Kozmosta yalnız mıyız? Ünlü SETI (Dünya Dışı Zeki Varlıkları Araştırma) programı, bu soruya 1959 yılından beri karşılık arıyor. Ünlü Amerikalı gök bilimci Carl Sagan ve öteki pek çok bilim insanı, insanlık dışında öteki bir hayatın var olması gerektiğini ve onlarla bağlantıya geçebileceğimize inanıyor. Lakin bu mevzuya kuşkucu yaklaşan beşerler, bu hayat formlarının varlığına dair bir kanıt olmadığını ve şayet var olsalar bile çok az canlılar olacaklarını argüman ediyorlar.
Pekala, insanlığa emsal ömür formları yoksa kozmosta diğer bir ömür biçimi olabilir mi? Tahminen de cihana daha âlâ yayılabilecek bir cins?
Mikroplar uzaylı mı?
Son yapılan çalışmalara nazaran,bu mümkün. Bakteriler üzere mikroplar, kozmosun hakimiyetini elinde tutuyor olabilir. Hatta bu canlılar bizim düşündüğümüzden daha zeki olabilirler. Bunun karşılığını öğrenmek içinse mikropları anlamamız gerekiyor.
Mikropları anlamak için ön yargılarımızı bir kenara koymalıyız. Birden fazla insan, mikropları hastalık saçan tek hücreli varlıklar olarak bilse de aslında bu gerçek değil. Mikroplar, örneğin bakteriler, aslında gevşek bir halde kolonize olmuş çok hücreli canlılardır. Bu koloniler birkaç milyar bakteriden oluşup, “düşünme” ve karar verme maharetine sahiptirler.
Bugünlerde bile bakteriler, dünyada bulunan en baskın canlı cinsidir. Hayat zincirinden bakterileri alırsanız dünya büyük bir süratle yok olacaktır. Son vakitlerde yapılan bir araştırmaya göreyse dünyada bulunan bakteriler, uzayda yaklaşık 3 yıl, hatta tahminen daha fazla mühlet hayatta kalabiliyorlar. Buna bakterilerin olağan bir ortamda milyonlarca yıl yaşadığını da eklersek, mikropların ne kadar sağlam canlılar olduğunu anlayabiliriz.
Şayet kozmosta ömür aramak istiyorsak tahminen de daha küçük ispatlar aramaya başlamalıyız. Bununla birlikte gezegenlerin atmosferlerindeki gaz bulutlarında, bakteriler tarafından üretilen fosfat, metan ya da oksijen bulabilirsek bu dünya dışı canlı hayat ihtimalini arttırır. Venüs’ün atmosferinde fosfat bulunması da bu sebepten ötürü umut vermişti lakin şu anda o umutlar yavaş yavaş tükeniyor. Tekrar de denemekten öbür bahtımız yok.
Neyse ki bu yıl fırlatılacak olan “James Webb Uzay Teleskobu” sayesinde öbür gezegenlerin atmosferlerini taranıp incelenebilecek. Ayrıyeten çalışmanın ayrıntılarına da buradan göz atabilirsiniz.
