Küçük yaşta aldığı caz ve gitar eğitimiyle keşfettiği eforlarını ‘Tru Thoughts’ imparatorluğu hizmetine sunan TM Juke; a.k.a Alex Cowan, Quantic, Nostalgia 77, Belleruche gibi adların cephe arkasındaki kahramanı olarak tanınıyor. Alice Russell’ın bir caz yıldızı olmasında büyük rolü olduğunu söylemek dahi ona karşı sempati beslememize yeterken ‘Me&You’ adlı projesiyle de şahaneler yaratan Bristol’lı müzisyen; Roni Size’ın “Brown Paper Bag” parçasına yaptığı cover’la da “yürü be aslanım!” dedirtiyor. Ardından Jack Baker’la sahne tozu yutmak için diyar diyar dolaşan Juke; bütün kapasite çalışan bir Müzik dahisi olarak adını uslara kazımış vaziyette. Caz/funk/soul tınılarını elektronik müzikte kaynaştıran TM Juke, İstanbul ahalisini kendi matrix’inde gezdirmek ve GHETTO’nun yeni sezonunun müjdecisi olmak için 2 Ekim Cuma gecesi DJ kumandasını devralıyor.

 

GHETTO’nun bırakılmaz Latin gecelerinin akılda adı Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars sezonun ilk performansıyla karşınızda. Ateşli Latin parçalar, deli danslar, neşeli mizahlar ile bildiğiniz bir konser gecesinden aşırısını vaad eden bu gecede, tüm dans yeteneklerinizi göstermeye hazırlanın.

Geçtiğimiz sezon kalplerimizi fetheden Ayhan Sicimoğlu/Buena Vista Revisited serisinin, Kübalı seksi solisti Lenia Diaz ise gecenin pastadan çıkan en büyük sürprizi olacak. Şarkıları kadar dansları ve fiziğiyle dikkat toplayan şarkıcıya ‘Karaipler’den gelen sıcak hava dalgası’ desek mübalağa etmiş olmayız.

Oldtime Jazz Quintett adıyla dahi başlı başına bir program. Konserleri  tanınmış daha önceki parçaların yeni varyasyonlarla tazelenebileceği ve büyük bir heyecanla çalınabileceğinin canlı delili olarak geçiyor. Repertuarlarında aynı stildeki gruplarda pek bulamayacağımız bir dizi şahane parça mevcut. Oldtime Jazz Quintett harikulade, ama netlikle standartlaşmamış ve birbirinden maharetli müzisyenleriyle sizi de büyüleyecek.

 

 

 

Esasını Cem, Cevdet ve Tolga gitar davul üçlüsünün oluşturduğu Nekropsi, 1995’te ürettiği efsanevi ‘Mi Kubbesi’ albümü ve Led Zeppelin’in solisti Robert Plant’in ‘tüyler ürpertici, barbar’ olarak belirlediği konser performansıyla İstanbul müzik sahnesinde kalıcı bir tesir yaratmayı muvaffak oldu.

Grup, en son ‘Sayı 2 – 10 senede bir çıkar’ yaftalı albümlerinde yer alan ‘Ritm Devrimi’ Harf Devrimi, ‘Hiperaktif ve Karanlık’ gibi parçalarla ve absürd vokalleriyle tertemiz bir sound’a erişti. Cem Cevdet ikilisine Kerem bas, Kurban Gökhan gitar, d2gg’ın ilave edilmesiyle heyecanlı bir konser yarıyılı geçiren Nekropsi, son olarak Faith No More’un ön grubu olarak sahne aldı. Tanışmak ve o çılgın performansı yine yaşamak isteyenler için Nekropsi Cuma gecesi GHETTO sahnesinde olacak.

Nekropsi, formed by the core guitars-drum trio Cem, Cevdet and Tolga, got to a cult status and pioneered the alternative/progressive music scene of Istanbul after their debut ‘Mi Kubbesi’ İSME-1995 which they released in relatively very early age.

