Özgür oynanabilirlik
Video oyunları dünyasında “Özgürlük” oynanabilirliği en çok etkin kılan kavramlardan biri olmuştur. Özgürlük teması iyi işlendiğinde üretim daha üstün olmaktadır. Fakat özgürlük dediğimiz kavramın bir imale iyi entegre edilebilmesi fazla çalışma, fazla maliyet ve fazla vakit gerektirdiği için, bu cins oyunlar istisna olarak piyasada kalmışlardır. Video oyunları bilgisayar civarında yapıldığında ayrıntılar bir yere kadar muhtemel kılınabilir. Sanal dünyada “Oyuncuların istediklerini imalde gerçekleştirme hissi” üretimcilerin kodlamalardaki detaylarında uyur. Ne kadar sınır koyulmuşsa, o kadarını yapabiliriz. Oyuncular sınırların çapının büyük olduğu bir dünya ister. Şimdi inceleyeceğimiz imalde özgürlük teması uygulanmaya çalışılmış. Acaba THQ özgürlük kavramını Saints Row 2’ye iyi entegre edebilmiş mi?
Gün geçtikçe alternatif düşünceler eksilmekte, birbirinin benzeri üretimler çıkmakta ve bu üretimlerde yeteri kadar rağbet görmemekte, fakat bahsi geçen GTA ise benzeri oyunlarsa daha oynanabilir olabiliyorlar. Saints Row 2006 senesinin Ağustos’unda X360’a gelmişti. Üretim oyunculara özgür bir oynanış sunmuştu ve dikkatleri üzerine çekmişti. 2. seri ise Ekim’de yeni nesil konsollara, Ocak ayında PC’ye çıkarıldı.
Özgür kişilik!
Saints Row 2’yi başlattığımda ilk dikkatimi sürükleyen detay ayrıntılı kişilik oluşturma ekranıydı. Saçtan bıyığa, göğüs ölçülerinden surat hatlarına kadar her şeyi detaylı bir şekilde ayarlayabiliyorsunuz. Kişilik oluşturma ekranında komik bir detay dikkat çekiciydi. Kişilikimiz erkek olsa dahi göğüs ölçüsünü belli bir sınırdan alta çektiğimizde, erkek olarak seçtiğimiz beden bayan kılığına giriyor. Bu hareketle neyi kastettiklerini çözmemekle birlikte üretimin serbest bir kişilik oluşturma sistemine sahip olduğunu kavradım.
“Oyunda vazifeler genelde yoğun bir aksiyon sunuyor. Şehirde kaos çıkartıp, ortalığı birbirine katabiliyoruz.”
THQ’nun ismine istinadenden büyük bir hevesle oyunu açmıştım. Saints Row 2’nin komik, delice işlerin içerdiği bir üretim olduğunu atmosferden hissediyorsunuz. Hapishane kaçkını olarak oyuna başlıyoruz. Yanımızda bir dostumuzla Cüneyt Arkın modunda önümüze gelen polisleri katledip, kurtulmaya çalışıyoruz. Elimi klavyeye götürdüğümde hissettiğim ilk duygu hakimiyetlerin çok sıradan olmasıydı. Makûs bir yönlendirme ve hareket kabiliyeti vardı. Yönettiğimiz kişilik bir insan gibi tepki vermiyordu, beden hareketleri asıl dışıydı. Acaba bu deli bir oynanışı mı temsil ediyordu yoksa özenilmemiş bir hakimiyet sistemini mi? Kısa bir katliam sürecinin ardından kendimizi şehre atıyoruz Hiçbir şey olmamış gibi. İlk yapmamız gereken kişilikimizin üzerindeki mahkûm giysiini değiştirmek. Bir mağazaya giriyoruz Gerekli ve karşımıza kılık değiştirme ekranı geliyor. Seçebileceğimiz giysi cinsleri mevcut, uygun olanları üstümüze alıyoruz ve vazifelere koyuluyoruz. Yönlendirmeler ve vazifeler bana çok basit geldi. Üretim insanı misyon yapmaya değil de, şehirde gezip katliam yapmaya sürüklüyor. Sanırım istenen de bu. Şehir büyük, özgürsşöhretiz ve istediğinizi yapıyorsunuz, fakat insanın bu görsellikte, bu teknik ayrıntıda pek bir şey yapası da gelmiyor. Serkan Selim YILDIZ 3.06.2010 – 12:31 Paylaş Ucuz, zevksiz katliama ne dersiniz? Platformlar PC Üretimci – Yayıncı Volition Inc. – THQ Nordic Çoklu Oyuncu: Var Reyin Cinsi: Aksiyon,Aksiyon Sistem Gereksinimleri Merlin Puanı 63 16 Kişi Oyladı Okur Ortalaması%66 Artılar Büyük bir şehir, etkileşimli bir dünya, özgür oynanış Eksiler Grafikler, sesler, hakimiyetler, makûs optimizasyon Özgür oynanabilirlik
Video oyunları dünyasında “Özgürlük” oynanabilirliği en çok etkin kılan kavramlardan biri olmuştur. Özgürlük teması iyi işlendiğinde üretim daha üstün olmaktadır. Fakat özgürlük dediğimiz kavramın bir imale iyi entegre edilebilmesi fazla çalışma, fazla maliyet ve fazla vakit gerektirdiği için, bu cins oyunlar istisna olarak piyasada kalmışlardır. Video oyunları bilgisayar civarında yapıldığında ayrıntılar bir yere kadar muhtemel kılınabilir. Sanal dünyada “Oyuncuların istediklerini imalde gerçekleştirme hissi” üretimcilerin kodlamalardaki detaylarında uyur. Ne kadar sınır koyulmuşsa, o kadarını yapabiliriz. Oyuncular sınırların çapının büyük olduğu bir dünya ister. Şimdi inceleyeceğimiz imalde özgürlük teması uygulanmaya çalışılmış. Acaba THQ özgürlük kavramını Saints Row 2’ye iyi entegre edebilmiş mi?
