Felçli hastaları ayağa kaldıracak ‘pantolon
Hacettepe Teknoparkı’nda faaliyet gösteren genç tahlilciler, yürüme yetisini kaybeden hastaların ayakta durmasını ve yürütülmesini sağlayacak ”pantolon sistemi” geliştiriyor.
Konak Tıp Etraf ve Madencilik Ltd Şti Genel Müdürü Prof. Dr. Ufuk Kemal Gülsoy, Anadolu Ajansı muhabirine, ”Paraplejik Hastaların Yürütülmesi ve Rehabilitasyonunda Ses Komutlu, Bilgisayar Takviyeli Pnömatik Pantolon Sistemi Prototipinin Oluşturulması” adlı projelerini anlattı.
Firmalarının 1986 senesinde kurulduğunu ve özellikle sıhhatte görüntüleme teknolojileri mevzusunda Ar-Ge faaliyetleri yürüttüğünü dile getiren Gülsoy, 2 sene evvel başlattıkları projelerinde ise yürüme yetisini kaybetmiş hastaların ayağa kaldırılmasını sağlayacak pantolon sistemi geliştirmeyi kastettiklerini kaydoldu.
-PARAPLEJİ NEDİR?-
Paraplejinin, omurganın yukarıya sırt bölgesi veya daha alt kesimlerinde oluşan yaralanmalar neticeyi omurilikteki asap mesajımının bedenin altına erişememesi ile ortaya çıkan çok karışık bir muayenehane tablo olduğunu anlatan Gülsoy, hastalığın boşaltım ve cinsel hakimiyetsizlik gibi pek çok hayatsal işlevin de yitirilmesine neden olduğunu belirtti.
Gülsoy, genç yaşta kötürüm kalan bir insanın ömür boyu başkalarına yoksul yaşamak zorunda oluşu ve yürüyemeyecek vaziyette olmasının çok ciddi psişik meseleleri de birliktesi getirdiğini vurguladı.
Projelerinin genç yaşta parapleji olmuş, hayata keyfini ve umudunu kaybetmemiş ve iş yapabilme mahareti bulunan eforlu ve zinde grup hastalara müteveccih geliştirildiğini bildiren Gülsoy, bu grup hastalar için bağımsız hayat şartları sağlanabileceğine işaret etti. Gülsoy, projedeki amaçlanan getirileri şöyle anlattı:
”Mevzubahisi pantolon sistemi, adaleleri pasif olarak hareket ettirip can vermelerini, dolaşımsal hastalıkların ortaya çıkmasını, kemik erimesini, ten hastalıklarının oluşmasını yasaklayacak; böylece genç hastaların iyileşme umudunu yitirmesi önlenecek. Zira günün birinde asap iyileşmesi sağlanırsa hasta hareketini sağlayacak gaye uzvun sağlam kalacağını öğrenecek. Ehemmiyetli bir nokta, geçimlendirilebilir yazılım sayesinde hastanın orteze kısa zamanda geçimi de sağlanacak.”
-MEVCUT USULLERE ÜSTÜNLÜKLERİ-
Bugüne kadar paraplejik hastaların yürütülmesine ve rehabilitasyonuna müteveccih çok rakamda ortez ve takma geliştirildiğini, fakat bunların hiçbirinin projelerindeki ayrıntılı yapıya sahip olmadığını belirten Gülsoy, laflarını şöyle sürdürdü:
”Teknolojimiz, ses komutlu ile çalışacak ve ellerin kullanımı için yeterli hürlük sağlayacak. Mevcut ortezlerin pek çoğu sert materyallerden üretildiğinden hareket kaybı yanında duyu kaybı da olan hastanın istenmeyen yaralanmalarına neden olabiliyor. Projemizdeki havalı, yumuşak sistem bu bakımdan lider olacak.
Projede amaçlanan pantolon sistemi, bu cins hastaları kısa zamanda kendi bacakları üzerinde yürütmeyi sağlayarak adalelerin can vermesini ve kemiklerin erimesini, eklemlerin donmasını önleyecek. Proje ile yapılmak istenen pantolon sistemi, dünyada henüz bu seviyede hakikatleştirilmemiş bir ortez oluşturuyor.”
-”SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?”-
Projenin mekanik, elektronik ve yazılım kısımlarından oluştuğunu, insan bedenine çok yakın mekanizmalar kapsadığından konforlu bir yürüme sağlamayı amaçladığını belirten Gülsoy, sistemi şöyle anlattı:
”Projenin mekanik kısmı, dış iskeleti oluşturan sert plastik veya hafif metal alaşımlardan yapılmış, üzerinde muhtelif oynaklar bulunan çerçeve ile buna sıkıca kaynaştırılmış ve içerisinde istenilen biçimde tazyik farklılıklarına dayanıklı değişik tabakalardan oluşan pantolondan ibaret. Dış iskelet, hem takviye hem de eklemleri taşıtıyla hastanın hareketine izin verecek yapıda olacak; belini dik yakalayacak, kalça, diz, ayak bileği eklemini değişmezleyecek ki insan kalkıp ayakta durabilsin.