Band’s last release, a brisk and surprising album titled “Volume 2, Published Every Deri Years” A.K.-2007 includes indie hits like the rhythmically revolutionary Harf Devrimi The Alphabets Revolution, dancy and dark “Erciyes Sokta” and the cheesy track ‘Papa’ sang in Turkish and bad German. Cem and Cevdet, the classic guitar-drum duo of Nekropsi was perfectly complemented by bassist Kerem bass, Kurban and Gokhan guitar, d2gg for a new season of gigs while the band took a brand new turning with ‘4/4’ which they performed on 4 different floors of the Istanbul Platform Garanti Contemporary Arkası Center in the opening day of 10th Bienniale, while keeping on performing the annual ‘Hippodrome Concerts’ in which they carry the rehearsal setting to stage.

Nekropsi, the ‘cultural heritage’ of Istanbul avantgarde music scene, opens the winter season at GHETTO – a must see!

 

Albüm çıkarma ya da ün olmaya değil iyi müzik yapmaya takılmış gidişattalar. Bluesaint için ehemmiyetli olan, iyi müzisyenlerle neşesini çıkararak blues çalmak. Repertuarlarında, bildik blues banallerine de yer var, popülerliğini yitirmiş ya da geri tasarıda kalmış ehemmiyetli blues parçalarına da. 

Grubun unutulmaz konserleri ; 2006 -2007 senelerinde İstanbul ve İzmir’de asıllaşan üç Blues Brothers konser performansları oldu. Yakın zamanlarda 10. Senelerini kutlamak üzere Ghetto’da blues severlerin karşısına çıkan Bluesaint, 500 karakter bir seyirci kitlesine konser verdi. Bu konserde, 25 davetli müzisyen Bluesaint’le beraber sahne aldı. Grup, şimdiye kadar olduğu gibi, blues çalmaktan aldığı neşeyi dinleyenlerle de paylaşmak istiyor –ellili, altmışlı yaşlarda dahi…

Café Aman İstanbullu Yunan ve Türk müzisyenlerden oluşan bir müzik grubu. Repertuarında 1922 evvelinden günümüze, İstanbul, İzmir, Atina gibi liman şehirlerinde Café Aman ve Café Chantanları’nda icra edilen rembetikolar bulunuyor.

Rembetiko’nun Anadolu orijinli şarkı ve ritimlerini İstanbul ve İzmir’den yıllanmış şarkılar ve türkülerle sunan grup, Ghetto’da asıllaşacak konserlerinde Türk & Yunan müziğinin en hoşlanılan misallerini icra edecek.

Vokal: Stelyo Berber

Vokal: Pelin Suer

Kanun: Serkan Mesut Halili

Ud: Erdem Şentürk

Keman: Atalay Durmaz

Buzuki, gitar: Dimitris Lappas

İlk albümü ‘Hayat’ın uyandırdığı alaka ve her konser genişleyen dinleyici kitlesiyle rüştünü kanıt eden Serinkanlı, rock dünyasının kalıcı neferlerinden biri olacağını ispatladı. Serinkanlı, 2009-2010 sezonunda devam edeceği Ghetto konser serisinin ilkinde 16 Ekim Cuma gecesi sahneye çıkacak. İlk iki video klip single’ları “Kobay Hayatım” ve “Nezaketsiz Komedya” ile listelerin tepesinde yer alırken, “İkarus Başarsa” da listelerde süratle tırmanıyor. Şarkılarında gitarların çektiği iğneleyici melodiler, kırılgan vokaller ve vurucu laflar sağlam bir ritmik altyapıya oturuyor ve konserlerinde henüz kaydolunmamış albüm şarkıları dahi ezbere söyleniyor!

Sapasağlam bir konser grubu olan Serinkanlı’in bu sezon ilk Ghetto performansını kaçırmayın!

Özdemir Dereli gitar/vokal

Onur Özdemir vokal/gitar

Cenker Kökten bas

Soner Özışık davul/vokal

 

Ghetto Tel: 212 251 75 01

mor ve ötesi, 25 Mayıs 2007’de Ghetto’da verdiği unutulmaz eko konserin ikinci perdesinde yeniden aynı mekânda, farklı bir repertuarla seyircisiyle buluşuyor.

