Bitlis’teki mermer ocaklarının birinde, üzerinde muhtelif deniz canlılarına ait fosillerin bulunduğu mermer blokları çıkarıldı.
Fosilli mermerleri bulan Genç Polat Orman Mahsulleri ve Madencilik Sanayi Ltd. Şti. İdare heyeti Başkanı Nesim Haspolat, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, ”bu fosilli mermerlerin ne kadar vakitte alana geldiği ve özelliklerinin ne olduğu mevzusunda, arkeologlar bölgeye gelip araştırma yapmalı” dedi.
Bitlis’teki bir ocakta fosilli mermerin bolca bulunduğunu ve bu özelliğe sahip mermerin Türkiye’de henüz bulunmadığını ifade eden Haspolat, şöyle konuştu:
”Bu stilde, bu biçimlerde fosillerin olduğu mermeri ben yalnızca Bitlis’te gördüm. Buralar zamanında deniz yatağı olabilir. Biz bu mermeri Bitlis yöresinde buluyoruz. Buralarda deniz, umman, ırmak yatağı olduğu kesin. Zira bu fosilli mermerler milyonlarca sene evvel oluşmuş. Bu mermer cinsini, kredi eksikliği sebebiyle ocağı açamadığım için, piyasaya sunamadım. Almanya’da havaalanında bu mermere tesadüftüm. Ancak figürler bu kadar bariz değildi. Genellikle istiridye, deniz kabukluları, deniz yıldızı, kelebek, balık gibi deniz mahsullerinin bulunduğu taşlara tesadüfüyoruz. Bunların ne kadar vakitte alana geldiği mevzusunda bölgeye arkeologlar gelerek araştırmalar yapmalı. Buraların çok ehemmiyetli bilgi taşıdığını ve bilim adamlarının alakasını sürükleyecek özellikle olduğunu düşünüyorum.”
”FOSİLLER, TETİS DENİZİ’NİN VARLIĞINI SÖYLER”
Yüzüncü Sene Üniversitesi YYÜ Fen Edebiyat Fakültesi öğretim personellerinden Arkeolog Sinan Kılıç ise, bu yıkıntıların tarihi deniz ”Tetis”in işareti olduğunu söyledi.
Bu denizin çok büyük ve tarihi bir deniz olduğunu açıklayan Kılıç, şunları dile getirdi:
”Günümüzden milyonlarca sene evvel, Türkiye diye bir ülke ortada yoktu. Afrika, Arap Yarım Adası ve kuzeydeki Kuzey Anadolu Dağları arasında ‘Tetis’ Tethys Denizi vardı. Günümüzden milyonlarca sene evvel, dünyadaki tek kıta olan Pangea’nın bölmeye başlamasıyla beraber, bu deniz ilk iç deniz olarak ortaya çıktı. Tetis Denizi, tarihi bir denizdir. Yukarıyada bulunan Rusya, Avrupa, İskandinavya, zamanla Arap Yarım Adası ve Hindistan’ın bulunduğu kara parçasına yanaştı. Bu milyonlarca sene sürdü. Bu darala darala, büyük dağları oluşturdu. Doğu Anadolu Dağları, Alpler, Himalayalar böylece ortaya çıktı. Bu kıtalar hala çarpışmaya devam ediyor. Onun için hala zelzeleler alana geliyor. Bu sebeple fay hatları hala hareketli.”
Güneyde bulunan karaların, kuzeye hala çok baskı yaptığını açıklayan Kılıç, bu sebeple karaların orta kısmında kabarmaların alana geldiğini belirtti.
Bu hareketlerin milyonlarca yıldır sürdüğünü vurgulayan Kılıç, şöyle konuştu:
”Bu sebeple dağların tepelerinde deniz kabukluları bulmak çok bayağı. Dağlar ve kayalar geçmişte deniz yatağıymış. Bu sebeple çok yüksek kesimlerde deniz canlılarına ait fosiller görüyoruz. Bu cins yıkıntılar, fosil biliminin alaka alanına giriyor. Bu fosilleri araştırmalılar. Milyonlarca sene evvelki Tetis Denizi’nin, ne zaman var olduğu bu fosillerden bilinebilir. Bitlis’teki bu alan da fosil bilimciler tarafından incelenmeli. Tetis denizinin hangi çağlardan bu yana var olduğunu bize bu fosiller söyler. Bu sebeple Bitlis’te bulunan fosiller oldukça ehemmiyetli. Bunların incelenmesi gerekiyor.”
Bitlis Eren Üniversitesi BEÜ Öğretim Abonesi Yrd. Doç. Mehmet Demirtaş ise, Bitlis’in çok daha önceki bir toprak parçası üzerinde kurulduğunu söyledi.
Demirtaş, ”bu fosiller uzmanlar tarafından incelenmeli. Laboratuvarlarda araştırma yapılmalı. Zira milyonlarca sene evvel buralar suyla kaplıydı. Bu fosiller de onun işareti. Bitlis’te yapılacak araştırmalar çok kıymetli bilgilere erişilmesini sağlayabilir” diye konuştu.
Bitlis geçmişte denizmiş
Yaftalar : arkeoloji araştırma fosil
