NieR Replicant ver.1.22474487139 analiz : Reyin 2010 senesinde Square Enix tarafından yayınlanan Nier adlı, çoğu oyuncunun gözünden kaçmış aksiyon serüven oyununun yenilenmiş versiyonu olarak karşımıza çıktı. 2010 senesinde Gestalt ve Replicant adlı iki değişik versiyona sahip olan Nier, batıya sadece yaşça büyük olan ana kişiliği yönetebildiğimiz Gestalt versiyonu ile gelmişti. Başka Bir Deyişle Nier Replicant ver.1.2247… sadece seriye Automata ile giren oyunculara değil, daha evvel resmi olarak Replicant ’ı oynamamış olan oyunculara da hitap ediyor.
NieR Replicant ver.1.22474487139… basit bir remaster ya da kapsamlı bir remake versiyonu değil. Daha evvel hem Drakengard serisini hem de Nier oyunlarını oynamış bkocaman olarak bu versiyonu büyük bir heyecan ile bilave ediyordum. Hayran imali tercümeler dışında Replicant ’ı oynama fırsatı olmaması bir yana, oyunun zamanına göre bile zahmetli olan bazı istikametlerinin yeni versiyon ile iyileştirilmiş olması büyük bir artı gibi gözüküyor. Oyuna neler ilave edilmiş, daha önceki versiyonlara göre ne gibi değişiklikler ve neden NieR Replicant ver.1.22474487139…oynamalısınız gibi suallerin yanıtları için analizimize başlayalım.
NieR Replicant ver.1.22474487139… çok sıradış bir öykü ile karşımıza çıkıyor. Bundan sonra oyundan doğrudan Nier Replicant olarak bahsedeceğim, Kopyala yapıştır bir yere kadar. 2049 senesinde, karlı bir yaz mevsimine kardeşi ile market yıkıntılarında saklanan ana kişiliğimizle başlıyoruz. Kardeşini risklerden gözetmeye çalışan kişiliğimiz gölge canavarlar olarak tabi edebileceğimiz Shade adlı canavarların atağını geri püskürtürken zaman ileri sarıyor ve 1312 sene sonrasına gidiyoruz.
Sene 3361 ve bildiğimiz anlamda dünya tamamen unutulmuş vaziyette. Ana kişiliğimiz Nier ya da siz hangi adı seçerseniz yakın zamanda rahatsızlanan kız kardeşinin ilaçlarını elde etmek için muhtelif görevlerin peşinden koşturuyor. Küçük ve oranla ilkel topluluklar halinde yaşayan insanlar için muhtelif görevleri yerine getiren Nier, sadece kaba hayvanlar ile değil, nereden geldiği bilinmeyen gölge varlıklar olan Shade ’ler ile de çaba etmek zorunda kalıyor.
Kısa bir zaman sonra kız kardeşimiz şifalı bir bitkiyi ararken daha önceki bir tapınağa gidiyor, başı belaya giriyor, takviye etmek için uğraşırken Grimoire Weiss isminde konuşan bir kitap ile tanışıyoruz. Kız kardeşimizin Black Scrawl isminde rehabilitasyonu olmayan büyülü bir hastalığa tutulduğunu keşfedip, kendisi de büyülü bir varlık olan Weiss ile birlikte bu hastalığa bir derman aramaya başlıyoruz. Kendi gizemleri olan asabi ve küfürbaz savaşçı Kainé ve şanssız gidişatı suratından insanlardan uzak duran Emil serüvenimizde bize katılıyor.
Öykünün özeti bu biçimde ama ilerledikçe mevzunun çok değişik yerlere gittiğini göreceksiniz. Öykü çok sıradan bir biçimde, köydekilere takviye edip ilaç bulmaya çalışan bir çocuk ile başlıyor ama ilerledikçe insanların tabiatına, yabancı olana karşı gösterdiği düşmancıl, gaddar davranışlara ve ekibimizin böyle bir dünyada verdiği naçarlık dolu serüvene dönüşüyor. Oyunun tanıtım videolarını izleyenler, öykünün hep aynı çizgide ilerlemediğini az çok varsayım etmiştir zati. Hem orjinal oyunun hem de Nier Replicant ’ın en güçlü yanlarından bkocaman olan öyküyü anlatıp, oyunun neşesini kaçırmak istemiyorum. Gizeme dışı şahsiyetleri ve her safhada biraz daha detaylı hale gelen öyküyü kendiniz tecrübe etmelisiniz. Bir defa oyunu bitirdiğinizde, öyküyü biraz geriye sarıp tekerrür başlatan ve bu biçimde bir defa daha bitirmenizi isteyen anlatım biçimi kuramda makûs gibi gözüküyor ama oynarken pek rahatsız etmediğini söyleyebilirim. Her başa döndüğümüzde biraz daha değişik şeyler reelleşiyor.
