir uzlaşma bulunamıyor” dedi.
Evrim kuramı can verdi mi?
Üniversite College London’dan biyoloji profesörü Steve Jones, evrim kuramının sona erdiğini söyleyen biyologlardan biri. BBC Focus mecmuasında yazdığı yazısında evrimin sona erişini anlatıyor:
“Natürel tercih eninde sonunda yine üretme eforunda irsiyetsel değişikliklerle sonuçlandı. Bu bir hayli halkı kasıp kavurdu. Shakespeare zamanında 3 bebekten ikisi 21 yaşına gelmeden can veriyordu. Bu vefatların çoğunluğu hastalıklardan, açlıktan ve şiddetten kaynaklanıyordu. Bunların hepsinin sabretme eforunda irsiyetsel öğeler vardı.
İngiliz bebeklerinin yüzde 99’u daha öncekinden doğdukları birkaç ay içinde eforlukla yaşamda kalıyorlardı. Ancak şimdi bu tamamen değişti. Darwin’in mekanizmasını besleyen değişiklikler uzaklaştı. Hikâyenin daha net hale gelmesi için kaçının hangi hastalıktan can verdiği gibi ayrıntıları öğrenmemize gerek yok.
Şayet natürel tercih yaşamda kalma eforundaki başkalaşımları güzel görürse, bu metamorfoz eforunu kaybeder. Büyüyen dünyada geçtiğimiz birkaç asırda bu zati eksildi. Netice olarak, Darwin’in modelinde natürel tercih ve evrimleşme yok, artık bu kuram sona erdi. Öteki bir tabirle, şayet ütopyanın nasıl olacağı hakkında kaygıların varsa durgun ol, zira şu anda ütopyadasın. “
Haberci