Pantolonun en iç tabakasını, içerisinde düşük tazyikli atık havanın alttan yukarıya gezeceği, bir nevi sıvazlamaya eş hareket ile duyudan yoksun bacakları doğrudan ve dolaylı travmalardan koruma yanında, toplar damar dolaşımını gevşetici tesir yapacak astar kısmı oluşturuyor.
Dış tabaka ise reel fonksiyonel kısmı alana getiriyor. Burada evvelden hesaplanan, her eklemi oturma kalkma, ayakta durma ve yürüme pratiğine uygun biçimde hareket ettirecek momentleri sağlayacak gücün oluşturulması için lüzumlu tazyik dağılmaları ve tazyikli havayı sevk eden kanallar bulunacak.”
Sistemin elektronik hakimiyet biriminin ise bir mikroişlemci ve yan birimlerinden oluştuğunu belirten Gülsoy, yazılımların bu sistem üzerinde çalışacağını bildirdi.
-SESLE YÖNLENDİRİLECEK-
Yazılımın birinci kısmının sistemi sesle yönlendirmek için kullanılacak komut tanıma sistemi olduğunu kaydolan Gülsoy, buradaki yazılımın elektronik birimden alınacak analog ses sinyalini tanıyarak hangi hareket komutunu ifade ettiğini tanımlayacağını ve ardından yazılımın ikinci kısmını harekete geçireceğini kaydoldu.
Gülsoy, mahsulün ortaya çıkmasının ardından hastalara getireceği bereketlerle alakalı şöyle konuştu:
”Projeyi çalıştırabilecek en ehemmiyetli efor hastanın kendisi. Bu sistemde enerji yararlılığı ehemmiyetli bir yer yakalayacak. Pnömatik sistem, öğrenilen pnömatik adalelerden değişik bir çalışma ilkesine sahip olacak. Bu kapalı devre, eklemleri hakimiyet edip gerektiğinde kilitleyecek, hareket moduna konumlanmış eklemlere lüzumlu hareketleri yaptıracak momentleri uygulayacak biçimde tazyik farklılıklarını sağlayacak ve bunu pnömatik adalelerin tersine bir çalışma ile muvaffak olacak.”
-”TAKVİYE BEKLİYORUZ”-
Projenin dinlenmesinin ardından bir sosyal baskı ile karşılaştıklarını ve bu sebeple projeyi bir an evvel tamamlamaya çalıştıklarını dile getiren Gülsoy, Türkiye’de Ar-Ge dayanakları mevzusunda devletin ehemmiyetli bir yaklaşımının bulunduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
”Ama işleyiş her zaman beklendiği gibi olmuyor. Projemiz Tübitak dayanaklı olmasına karşın henüz TÜBİTAK’tan bir parasal dayanak alamadık. TÜBİTAK’a 3 senelik bir zaman içinde takribî 2 milyon dolarlık bir tüketme öngörmüştük. Takribî 2 seneyi geçti. Parasal dayanak alamadığımızdan öz kaynaklarımızla hareket ettiğimizden proje yavaş ilerliyor. Ticari partner bulabilirsek, projemizi çok daha süratli olarak yaşama geçirilebiliriz. Zira Ar-Ge’de ehemmiyetli ilerlemeler sağladık.”
-”UMUT TACİRİ OLMAK İSTEMİYORUZ”-
Avrupa’da 300 binin üzerinde, Türkiye’de de takribî bu sayı kadar paraplejik hastanın bulunduğunun hipotez edildiğini dile getiren Gülsoy, ”Projemizin şu anki seçeneği akümülatörlü sandalyeler. Projemizin bu sandalyelerin dörtte bir maliyetine pazarlanabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca, mahsulün bireye özel versiyonları da çıkacak. Sistem, yüksek teknoloji mahsulü olarak bir pantolon haline sokulacak ve böylece basitlikle hasta tarafından kullanılabilecek” dedi.
Gülsoy, paraplejik hastaların yine yürüme umudunu çok büyük hasretle bekleyen insanlar olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şu laflarla bitirdi:
”Bu projenin ehemmiyetli bir Ar-Ge projesi olduğunu ve hali hazırda üzerinde çalışıldığını belirtmeliyiz. Elektronik kısım bitmeye yanaştı. Motor kısmında ehemmiyetli çözümler sağladık. İskelet yenilik kapsamıyor. Pantolon kısmı da bir nevi terzilik gerektiriyor. Şu an çalışmalarımız sürüyor. Bu sebeple bu hastalara umut tacirliği yapmak istemiyoruz.”
Felçlilere müjde
Yaftalar : buluşlar