Kablosuz kulaklıkların kablolu kulaklıklara nazaran en büyük avantajı katiyetle rahatlıktır. Ortada telefona bağlanan rastgele bir kablo olmaması, sizi telefona bağlamaz ve kulaklığı muhakkak bir alan içinde istediğiniz yerde kullanabilirsiniz. Elinizi kolunuzu istediğiniz üzere sallayabilir, hareket ederken de sallanan kablonun hırçın saldırısından kurtulabilirsiniz.
Lakin kablosuz bir kulaklık satın alma kararı verdiğinizde önümüze zibilyon tane seçenek çıkıyor. Her bir kulaklık, kendi alanındaki rakiplerine nazaran belirli avantajlar sunarken birebir vakitte birtakım dezavantajlara da konut sahipliği yapıyor. Benim kablosuz kulaklık arayışı maceramı sonlandırdığım kulaklıksa Samsung Galaxy Buds+ oldu. Pekala, Samsung Galaxy Buds+ nasıl bir kulaklık? Bu sorunun yanıtını, kulaklığı uzun bir müddettir kullanan birisi olarak ayrıntılıca veriyorum. Yazıyı uzun uzadıya okumak istemeyenler için de şöyle bir liste hazırladım:
Samsung Galaxy Buds+ genel özeti:
Samsung Galaxy Buds+’ı kim almalı?
Artı tarafları
Eksi istikametleri
Samsung Galaxy Buds+ incelemesi:
Benimle birebir durumda olanlara: Samsung Galaxy Buds+’a karar verme sürecim:
Bu inceleme yazısına öncelikle neden Samsung Galaxy Buds+’ta karar verdiğimden bahsetmekle başlamak en doğrusu olacaktır. Ben, 500 – 800 TL fiyat bandında bir kulaklık arıyordum. Bu fiyat aralığındaki kulaklıklar, çoklukla orta kalite kablosuz kulaklıkların bir tık üstünde ses performansı sunuyor. Ancak kulaklıkların kablosuz olması fiyata çok büyük tesir ediyor ve şimdiki iktisat de işin içine girince kablosuz kulaklıklar cep yakabiliyor.
Bu fiyat bandında bir kulaklık aradığımda karşıma çıkan modeller ortasından gözüme çarpanlar Huawei FreeBuds 3i, Xiaomi Mi True Wireless Earphones 2, Razer Hammerhead TWS Earbuds ve JBL Tune T220 TWS kulaklıkları olmuştu. Her bir model, kendi çapında birtakım avantajlara ve dezavantajlara sahipti. Kendimce tasarım ve özellik kısmında kıymetlendirme yaptığımda benim için iki seçenek kalmıştı: Huawei FreeBuds 3i ve Samsung Galaxy Buds+.
Bu iki kulaklık ortasındaki en temel fark, Huawei’nin çabucak hemen birebir fiyata sahip kulaklığında etkin gürültü engelleyici özelliği sunuyor olmasıydı. Başka iki kıymetli farksa tasarım ve üreticiydi. Tasarım kısmında Huawei, Apple’ın AirPods’una misal bir tasarım izlemişti, yani kulaklıkların ‘kuyruğu’ vardı. Öte yandan Galaxy Buds+, daha küçük boyutlardaydı ve kulak dışına neredeyse hiç çıkmayacak bir yapıdaydı.
Bu fark, beni pek de etkilememişti. Münasebetiyle kıymetlendirme için geriye etkin gürültü engelleyici özelliği ve üretici seçenekleri kalmıştı. Üreticiyi bir kriter yapmamın nedeniyse her iki kulaklığın da Huawei ve Samsung ekosistemlerinde farklı başka yer almasıydı. Burada seçimim, haliyle Samsung’dan yana olacaktı zira Samsung telefon kullanıyordum. Lakin Huawei’nin faal gürültü engelleyici özelliği sunması beni çok cezbediyordu. Yeniden de “bu fiyata çok da kaliteli bir özellik olmaz heralde (kendimce)” diyerek Samsung ekosistemine girmeyi tercih ettim. Siparişi verdim ve kulaklık elime geçti.
Genel yorumlarım:
Samsung Galaxy Buds+’ı uzun bir müddettir kullanan birisi olarak ve bu yazının reklam olmadığını hatırlatarak kulaklıklardan büyük oranda mutlu olduğumu söyleyebilirim. Spor salonuna gittiğimde ve uzun bisiklet sürüşlerine çıktığımda kulaklık, irtibat konusunda beni hiçbir vakit yarı yolda bırakmadı.
Ses tecrübesi:
Ses tecrübesinden bahsetmek girekirse, rap’ten metale, 70’ler klasiklerinden blues’lara kadar her çeşit müziği dinleyen, fazlaca görüntü, sinema ve dizi izleyen bir tipim. Kulaklıklar, her çeşit müzikte tizi ve bası birbirinden ayırabileceğiniz derecede, her enstrümanı başka olarak duymanızı sağlayan bir ses tecrübesi sunuyor. Lakin şad olmadığım tek nokta, bilhassa rap ve metal dinlediğim vakitlerde bas sesinin benim için yetersiz olması. Bu, kulaklıklarda hiç bas olmadığı manasına gelmiyor. Lakin benim üzere baterinin kick’ini yahut beat’lerdeki basları kulağınız patlayacak kadar şiddetli bir halde duymak istiyorsanız, bu kulaklıklar sizi bir nebze yüzüstü bırakabilir.
