Cep telefonlarının sağlık tehlikeyi taşıyıp taşımadığı senelerdir tartışılsa da, analistler bu sualin yanıtının verilebilmesi için daha uzun seneler geçmesi gerektiğini söylüyor
Kablosuz teknoloji kitlesel halde kullanılmaya başladığından bu yana, cep telefonlarının sıhhate hasarlı olduğu mevzusunda fobiler vardı. cep telefonu kullanımının sıhhate hasarları mevzusunda 600 araştırma yapılmış olmasına karşın, neticeler hali hazırda kafa karıştırıcı.
Dünya Sağlık Orgütü ve Amerika Birleşik Devletleri Milli Kaner Vakfı gibi saygın kuruluşların açıklamalarda cep telefonu kullanımının insan sıhhatine hasar vermediği sarihçe belirtiliyor. Ancak öteki bağımsız araştırma firmaları cep telefonu kullanımı ve insan sıhhati arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu söylüyor.
Interphone ismi verilen ve emeli bu mevzuya net bir yanıt vermek olan araştırma 13 yıl evvel kısmen kablosuz teknoloji sanayisi tarafından finanse edilerek başladı. Ancak raporun yayınlanması, araştırma katılımcılarının elde ettikleri bilgileri rapora nasıl aktaracakları mevzusunda çıkan ihtilaf sebebiyle ertelendi. Bazı ülkeler kendi başlarına rapor yayınladılar. Bir çoğunun araştırma neticeyi beklendiği gibiydi: 10 seneyi aşkın bir vakit süresince cep telefonu kullanımı ve beyin tümölerinin yaradılışı arasındaki iletişim raporlarda sarihçe belirtilmişti.
Bu araştırmalar gün suratına çıktıkça, kanser araştırması alanındaki saygın bilim adamları, cep telefonlarının kullanımının sıhhate hasarlı olduğu mevzusunda beyanatlar verirken, değişikleri de henüz bu mevzuda kesin bir karar vermek için erken olduğunu söylüyordu. Her iki karşıt grubun da hemfikir olduğu tek istekleri daha fazla ve detaylı araştırmanın lüzumlu olduğu istikametindeydi.
Bu hafta, bilimadamları Washington da bir araya gelerek araştırmalarını sunacaklar ve gelecekte cep telefonu kullanımının yan tesirleri ve sıhhate tesirleri mevzusunda yapılacak olan araştırmalar için mevzular tanımlayacaklar.
Bu noktada analistler, insanların cep telefonlardan ne kadar ışınıma maruz kaldığını belirten çok net bilgilere sahipler. İsveç Devlet Teknoloji Enstitüsü’nde ışınım uzmanı olarak çalışan Niels Kuster gibi bilim adamlarının yaptığı çalışmalar sayesinde cep telefonu kullanımı sebebiyle oluşan ışınım emilimi değerlendirmesinde kullanılacak güvenilebilir modeller bulunuyor.
Kuster yaptığı araştırmalar neticesinde çocukların cep telefonu kullanırken erişkin insanlara göre iki kat daha fazla ışınıma maruz kaldığını ortaya çıkarttı. Bunun başlıca sebebi de ellerinin ve suratlarının daha ufak olması. Bu emilimin ne cins bir sağlık meselesine yol kalemtıraşı öğrenilmemesine karşın Finlandiya ve Fransa ebeveynlere çocuklarının cep telefonu kullanmaması öneren deklarasyonlar yayınladı.
Analistler artık beden tarafından emilen ışınımın elektronları nasıl etkilediği, nasıl bir kimyevi tepkimeye yol açtığı ve insan biyolojisini nasıl değiştireceği mevzusunda araştırma yapma zamanının geldiğini tartışıyor.
Bilim adamları iyonize eden ışınımın DNA’da kansere yol açan bir kırılmaya neden olduğunu öğreniyor. Ancak cep telefonlarının bu frekansların oldukça altında çalışıyor. Netice olarak bazı Bilim adamları iyonize etmeyen ışınımın hücre zararına yol açamayacak kadar düşük eforda olduğunu iddia ediyor. Bir kısım bilimadamı da iyonize etmeyen ışınımın tesirlerinin hali hazırda hücreler ve dna üzerinde öğrenilmediğini söylüyor.
Pittsburgh Üniversitesi Kanser Enstitüsü direktörü Ronald Herberman yapılan bir çok araştırmanın doğru düzgün planlanmadığını düşünüyor.
“Analistler, öteki tahlilcilerin başka cinslerdeki kanser nedenlerini incelerken kullandığı potansiyel biyolojik işaretleyicileri cep telefonu ışınımı araştırmalarında uygulaması gerekiyor”
Herberman ayrıca araştırma yapılırken kullanım kalıplarının değil de hakikat kullanım oranlarının kullanılması gerektiğini söyledi.
“Cep telefonu kullanımıyla alakalı kanser epidemiyolojisi incelenirken karşılaşılan bir öteki kilit problem de kullanılan bilgilerin yalnızca hastalardan bir araya gelmesi.”
“Bu araştırmaların çoğunda hekimler ya da analistler hastalara cep telefonunu ne kadar sıklıkta kullandığını ya da bazı vaziyetlerde aile abonelere çoktan kapanmış mevzular hakkında sualler soruyor. Bu surattan yalnızca hipotezi ve net olmayan yanıtlar alınıyor. Kablosuz teknoloji sanayisinin gereksinimi olan bilgiler ise ayrıntılı kullanım bilgileridir.”
Amerikan Kanser Vakfı için çalışan Michael Thun da cep telefonu kullanımın insan sıhhatine verdiği hasarı ortaya çıkartmanın henüz çok erken olduğunu düşünüyor. “Uzun süreli cep telefonu kullanımının beyin kanseri hadiseleriyle olan iletişimini bulabilmek için daha uzun yıllar beklememiz gerekiyor. Bir kanserin oluşabilmesi bazen 30 seneyi bulabilir.”
“misalin, sigaranın akciğer kanserine neden olduğunun bulunması, sigaranın küresel olarak satılmasından takribî 40 yıl sonra oldu. 1950’li senelere gelindiğinde ciğer kanserine tutulanların rakamı dokuz katına çıkmıştı.”
Thun, ayrıca cep telefonu kullanımı üzerine yapılan araştırmaların rapor edilmesisinin başka bir deyişle herkesin kavrayabileceği bir dile çeviri edilmesi olduğunu söyledi. Sebebiyse bu araştırmaların giderekmesi. Misalin İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre cep telefonu en çok hangi kulakta kullanılıyorsa beyin kanseri de o tarafta büyüyor. Bu araştırmalar urların 10 sene içerisinde geliştiğini iddia ediyor. Thun ise bu tip urların daha yavaş büyüdüğünü belirtiyor.
“Beklediğiniz şeyle asla anlaşmaz. Ancak kablosuz teknoloji sanayisi çok süratli büyüyor ve takip etmek de en ehemmiyetli mevzu. Dünya etrafında bu teknolojiyi kullanan dört milyar insan var. Bu sualin yanıtını vermek oldukça ehemmiyetli.”
