Ülkemizde oyun dalının gelişmesi istenilen bir şey, oyunlara gönül vermiş çabucak herkesin gayesi bu alanda bir şeylerin kurulmasına dayanak vermek. Son yıllarda da hem firmalar hem de bağımsız geliştiriciler pek çok oyun ortaya koydu.
Bu oyunlardan biri de Erzurum olmuştu. Oyun Steam’de yayınlandıktan sonra Türk oyunseverlerden büyük ilgi görmüştü. Jahrein’in oyunu beğenmediğini tabir ederek iade etmesi, toplumsal medyada bir tartışma yarattı.
Şartsız dayanağa karşılık tenkit hakkı
İnternetteki tartışmalara baktığımızda olayın genel olarak Erzurum oyunu özelinden çıkıp tenkit konusunun nasıl ele alındığına geldiğini görüyoruz. Jahrein açıklamasında oyunun eleştirilebileceğini söylerken, olaya daha geniş bir perspektiften bakmak gerektiğini tabir ediyor. Buna örnek olarak da Türklerin olumlu oyları nedeniyle oyunu alan bir oyuncunun, oyunun destekçileriyle birebir halde düşünmeyeceğini gösteriyor.
Oyunun imalcisi ise Jahrein’e adeta ateş püskürerek ünlü yayıncıyı “hater olmakla” suçluyor. Hatta açık açık Jahrein takipçilerinin de oyunu iade edebileceklerini, onların parasını istemediğini belirtiyor. PintiPanda olarak da bilinen Tuna Akşen ise Jahrein’in eleştirisi üzere tenkitler nedeniyle bir anda sert reaksiyonlar gösteren güruhlar olduğunu söylüyor. Toplumsal medya kullanıcıları da Twitter üzerinden dönen tartışmaya dahil olmuş durumda.
Oyuncular ortasındaki tartışma alevleniyor
Öncelikle Jahrein’in yaptığı inceleme ve tenkitte rastgele bir küfür ya da hakaret kullanmadığını belirtmek gerekiyor. Bununla birlikte bir imali beğenmemek, iade etmek istemek de Steam tarafından ona tanınmış bir hak. Bu noktada bir sorun bulunmuyor.
Sonrasında ortaya çıkan eleştirmek mi yoksa her şartta desteklemek mi gerekli tartışması ise bahsin karmaşıklaşmasına neden oluyor. Tartışmanın münazaralarda sık karşılaşılan yanılgılardan İsim Hominem (bir tartışmada duruş yerine şahsa yönelik eleştiri) noktasına geldiği de gözüküyor. Bu da süreci daha içinden çıkılmaz bir noktaya taşıyor.
Tenkit makûs müdür?
Bir mahalledeki bütün fırınlar midenizi kalorifer kazanına çeviren, kalitesiz poğaçalar satıyorsa bir daha o mahalledeki fırınlardan bir şey alıp yemek istemezsiniz. Buna işletme biliminde dala itimat denir. Aslında Jahrein’in argümanı da yetersiz gördüğü bir oyuna, yalnızca Türk imali diye takviye vermenin mahalledeki oyun yapımcılarının ismini berbata çıkarabileceğine, tenkit sayesinde oyunun daha güzel olabileceğine dayanıyor.
Bir kesimi, örneğin oyun dalını desteklemek ve korumak politik bir şey değildir lakin bir pazar siyasetidir. Elbette ki yerli bir imali hepimiz destekleyeceğiz lakin ortada bir eksiklik varsa bunun lisana getirilmesi de gerekir. Tenkit, şahıslara yönelmediği ve yalnızca aşağılamak emeliyle yapılmadığı sürece ilerlemenin bir aracıdır. Toplumsal bilimlerde her tez, bir antitez ile karşılaşır ve sonrasında da her iki teoriden de daha uygun olması beklenen bir sentez ortaya çıkar. Tenkit de bize aslında bunu sağlar.
Sizce tartışmada haklı (ya da daha haklı) olan kim? Yorumlarda görüşlerinizi bekliyoruz.