MTV Türkiye tarafından canlı kaydolunarak yayınlanan “mor ve ötesi ile bir gece – AKUSTIK” konserindeki eşsiz atmosferi tekerrür yaşatmak isteyen grup, eko konser hikâyesindeki bu yeni sayfa için gün sayıyor.

İki kısımdan oluşacak konserin ardından, grup azaları Burak Güven ve Kerem Kabadayı’dan oluşan Da Producerz’in DJ seti, ve grubun katılacağı after-party bu özel gecenin unutulmazları arasında olacak.

Ayrıca, 12 Ekim Pazartesi gecesi Babylon’da mor ve ötesi’nin davetli olacağı Yerel Anestezi adlı talk show programına katılanlar, program biletiyle geldikleri takdirde grubun Ghetto konseri için, kapıda 10 TL’lik indirimden faydalanabilecek.

Ananesel İran ezgilerini elektronik dünyaya ustalıkla taşıyan topluluk Niyaz, uzun bir aradan sonra Akbank Caz Şenliği ile yine İstanbul’da. Dünya müziğini 21.yy’a taşıyan topluluk; hipnotize edici melodileri ve ritimleri ile uzun senelerdir adlarından sıkça laf ettiriyor. “The Matrix: Revolutions”, “Alias” ve “The Agency” gibi ehemmiyetli projelerle sesini geniş kitlelere eriştiren tılsımlı vokal Azam Ali ile çalışmalarını sürdüren topluluk; daha evvel iki kere Grammy adaylığı sahibi; Seal, Alanis Morissette, Khaled, Paul Oakenfold ve Cirque De Soleil’le yaptığı çalışmalarla andırılan Carmen Rizzo ile de çalışmıştı. Niyaz, sufilerin serinkanlı ve sırlı dünyasını Fars ve Hint kültürleriyle harmanlıyor. Doğunun sihrini, mistik öğeler, elektronik tınılar ve mahallî çalgılarla birleştiren ve ülkemizde Mercan Dede ile yaptığı çalışmalarla da tanınan Niyaz, izleyicileriyle beraber yeni bir ışığa açılan kapıdan içeri süzülecek.

This year, Niyaz is bringing a great mix of traditional Iranian melodies with electronic sounds to Akbank Jazz Şenlik. Hyptonic melodies and rhytms by Niyaz welcomes you to 21st century’s world music. The group has also collaborated with an impressive vocal; Azam Ali known by projects “The Matrix: Revolutions”, “Alias” and “The Agency”. Niyaz has also worked with Carmen Rizzo, two times Grammy nominee and collaborated with Seal, Alanis Morissette, Khaled, Paul Oakenfold and Cirque De Soleil. With the peaceful sounds of sufi, Niyaz shares his own experience of Persian and Indian culture.

Azam Ali / Vokal, Rik – Vocal, Rik                                                                           

Loga Ramin Torkian / Gitar, Saz, Kamman – Guitar, Saz,  Kamman

Laura Escude / Proglamlama, Keman, Klavye – Programming, Violin, Keyboards  

Naser Musa / Ud – Oud                                                                   

Salar Nader / Tabla – Tablas                                                                   

Ulaş Özdemir / Saz, Vokal – Saz, Vocals

 

Son albümü “Emir” ile ciddi bir yükselişe geçen Cem Adrian, sanki ayine dönüşen performansları ile Ghetto’nun geçtiğimiz sezon en alaka gören gecelerine konut sahipliği yaptı. Aralık, Şubat ve Mayıs aylarında asıllaşan konserleri hakikat bir buluşmaya dönüşmüş ve büyük alaka görmüştü.

Son olarak, iki sevgilinin öyküsünün anlatıldığı “Kavradım” şarkısının videosu yayınlanmaya başladı ve çok beğenildi. Müzik eleştirmenlerince 2008’in en iyi 10 albümü arasında gösterilen Adrian, programında ‘Essentials/Seçkiler’den ve değişik albümlerinden şarkılarını seslendirecek. Sezonun ilk Cem Adrian konseri için yerlerinizi şimdiden alın.