Gürültü engelleyici olmadan gürültü engelleme:
Bu kulaklıklar, birebir segmentteki birtakım rakiplerinin tersine etkin gürültü engelleyici özelliğinden yoksun olsa da tüm dürüstlüğümle söylüyorum ki ben kulaklıkları taktığımda dış dünyaya veda ediyorum. Kulaklıklar, tasarımı itibariyle kulağıma süper bir formda oturuyor ve hiçbir boşluk bırakmıyor. Rastgele bir ses oynatmaya başladığımdaysa ortam ne kadar gürültülü olursa olsun, duyduğum tek şey müzik oluyor. Bu kulaklıkları trafiğin bol olduğu ve herkesin kornaya abandığı caddeler ve her türlü garip sesin çıktığı ve istikrarsız ses düzeyinde müziklerin çaldığı spor salonları üzere birçok ortamda kullandım.
Üst seviye mikrofon kalitesi:
Kablosuz kulaklıkların en büyük getirilerinden birisi de telefonunuzu elinize almadan konuşabilmeniz. Lakin kulaklıklar üst segmentlerde olmadığı sürece çoklukla karşınızdaki şahsa söylediğinizi anlaması konusunda azap çektirebiliyor. Ama bu kulaklıkla yağmurlu hava, kalabalık ortam ve rüzgârlı hava üzere ortamlarda yaptığım görüşmelerde karşımdaki bireyler beni duymak ve anlamak konusunda şu ana kadar hiçbir sorun yaşamadı.
Dışarıdaki sesi istediğinizde duyabilirsiniz:
Samsung Galaxy Buds+’ta bulunan mikrofonlar kaliteli bir sesin yanı sıra ziyadesiyle kullanışlı da bir özelliğe sahip. Galaxy Wearables uygulaması üzerinden kulaklıkların kulağınıza dışarıdaki sesi dört farklı düzeyde aktarmasını sağlayabiliyorsunuz. Yani dışarıdaki ses, mikrofonlar aracılığıyla kulağınıza geliyor. Bu, müzik dinlerken bir şahısla sohbet etmek, yolda yürürken büsbütün iç dünyaya kapanmamak üzere durumlarda çokça kullandığım bir özellik. Ama rüzgârlı ortamlarda pek de uygun olmadığını söyleyebilirim.
Dokunmatik denetimler:
Kulaklıkları kullanırken telefondan uzak olduğunuzda üzülmenize hiç gerek yok. Yanaklarından dokunmatik olarak denetim edilebilen Buds+, dokunarak müzik oynatma/durdurma, davet kabul etme/reddetme ve sonraki/önceki müziğe geçme üzere komutlar vermenizi sağlıyor. Ayrıyeten Galaxy Wearable üzerinden kulaklığın kenarına iki kere dokunma özelliğini açtığınızda dokunmatik kısma dokunmadan kulaklığa yavaşça vurarak ses düzeyi denetimi de sağlayabiliyorsunuz. Tüm bunların yanı sıra dokunmatik denetimleri özelleştirebiliyorsunuz.
İrtibat:
İşte bu noktada bir üreticiye bağlı kalmayla elde ettiğiniz ekosistem avantajını canlı olarak görüyorsunuz. Kulaklık kutusunun kapağını açtığınız anda telefon, Bluetooth açık olduğu takdirde otomatik olarak kulaklıklara bağlanıyor. Kendi kullanımımda 3 saniyeden fazla olmayan bu irtibat süreci tamamlandığında da size kulaklıkların ve kutunun şarj düzeyini gösteren bir ekran gösteriliyor. Bunun akabinde kulağınıza taktığınız kulaklıklara bir defa dokunarak telefonu elinize almadan Spotify’da kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz.
Bıkacak kadar uzun müddet takabiliyorsunuz:
Samsung Galaxy Buds+, nitekim çok rahat ve hafif bir yapıya sahip. Hiç abartmadan söylüyorum ki kulaklıklar, 3-4 saatlik kullanımlarda bile kulağımda hiçbir rahatsızlık yaratmadı. Hafiflikleri sayesinde de kulaklıkların kulağınızda olduğunu hissetmeyeceğinizi bile söyleyebilirim. Ayrıyeten kulaklıklar, hem birebir fiyat hem de daha üst fiyat düzeyindeki kulaklıklara nazaran açık orta daha fazla kullanım mühleti sunuyor. Kutudan çıkardığınız çiftler 11 saate yakın şarj etmeden, birkaç dakikalık şarjla da 1 saati aşkın bir müddet kullanılabiliyorsunuz, daha ne olsun.
Suya dayanıklılık konusu biraz üzebilir:
Samsung Galaxy Buds+’ın en büyük eksisinin suya dayanıklılık olduğunu söyleyebilirim. IPX2 sertifikalı bu kulaklık, terleme üzere durumlara dayanabilse de suya büsbütün güçlü değil. Münasebetiyle spor yaparken ter fışkırtan biriyseniz yahut yağmur altında dolaşıyorsanız, kulaklıkları kullanırken dikkat etmeye ve kullandıktan sonra da üzerindeki sıvıyı temizlemeye dikkat edin.
Samsung Galaxy Buds+ alınır mı?
Gelelim bu yazının gayesine. Üstteki yazının tamamını okuduysanız aslında görüşümü varsayım edebiliyorsunuzdur. Lakin okumayanlar için özet geçmek gerekirse: Samsung Galaxy Buds+ muhakkak tercih edebileceğiniz bir kulaklık. Ses performansı, fonksiyonellik, mikrofon performansı ve dayanıklılık konusunda uzun süren kullanımın sonucunda hiçbir sorun yaşamadım.
