Mekaniği, Quartzı, Otomatiği: Kol Saati Nasıl Seçilir?

Mekaniği, Quartzı, Otomatiği: Kol Saati Nasıl Seçilir?

Eylül 28, 2021 0

Kol saatleri senelerdir hem erkeklerin hem de kadınların kullandığı aksesuarlar arasında yer alıyor. Saat seçmek ise pek kolay bir şey değil, özellikle de ilk kez saat seçecekler için. Neticede insanlar bir şeye ne kadar çok para ödeyeceklerse üzerinde o kadar çok düşünüyorlar. Misalin uslu telefon almak için yaptığımız araştırmayı makarna almak için yapmıyoruz. 

Yazıdaki genel geçer nasihatler hem erkek hem de kadın saatleri için geçerli olsa da bu yazıya esin veren şey kendime hoş bir saat almaya karar vermiş olmam, o surattan odağım erkek saatleri idi. Samimice söylemek gerekirse parasal doğrultudan kalbimiz kırılmadan bir saat almak ihtimalsiz değil ama azıcık uğraşlı olabiliyor.

1- Saat ama nasıl saat?

saat

Saat alırken ilk dikkat etmemiz gereken şeylerden biri, saatimizin nasıl bir mekanizmasının bulunduğu. Bu noktada karşımıza çıkan üç değişik seçenek bulunuyor: mekanik, quartz ya da otomatik. Her ne kadar tarz anlamında değişik saatler olsa da saatlerin çalışma biçimleri anlamında alternatifler kısıtlı. Peki bu stiller arasındaki fark ne?

Mekanik saatler genel olarak daha pahalı ve daha karışık olur. Ülkemizde “kurmalı saat” olarak da öğrenilen mekanik saatlerin çalışma ilkeyi oldukça kolay ama etkileyicidir. Saati kurduğunuzda dişli sistemine bağlı bir mekanizmayı sıkıştırırsınız. Bu mekanizma hür kaldıkça yavaş yavaş bir momentum oluşturur. Bu da saatinizin çalışmasını sağlar.

İkinci saat tipi ise otomatik saatler. Bu saatlerin suratlarca ufak parçası ve içinde de rotor ismi verilen bir sistem bulunur. Esasta siz bu saati kolunuza takıp hareket ettikçe saatin çalışması için gereken enerjiyi de sağlamış olursunuz. Hatta üst seviye bir otomatik saat alırsanız size kendiliğindene dönen bir saat paketi/saat koyma aparatı verirler. Bu aparatın emeli saatin durmasını yasaklamaktır. 

Üçüncü tip ise quartz saatler. Bu saatlerin içinde gerçekten de bir quartz parçacığı bulunur. Saat bataryasından gelen elektrik akımı, quartzın belirli bir frekansta titreşmesini sağlar. Böylece bu saatler oldukça emin ve saati doğru gösteren mahsuller haline gelmiştir. 

Tercih yaparken bu üç tipten hangisini istediğimize karar vererek başlamamız doğru olacaktır. Tozun ya da etrafsal etkenlerin çok olduğu bir yerde çalışıyorsanız, mekanik bir saat doğru tercih olmayabilir. Saatin bakımı çok zamanınızı alacaktır. Bu cins noktalara dikkat etmek gerekir. 

2- Ben hangi malzemeyi beğeniyorum?

saat

Saat tercihindeki bir sonraki ehemmiyetli nokta ise ne cins malzemeleri hoşlandığınızdır. Sonrasındaki seçimlerimizi de ona göre daraltmamıza dayanakçı olacak olan bir ölçüttür. Şahsi olarak plastik ya da silikon kordonlardan beğenmem, tene de bakmayı çok öğrenmem. O surattan metal kordonlar ve metal ağırlıklı saatler seçiyorum. Yeniden de ten kordonların stili, silikon ve plastiğin elastikliği ve konforu metal kordonlarda bulunmaz. 

Buna ek olarak saatin sırçasında, içinde, kadranda da değişik materyaller kullanılır. Bu materyaller de tercihlerinizde usunuzda bulunsun. Metal saatler misalinden gitmek gerekirse bazı şahıslar altın gibi kıymetli metalleri seçim eder. Bazı şahıslar ise dayanıklılığı öne çıkarır ve paslanmaz çelik gibi seçeneklere yönelir. Bunların dışında silikon, seramik, plastik gibi seçenekler de elbette vardır. Ya da yeterince paranız varsa kıymetli taşlarla ziynetli bir saat seçebilirsiniz.