 

Hollanda Başkonsolosluğu ve Ghetto işbirliği ile yaşama geçen Amsterdam Night Watch çabuksu bu sezon da Hollanda’dan farklı grupları ağırlamaya devam ediyor. Serinin ilk davetliyi, 2003’te Hollanda’da kurulan Rare Groove Orchestrea;  funk/soul ve soul caz stillerini harmanladıkları parçalarıyla groove’u kendi taraflarında belirleyerek adlarını duyurdu. 2007’de ilk stüdyo albümlerini çıkaran grup, dünyanın dört bir yanındaki ehemmiyetli caz şenliklerinde boy gösterdi. 2009’da çıkardıkları “The Man With the Dirty Finger” ise onları groove’un yer alması gerektiği her türlü organizasyonun aranan grubu haline getirdi. Meksika’da dahi hatırı sayılır bir hayran topluluğu olan RGO, fazla devingen sahne performanslarıyla funk ve soul meraklılarını yorucu bir dans maratonuna davet ediyor.

 

 

Klezmer klarnetinin Fransız virtiözü Yom’un bu çalışması, 20’li senelerin New York’unun bile klezmer klarnetçisi Naftule Brandwein’e adanmış. Etkileyici bir ustalık, konuşan, ağlayan ve gülen bir klarnetin coşkusuyla gizeme dışı bir topluluğun birlikteliği, bu sahne şovunu acıklı, bayramsı, hareketli olduğu kadar sırlı bir ritüele dönüştürüyor. Orta ve Doğu Avrupalı Yahudilerin müziği klezmer’in ruhu da işte zati bu…

« Onun bir hayli hüneri var. Soluk, swing, duygu, köklere bağlılık, Balkanlar’a, Yunanistan’a, Türkiye’ye uzanan göçebe alıntılar… » Eliane Azoulay, Télérama

This pluri-generation band from 19 to 55 years old develops an astounding sound with an energy near from a roumanian or bulgarian brass band thanks to his atypical line up. Indeed, tapan and piano are totally outsiders instruments from the traditionnal klezmer music and allows this gain of tonus.

 

On stage, the show invites to dance, joy, poignancy and mysticism thanks to the impressive virtuosity of the band and the furthest emotionalism of the clarinet which cries, laughs, whispers and sings. Tradition, virtuosity and the full scale of feelings : the spirit of klezmer music.

YOM, clarinette / klarnet

Denis CUNIOT, piano / piyano

Alexandre GIFFARD, tapan        

Benoît GIFFARD, trombone          

 

1998 senesinden beri maharetli ve genç müzisyenleri müzik sanayisinin devleriyle buluşturan ve bu maharetlere kendilerini gösterecekleri imkânların kapısını aralayan Red Bull Music Academy, Türkiye’de de ehemmiyetli DJ’ler ve canlı performansların müzikseverlerle buluşmasına “Red Bull Music Academy Clubnight” çabuksu ile aracılık ediyor. Bugüne kadar İstanbul’da Carl Craig, Booka Shade, Jay Jay Johanson, Gerd Janson ve Larry Heard gibi adları ağırlayan yüksekokul, 28 Ekim 2009’da Kompakt Records’un iki efsane adı Gui Boratto ve Supermayer’i Türkiye’deki ilk performansları ile Ghetto ve Ghetto Session’da eşzamanlı olarak ağırlıyor. Sponsorluğunu Mini’nin ve medya sponsorluğunu FG 93.7’nin asıllaştıracağı gecede Boratto ve Supermayer’e Türk elektronik müziğinin üç efsanesi DJ U.F.U.K., Murat Uncuoğlu ve DJ Tangun eşlik edecek.