Ana öykü ve onun çevresindeki görevler bu kadar iyi, bu kadar methiyeye değer iken yan görevlerin de aynı derecede iyi olmasını bilave etmek oldukça natürel. Bu beklenti ne yazık ki hayal kırıklığına yol açıyor. 2010 senesinde afaki yan görevler ile reyin vaktini uzatmak bir ölçü kabul edilebilirdi demek istiyorum ama orjinal oyunda da bunalmıştım bu görevlerden. Bazıları çok güzel diyaloglara ya da etkileyici olabilecek sahnelere yol açıyor ama o kadar çok ayak işi yapıyoruz, o kadar afaki koşuşturmalar oluyor ki insan beziyor. 10 dakika yol koşup “aaa o başka yere gitti” sözünü dinleyip 10 dakika geri koşuyor, haberi verdiğimizde ise “tamam hadi 10 dakika daha koş da başka bir şey kap gel” diye biraz daha yol yapıyoruz. Balık görevlerini saymıyorum bile. Orjinaline göre biraz daha açıklayıcı olmuşlar ama yok, hala çekilecek çile değil. Öykü olarak da bir katkıları yok.
2010 senesinde yayınlanan Nier ’in öyküsü ne kadar iyiyse, oynanışı da o kadar enez ve asap bozucuydu. Oynanışın makûs olması, orjinal Nier ’in birçok insan tarafından görmezden gelinmesinin en büyük sebeplerinden birisi. Nier Replicant oyunun en cılız olduğu noktayı alıp, milyonlara erişerek bu versiyonu muhtemel kılan Nier Automata ’ya yakın bir hale getirmeyi başarmış. Nier Replicant ile kılıç dövüşleri çok akıcı ve sevinçli hale gelmiş. Daha Öncekinden dövüşün akışını durduran, kullanmak için durmanız gereken büyü sistemi kavga et sistemine başarılı bir biçimde işlenmiş vaziyette. Artık bir yandan etraftaki düşmanlar ile kavga etiyor, öbür taraftan büyülü mızrakları uygun zamanda düşmanın üzerine salmak için efor toplayabiliyoruz. Nier ’in enez, bir zaman sonra külfet haline gelen kavga et sistemini Automata ’ya yakın bir hale getirmişler.
Oyuna tek elli kılıç ile başlıyoruz ve uzun bir zaman boyunca sadece bu silahı kullanıyoruz. Bir sürü değişik kılıç çeşidi var ama hareket setleri kılıçlar ile birlikte değişmiyor. Değişik kılıçlar ağırlık, zarar ve büyü eforu açısından değişik değerler sunuyor. Ayrıca düşmanları öldürdükçe topladığımız sözcükleri silahlarımıza ve büyülerimize ekleyebiliyoruz. Oyunun belli bir kısmından sonra mızrak ve çift elli kılıçlar da ilave ediliyor ve kavga et anında silahımızı değiştirerek değişik hücumlara geçiş yapabiliyoruz.
Nier Replicant ’ın en beğendiğim yanlarından birisi ise aniden değişen kamera açıları ile değişik cinste bir reyin oynuyormuş hissi yaşadığımız yerler. Bu başkalaşımlar orjinal Nier ’de olduğundan çok daha fazla ve yenilenen kavga et sistemi sayesinde süratli bir biçimde adapte olup, değişik cinste bir reyin oynuyormuş hissine kapılabiliyorsunuz. Reyin bir noktada uzun seneler evvel popüler olan yazı tabanlı “MUD” cinsine bile geçiyor. Herkes tarafından hoşlanılmayacak bir kısım ama beni çok eğlendirdi. .
Oyundaki dövüşler orjinaline göre daha sevinçli dedik ama bir noktaya değinmeden geçemeyeceğim. En güç seviyede oynarken rakiplerin can barı ve verdiği zarar ciddi biçimde çoğalıyor. Koyun tepince bile kayda değer bir can kaybı yaşıyoruz. Boss dövüşlerinde belli bir zarar verdikten sonra ortaya çıkan damgaları kırmamız gerekiyor ve güçlük yüksekse bu operasyon uzun sürüyor. O zaman bazı bossların sürekli aynı hareketi yaptığını görüyoruz ki sürekli ayaklarını yere vurup bizi aşağı atmaya çalışan bir boss ile kavga etmek çok can sıkıcı bir kavga et. Basitte oynarsanız reyin sizin yerinize kendi dövüşebiliyor ki bu da ayrı bir alternatif. Bazı zamanlar olağan güçlüğe sürükleyerek zarar süngeri düşmanlardan bunaldığım yerlerde genel olarak güçte oynadım. Çoğu oyuncunun olağan güçlükte oynamasını öneri ederim.
