Titan Quest: Immortal Throne

Titan Quest: Immortal Throne

Aralık 4, 2019 0

Diablo 1 ve 2’yi kim unutabilir ki? Biltihapçısıyla çığır açan Diablo acelesi, ikinci oyunu ile resmen tavan yapmıştı. Saatlerce zindanlarda mahlukatları kesmek, özel ve set eşyalar bulmak için teker teker yine Baal’ı, Diablo’yu, Mephisto’yu öldürme deliliği. Ben bunları yaptım ve yeri geldiğinde hali hazırda yapıyorum. Şayet bir reyin çıktıktan yıllar sonra bile kendini oynatıyorsa, bu üretim reel bir külttür. Hatta şu reyin dünyasında Diablo bir efsanedir. İsmini öğrenmeyen oyuncu pek yoktur. İlk Diablo’yu daha dün gibi anımsıyorum. Tristam’ın yeşilliğinden cehennemin dibine kadar gitmiştik. Butcher’ın şahsiyetimin peşindeki halini, soluğunu sezmeyi hiç unutmam. Kutsal metinleri okuyup, öyküyü bilmemiz. Yeri geldiğinde bize artılar sağlayan sunakların, bazı zamanlar lanet okuması. Sonunda kişiliğimizin kafasına Soul Stone’u yaslayıp, alnından içeri sokması. Diablo 2’de peki nasıldı? Diablo’nun geri dönmesi. Çöllerde koşuşturup, doğru kabri aramalar. Tristam’ın yok edilmesi ve ilk oyundaki arkadaşımız Griswold’un bize olan hücumu. Ormanlarla kaplı yerlere gelip Khalim silahını bitirmek için kalp, beyin ve gözü aramamız. Mephisto’nun inine girip onu yok edip, Diablo’la olan hesabı kesmek için Gate’deri içeri geçiş. Sonunda Daiblo’yu öldürüp oyunu tamamlamıştık. Ama Baal kalmıştı ortalıklarda, o da Soul Stone’u ele geçirip keşmekeş yaratmıştı. Ama onunda işini tamamlayıp World Stone’u da Tyrael yok etmişti. İnek kısmını ise kim unutabilir. Diablo reelinde anlatılmaz, yaşanır diyebilirim.

Blizzard’tan ufalayan, Flagship Studios’u kurup Hellgate: London’nın üretimine başlayan Bill Roper; Diablo 3 acaba yapılmayabilir mi? Sualini usumuza getirdi. Seneler seneyi Blizzard’ın iş bültenlerinden “Diablo 3 geliyor. Diablo 3’nam üretimi için arayışlar var” diye içim içimi yedi. Ama geçen bunca zamana karşılık şimdilik kesin bir delil yok. Fakat Blizzard bugün yarın diğer gün lak diye Diablo 3’ü önümüze koyar, ekran görüntülerini dahi yayınlayabilir. Reyin dünyası sürprizlerle doludur. Diablo, Diablo diye haykırırken arada kopya bir hayli üretim çıktı. Bazıları iyi, bazıları makûstu. Ama çoğu makûs olan kopyalar, Diablo’nun esasında giden yöntemi tamamen kopyaladığı için zaferli olamadı. Kendi atmosferini yaratıp, Diablo’nun gölgesinden çıkamadı. İyi yada makûs zaman geçirtecek bir çok projeyi gördük. Bunlar arasında özellikle mitolojiyi esastan alan Titan Quest gerçekten hoştu. Birçok birey “Bu da Diablo takliti” diye veryansın etti. Ama arada bir fark vardı, ne olursa olsun Titan Quest’in mitolojiyi kullanması, ona ayrı bir atmosfer ve kıymet gösterilmesine neden oldu. Birçok reyin sitesinden ve mecmualardan da iyi puanlar aldı. Ancak oyundaki bazı yanılgılar ve bana göre kolay bir biçimde biten sonu oyunun eksi kısımlarındandı. Böylesine bir üretim için ek vazife koliyi gelmesi kaçınılmaz oldu. Zati sonunda mutlu haberi duyurdular ve Immortal Throne piyasaya çıktı.

Yeraltının acımasız yaradanı Hades

Titan Quest: Immortal Throne“Hades, Zeus’un kardeşidir. Zeus’un önderliğindeki Tanrılar, Titanları yerin altına yollayıp savaşı kazanırlar. Böylece iktidarı paylaşırlar. Poseidon denizleri, Hades yeraltı dünyasını, Zeus ise göğü ve tüm düzeyin kontrolünü elde eder. Hades, yukarıyadaki dünyadan kaçırdığı Persephone ile konutludur ve yeraltı dünyasını onunla birlikte idarer. Yer altı dünyasından bölmez. Tanrılar arasında en çok korkulanı ve acımasızıdır. Fakat verdiği lafı her zaman meblağ, asla lafından dönmez. Hades’in sembolleri vardır. Bunlar; Bolluk Boynuzu ve Görünmez Miğfer’dir.”

Tags: PC, Role Playing Game, titan quest immortal throne Categories: Donanım
PAYLAŞ PAYLAŞ PIN EKLE PAYLAŞ PAYLAŞ PAYLAŞ
Related Posts