Brezilya’nın Sao Paulo şehrinden gelen daha önceki bir reklamcı olan Gui Boratto, eğitimini aldığı tasarım ve mimarlığın neredeyse tüm özelliklerini yaptığı şarkılar ve remixlerdeki kompleks altyapıda gösteriyor. 2007 senesinde yayınladığın ilk albümü Chromophobia’ya kadar genellikle pop ve rock grupları için stüdyo mühendisi olarak çalışan Boratto, özellikle vokallerini eşi Luciana’nın yaptığı “A Beautiful Life” ile tüm dünyada geniş çaplı bir şan kazandı. O günden itibaren Fabric, Ministry of Sound ve Cocoon gibi plak firmalarının toplama albümlerine şarkılarını veren ve Pokerflat, Mobilee ve DFA gibi plak firmalarından da single’larını çıkartan Gui Boratto, Goldfrapp’dan Pet Shop Boys’a kadar çok ehemmiyetli sanatçı ve gruplara remixler yaptı. Son albümü Take My Breath Away’i 2009 senesinde çıkartan Boratto, Sasha ve John Digweed’den Sven Vath ve Carl Cox’a kadar bir hayli süperstar DJ’in playlist’ine girdi ve Brezilya’nın 1 numaralı elektronik müzik sanatçısı haline geldi. Gui Boratto Türk dinleyicisiyle ilk kez 28 Ekim 2009’da Ghetto’daki canlı performansı ile Red Bull Music Academy Clubnight’da buluşuyor.

Kompakt Records’un efsanevi işvereni Michael Mayer’i anlatmak için kelimeler aramak çok da ehemmiyetli değil. Zira, Kompakt Records ile tüm dünyada minimal akımının popülerleşmesinde ehemmiyetli yeri olan, “Kompakt Pop” plak firmayı ile Kylie Minogue şarkılarını yine açıklayan Mayer tüm dünyada hakikat bir ikon haline gelmiş vaziyette. Şimdi, Michael Mayer gibi deneyimli bir efsaneye Brian Eno, DJ Hell ve M83 gibi sanatçılarla yaptığı remixlerle ses getiren Superpitcher’ı ilave edelim ve ortaya çıkan karışıma Supermayer diyelim. Supermayer’i ilk olarak 2007’nin sonlarına doğru çıkardıkları “Two of Akıl” single’ı ve 2008’de aynı isimle çıkardıkları albümle tanıdık. Oldukça karanlık ve etkileyici bir sound’a sahip olan bu albümle elektronik müzik piyasasına bir bomba gibi düşen ikili neredeyse tüm 2008- 2009 senesini turnede geçirdi. Turneden zaman bulduklarında ise Hot Chip ve Rufus Wrainwright gibi adlara remixler yaptılar. Çok yakında ikinci albümlerini piyasaya sürecek olan Supermayer, birlikte olarak Türkiye’deki ilk performanslarıyla 28 Ekim 2009’da Red Bull Music Academy Clubnight için Ghetto Session sahnesinde olacaklar.

Geçmişten günümüze Rumeli ismiyle öğrenilen topraklarda yaşayan ulusların üzüntülerini, keyiflerini, heyecanlarını müzikleriyle anlatan bir topluluk Rumeli Band.

Klarnet virtüözü Serkan Çağrı’nın teşebbüsüyle toplanan grup; Bulgaristan, Arnavutluk, Bosna, Makedonya, Yunanistan ve Trakya gibi her köşesinde farklı bir zenginliğe sahip Balkan müziğini ananelerinden kopmadan kendi dillerinde seslendirirken, dinleyicisini de bu kültürlere şahitlik etmeye davet ediyor.

Orçun Sünear ile Derya Eke tarafından 2004 senesinde esası atılan Sattas, 2005 senesinin başlarında çalışmalara başladı. Türkiye’nin ilk reggae grubu “Version Forward”ı kurmuş olan Mehmet Yüzbaşıoğlu’nun da davulda yer aldığı Sattas kısa zamanda İstanbul dub ve reggae camiasının en çok konser veren gruplarından oldu.

Trompet ve saksofon gibi soluklular ve harmonika gibi reggae’nin bırakılmaz çalgılarını da müziğine katan grup, reggae’nin özünden uzaklaşmadan caz, ska, dub ve rock formlarını bir potada eritmeyi muvaffak oldu. Sahnede Augustus Pablo, Gregory Isaacs, Inner Circle üstlenecek.veBob Marley gibi adları açıklamanın dışında kendilerine ait parçaları da çalan Sattas, eşsiz bir reggea deneyimi için 30 Ekim Cuma gecesi GHETTO’da. Gecenin DJ’liğini ise Volkann ve İzi Ariyel’den oluşan Soulstamp