Nier Replicant bütün olarak bir yine imal değil, aslında imalcisine göre bir remaster bile değil. Bazı alanlarda köklü farklılıklar yapılırken, öbür kısımlar basit bir biçimde elden geçirilebiliyor. Geliştirilmiş ama yine yapılmamış kısımlardan birisi grafikler. 2010 senesinde kabul edilebilir seviyede grafiklere sahip olan Nier, lüzumu olan grafik aktüellemesini almış. Ama ne kadar yeterli olmuş?
Oyunun kaplamaları tamamen yenilenmiş. Yeni nesil seviyesinde değil ama göze daha güzel gözüküyorlar. Facia sonrası dünyayı görebileceğiniz harika manzalar var. Bir Ege kasabası olduğuna emin olduğum Seafront, dağın uç noktalarına kurulmuş olan Aerie ve bir zamanlar otel olduğunu varsayım ettiğim Lost Shrine gibi hem geçmişi hem de bulunduğumuz zamanı bir arada yakalayan mekanlar oldukça iyi gözüküyor. Haritaların tasarımları oyunun daha önceki olduğunu belli ediyor ama görsel olarak 7. Nesilin ilk zamanlarına yakın bir grafik niteliği var.
Kişilik modelleri daha gelişmiş, animasyonlar daha hoş ve ışıklandırma çok daha iyi. Nier Replicant bir remaster olarak yayınlansa grafik açısından ciddi anlamda övebilirdim. Çok hoş bir iş çıkarmışlar, ne olursa olsun orjinal reyin ile arasındaki farkı ciddi anlamda görebiliyorsunuz. Büyük bir farklılık yok diyenleri Playstation 3 ya da Xbox 360 konsollarındaki versiyonları tekerrür oynamaya davet ediyorum. Bir defa farkı görünce, metamorfozun ne kadar fazla olduğunu anlıyorsunuz.
Nier serisinin en güçlü iki yanından birisi öykü ise öbürü de münakaşasız bir biçimde müzikleridir. Daha evvel Drakengard 3, orjinal Nier oyunları ve Nier Automata ’nın müziklerinde çalışmış olan Keiichi Okabe tarafından hazırlanan müzikler muhteşem. Nier ’in zati harika olan müziklerini elden geçirip, büyük çoğunluğunu tekerrür kaydolmuşlar.
Enerjik müzik, dövüşe girmeniz ya da haritanın değişik bir bölgesine geçmeniz gidişatında aralıksız bir biçimde müziği vaziyete göre ayarlıyor, sıradanda sadece müzik varken, şarkı söyleyen Devola ’nın yanına gittiğinizde laflar da işin içine giriyor. Emi Evans ’ın harikulade sesi, binlerce sene gelecekte kullanılabilecek bir dil olarak yazdığı lafları ile içinize işliyor. Öykü cılız başlayıp ilerledikçe kuvvetleniyor ama müzik oyunun en başından en sonuna, hiç çizgisini bozmadan muhteşemliğini gözetiyor.
Oyunun beni en mutlu eden yanı seslendirme oldu. Orjinal seslendirme ekibini gözeten Nier Replicant, oyundaki bütün diyalogları seslendirmek gibi hoş tercih yapmış. Şahsiyetlerin iki üç tümceyi konuşup geri kalanını yazılı olarak devam ettirmesi benim çok canımı sıkan bir vaziyet. Tamam, zamanında para ve teknoloji sebebiyle bu muhtemel olmayabilirdi ama 2021 senesindeyiz, artık yapmayın bunu. Nier Replicant sadece ana şahsiyetlerin diyaloglarını değil, basit NPC şahsiyetleri bile tamamen seslendirmiş, özellikle Facade milletinin garip dilini sesli bir biçimde dinlemek çok cümbüşlü.
Bazı oyunlar var, ingilizce seslendirme ne kadar iyi olursa olsun japonca oynamayı seçim ederim, zira japonca seslendirme o oyuna daha çok geçim sağlar. Final Fantasy XV ’i bu mevzuda misal gösterebilirim mesela. İlk kere bir oyunda çelişkiye düştüm ve “değişik bitişleri değişik dilde oynarım” diyerek ingilizce seslendirmeyi de oynadım. Bunda en büyük tesir ise Kainé ’yi seslendiren Laura Bailey The Last of Akıl 2, Catherine, Avengers ve Liam OBrien Warcraft, Darksider, League of Legends oldu. Grimoire Weiss kişiliğinde Liam OBrien ’ın bütün bir Illidan Stormrage havası vermesi ve başarılı performansı japonca seslendirmesinden bile hoş geldi.