Gün geçtikçe alternatif düşünceler eksilmekte, birbirinin benzeri üretimler çıkmakta ve bu üretimlerde yeteri kadar rağbet görmemekte, fakat bahsi geçen GTA ise benzeri oyunlarsa daha oynanabilir olabiliyorlar. Saints Row 2006 senesinin Ağustos’unda X360’a gelmişti. Üretim oyunculara özgür bir oynanış sunmuştu ve dikkatleri üzerine çekmişti. 2. seri ise Ekim’de yeni nesil konsollara, Ocak ayında PC’ye çıkarıldı.
Özgür kişilik!
Saints Row 2’yi başlattığımda ilk dikkatimi sürükleyen detay ayrıntılı kişilik oluşturma ekranıydı. Saçtan bıyığa, göğüs ölçülerinden surat hatlarına kadar her şeyi detaylı bir şekilde ayarlayabiliyorsunuz. Kişilik oluşturma ekranında komik bir detay dikkat çekiciydi. Kişilikimiz erkek olsa dahi göğüs ölçüsünü belli bir sınırdan alta çektiğimizde, erkek olarak seçtiğimiz beden bayan kılığına giriyor. Bu hareketle neyi kastettiklerini çözmemekle birlikte üretimin serbest bir kişilik oluşturma sistemine sahip olduğunu kavradım.
“Oyunda vazifeler genelde yoğun bir aksiyon sunuyor. Şehirde kaos çıkartıp, ortalığı birbirine katabiliyoruz.”
THQ’nun ismine istinadenden büyük bir hevesle oyunu açmıştım. Saints Row 2’nin komik, delice işlerin içerdiği bir üretim olduğunu atmosferden hissediyorsunuz. Hapishane kaçkını olarak oyuna başlıyoruz. Yanımızda bir dostumuzla Cüneyt Arkın modunda önümüze gelen polisleri katledip, kurtulmaya çalışıyoruz. Elimi klavyeye götürdüğümde hissettiğim ilk duygu hakimiyetlerin çok sıradan olmasıydı. Makûs bir yönlendirme ve hareket kabiliyeti vardı. Yönettiğimiz kişilik bir insan gibi tepki vermiyordu, beden hareketleri asıl dışıydı. Acaba bu deli bir oynanışı mı temsil ediyordu yoksa özenilmemiş bir hakimiyet sistemini mi? Kısa bir katliam sürecinin ardından kendimizi şehre atıyoruz Hiçbir şey olmamış gibi. İlk yapmamız gereken kişilikimizin üzerindeki mahkûm giysiini değiştirmek. Bir mağazaya giriyoruz Gerekli ve karşımıza kılık değiştirme ekranı geliyor. Seçebileceğimiz giysi cinsleri mevcut, uygun olanları üstümüze alıyoruz ve vazifelere koyuluyoruz. Yönlendirmeler ve vazifeler bana çok basit geldi. Üretim insanı misyon yapmaya değil de, şehirde gezip katliam yapmaya sürüklüyor. Sanırım istenen de bu. Şehir büyük, özgürsşöhretiz ve istediğinizi yapıyorsunuz, fakat insanın bu görsellikte, bu teknik ayrıntıda pek bir şey yapası da gelmiyor. Popüler Haber Tahlil Teknoloji 565 Mortal Kombat 1 489 GTA 6 haritası sızdırılmış olabilir 394 Sony yepyeni bir reyin markası üzerinde çalışıyor 265 Starfield’ın cinsel içerikli sahneleri olacak 235 Yeni Xbox aksesuarları sızdırıldı Daha Fazlası 1629 Resident Evil 4 Remake inceleme 1099 The Last Of Us Part I PC inceleme 913 Star Wars Jedi: Survivor 738 The Settlers: New Allies incelemesi 623 WWE 2K23 inceleme Daha Fazlası 17274 PUBG Mobile 90 FPS destekleyen telefonlar 1005 TOGG fiyat listesi sonunda açıklandı 959 Cep telefonlarına büyük zam 751 Asus el konsolu ROG Ally 598 Yeni PlayStation hakimiyetçi tescili Daha Fazlası Merlin’in Kazanı İngilizce MSI MAG Coreliquid 360R V2 review Last week’s best seller games 23-29/04/2023 Star Wars Jedi Survivor XP Glitch Can you kill people in Hogwarts Legacy? Star Wars Jedi: Survivor Anekdot Launching on PS5