Yazının başından beri oyunu methediyor, yer yer minik kasvetlerini belirtsem de çok üstünde durmuyordum. Gizeme oyunun can sıkan yanlarına geldi.
Nier Replicant ’ı iyi bir PC ile, neredeyse meselesiz bir biçimde oynadım. Nier: Automata ’nın makûs bir biçimde yayınlanmış PC portu sebebiyle bu oyuna da biraz ihtiyatlı yanaşmıştım. Ama ilk açtığımda hiç mesele yaşamadım. Sabit olarak 60 FPS alıyorum, grafikler bahsettiğim gibi hoş, ilk bvefatları klavye-fare ile oynayarak geçtim. Bu kere düzgün yapmışlar galiba derken klavye-fare ile oynamanın o kadar sevinçli olmadığına karar verdim. Klavye-fare ikilisi oyuna uyarlanmış ama fare tıpkı hakimiyetçi gibi çalışıyor, başka bir deyişle apaçık kamera dönüşleri yapmanız muhtemel değil.
Zati reyin konsol için çıkmış, hakimiyetçi ile oynamak çok daha anlamlı olacaktır diyerek Xbox One hakimiyetçisine geçtim ve curcuna başladı. Reyin anlamsız bir biçimde kasmaya, stabil olan FPS aniden 5-10 arasında gidip gelmeye başladı. Playstation 4 hakimiyetçisini takınca ya da klavye ile oynayınca böyle bir mesele yok. Sualin çözümü için, daha evvel Automata ’yı da düzenleyen takım tarafından yapılan modu SpecialK indirip reyin içindeki “Playstation arayüzünü iptal et” alternatifini seçmek gerekiyor. Neredeyse tüm PC oyuncularının kullandığı bir hakimiyetçi ile bu kadar absürt bir yanılgı yaşamayı bilave etmiyor insan. Bu mesele ben yazıyı yazarken hala çözülmemişti, Nier: Automata ’nın çözülmesi için Xbox port versiyonunu bilave ettiğimizi düşünürsek, yakın zamanda çözüleceğini sanmıyorum.
Oyunun performansı iyi, sabit olarak 60 FPS verebiliyor dedik ama daha yukarıyalar da çıkabiliyor ama bu iyi bir şey değil. Animasyonlar 70 FPS üzerinde ciddi anlamda süratleniyor ve bir anda sağa sola ışınlanan bir kişilik sahibi oluyoruz. Sırf biz değil, düşmanlar da süratleniyor, daha biz hamleye uğradığımızı kavramadan minik tefek bir Shade tarafından dayak yiyebiliyoruz. Çözümü var tabi, daha düşük FPS destekleyen bir monitör alabilir, NVDIA kartınız varsa oyunun kare süratini sabitleyebilir ya da yukarıyada bahsettiğim mod ile oyunun desteklediği kare süratini istediğiniz oranda sabitleyebilirsiniz. Sırf şu iki mesele suratından puan kırmak zorunda olmak beni gerçekten biraz üzüyor ama yapacak bir şey yok.
Oyunun performans meseleleri PC versiyonuna özel, konsollarda bu gibi kasvetler yok. Konsol oyuncuları 2010 senesinden kalma sıkıcı bvefat tasarımları, silah geliştirmek için sıkıcı planlanmış yerlerde yapılması gereken grind, bütün bir ayak işi manasında ilerleyen sıkıcı yan görevler ve oyunun açılması için geçmesi gereken ilk 6 saatlik kısım gibi, her versiyonda bulunan kasvetler ile karşılaşıyor. Reyin içerisinde bazı yan görevler ve yetersiz mekanikler o kadar dikkat topluyor ki, sürekli yanımızda olan Grimoire Weiss bile bu mevzu hakkında şikayet edebiliyor. Süratli hareket etmemizi sağlayacak bir sistem olmaması ise Weiss tarafından “bu büyüyü sınayan herkes yol üzerindeki maniler suratından paramparça oldu” biçiminde açıklanıyor. Başka Bir Deyişle reyin de bazı yetersizlerin farkında.
Bazı oyuncular oyunun reel sonuna erişmek için belli bir kısımdan sonra aynı öyküyü tekerrür oynamak gerektiği mevzusunda rahatsız ve bunu bir eksi olarak görebiliyor ama ben katılmıyorum. Her başa döndüğünüzde öykünün değişik bir yanını biliyor ve buna göre yeni parçalar elde ediyorsunuz. Bazı bvefatlarda süratli hareket etme alternatifiniz var ve daha evvel dinlediğiniz konuşmaları süratli bir biçimde geçme ünsünüz de bulunuyor. Değişik bir yol izlenebilirdi ama Yoko Taro eksantrik bir üretimci ve oyunu da bu, zaman zaman ne kadar iyi olduğu tartışılabilir olan enteresanlıklardan nasibini alıyor.
Son olarak Nier Replicant bazen oyuncuyu çok ortada bırakıyor. Nier Gestalt zamanında balık yakalama oyununu geçemediği için oyunu bırakanlar bile olmuştu. Bu kere balık nasıl yakalanır anlatmışlar ama geri kalan bütün balakaları havada bırakmışlar mesela. Ya da yan görevler hakkında çok az balaka verilip, geri kalanı oyuncunun çözmesini bekliyorlar. Arada bir kitabı açıp hakimiyet etmezseniz yan görevleri kaçırabiliyorsunuz. Boss dövüşlerinde checkpoint var ama kullandığınız sağlık eşyaları geri gelmiyor, koca düşman karşısında acı çekebiliyorsunuz. Daha Öncekisinden daha iyi ama hala yeterince oyuncu arkadaşı bir reyin değil.
NieR Replicant ver.1.22474487139… netlikle başarılı bir reyin. 2010 senesinde çıkan ve sahip olduğu noksanlıklar suratından çok az şahsın hak ettiği değeri verebildiği Nier Gestalt/Replicant oyunlarını harika bir biçimde yeni nesile getirmişler. Adındaki “ver.1.22474487139…” aslında “1.5” sayısının karekökü ve reyin bir ara versiyon olarak adının hakkını veriyor. Remaster olmak için fazla geliştirilmiş, yine imal denilse bütün olarak doğru olmayacak bir reyin için ideal ad seçilmiş.
Yeni ilave edilen koca bir bvefat ve ana oyuna ilave edilmiş 15 Nightmares DLC kolisini de kapsayan reyin, ek olarak Nier Automata oyunundan kostümleri ve müzikleri de ilave eden tertemiz bir DLC kutusunu fiyatsız olarak sunuyor. Orjinal Nier ’in balık yakalama mini oyununu sonunda düzgün hale getirmişler. PC versiyonunun biraz daha iyi port edilmiş olmasını, meselelerin kullanıcılar tarafından değil de imalciler tarafından süratli bir biçimde çözülmüş olmasını isterdim. İşin aslı, kızını kurtarmaya çalışan babanın öyküsünü anlatan Gestalt versiyonunun da oynanabilir olmasını isterdim ama bu şahsi bir fikir.
Bu reyin verdiğiniz parayı hak ediyor mu? Nier Replicant ver.1.22474487139, 60 dolar maliyet yaftasıyla satışa sunuluyor. Görsel açıdan baktığımızda yeterince iyi değil ve aslında daha önceki bir oyunun yenilenmiş versiyonu ile karşı karşıyayız. İçerik olarak bu maliyet yaftasını karşılayabilir gibi dursa da, daha önceki bir isime yeni reyin maliyeti biçmek Skyward Sword demiş olabilirim çok fazla beğendiğimiz bir vaziyet değil. En azından 50 dolar olarak belirlenebilirdi diye düşünüyorum.
Steam üzerinden satın alabileceğiniz PC versiyonu 369 TL maliyet yaftasıyla satılıyor. Playstation 4 versiyonu ise PS5 aktüellemesi yok 399TL olarak belirlenmiş. Görsel olarak Playstation versiyonundan bir ölçü daha iyi iş çıkaran Xbox versiyonu ise 400 TL www.microsoft.com/tr-tr/p/nier-replicant-ver122474487139/9nmbk4v30xjr maliyet etikeyle karşımıza çıkıyor. Türkiye maliyeti ile alakalı bir yorum yapmayacağım, indirim bilavelerseniz daha iyi olabilir.
İsterseniz ilk kere bu reyin ile seriye başlayın veya daha evvel sadece Nier: Automata oynamış olun ya da orjinal Nier dahil tüm Yoko Taro oyunlarını oynamış olun, bu oyuna netlikle bakmanızı öneriyorum. Teziniz yoksa bir indirim bekleyebilirsiniz, reyin dünyasının en eksantrik öykülerinden bcerahati, muhteşem müzikler, başarılı bir seslendirme ve akıcı bir oynanış ile tecrübe edebilme talihini kaçırmayın yeter.