3- Bu benim bileğime olur mu?

saat

Erkek saatlerinin çapı oldukça değişken olabiliyor. Daha Önceki saatler genelde 34-36 mm çapında kadranlara sahipken günümüzde bu kadran boyu 52 mm’ye kadar çıkabiliyor. Aradaki farka ise birkaç mm demek çok doğru değil, 34 mm’lik kadranın alanı 3632 mmkareye yakındır. 52 mm’de ise bu alan 8495 mmkareye çıkar, başka bir deyişle kadran ötekisinin iki katından daha geniş olur. 

Burada genel geçer kural şudur: Bileğiniz 18 cm’den ince ise 42 mm sizin için yeterli bir kadrandır. Benimki gibi tombik bilekleriniz varsa daha büyük kadranlar kolunuzda daha iyi duracaktır. Bunun için göz kararı da yanaşabilirsiniz, bütün bir miktar almaya gerek dinlemeyebilirsiniz.

4- Saatimin şusu da olsun, busu da olsun

elmaslı kol saati

Saatler en kolay haliyle zamanı gösterir. Yeniden de saatlerde karışıklık ismi verilen bir olgu vardır. Bu kavram her ne kadar korkutucu gibi dursa da hakikatinde saatin ne kadar çok özelliği olduğuna göre değişir. Bazı saatlerde yer alan tarih göstergesi, hızölçer, süreölçer gibi özelliklerin rakamı çoğaldıkça karışıklık çoğalır.

Karışıklık mevzusunu çığırından çıkaran uslu saatler de son senelerde yaşamımıza girmiş olsa da onlar başlı başına bir yazının mevzusu olmayı hak ediyorlar. Yeniden de şu ana kadar bahsettiğimiz değerlendirme ölçütleri onlar için de geçerli. 

5- Peki nitelikli saati nasıl anlarım?

kol saati

Saatlerin maliyetleri oldukça değişken olabiliyor. Yol kenarından 30 liraya aldığınız bir saatten zati çok bir şey beklemiyorsunuzdur ancak daha yüksek tutarları gözden çıkarmaya başladıkça, elbette ki daha evladiyelik bir saat istiyoruz. Bu saatleri kavramak için ise genelde beş ölçüte bakılması nasihat ediliyor.

Ağırlık: Ağır olan saat iyidir, özel olarak bir polikarbon filan kullanılmamışsa nitelikli malzeme ağır olur. Saat kolunuza varlığını sezdiriyor, elinizde yakaladığınızda oyuncak gibi gelmiyorsa niteliklidir. Bunu bilen sahte saat üreticileri bazen saate afaki ağırlık koyar ama elinizde tarttığınızda ağırlığın tek noktada bir araya gelip bir araya gelmediğine bakarak bunu kavrayabilirsiniz.

Akıcılık: Saatlerin evrensel sesi olan tik tak sesini ne kadar az dinlerseniz saatiniz o kadar iyidir. Tam saatlerde bu ses olur ancak daha nitelikli saatlerde daha az ve daha düşük sesli tik tak dinlersiniz. Her saniye tik tak yapan saatle 8 saniyede bir tik tak yapan saat arasında ciddi nitelik ve emekçilik farkı bulunur. 

Marka: Sırf marka diye bir şeylere fazla para vermek çok anlamlı değildir ancak saatler mevzubahisi olduğunda iş azıcık değişiyor. İyi ve nitelikli bir saatin jenerasyondan nesile aktarılma olasılığı çok daha fazladır ve üreticiler bu saygıdeğerlik üzerinden pazarlama yapar. İkinci Dünya Savaşı’nda kullanılan Rolex saatler günümüzde hâlâ çalışır gidişattadır ve jenerasyondan nesile geçer. 

İsviçre üretimi olsun: İsviçre’nin saat üretimi mevzusunda özel bir yeri vardır. Ülkenin hükümeti de bu sanatı gözetmek ismine muhtelif standartlar getirmiştir. Nitelikli saatler ya İsviçre üretimidir, ya da Swiss Movement ismi verilen usulle üretilmiştir. İsviçre Üretimi Swiss Made saatlerin yapımı İsviçre’de yapılırken Swiss Movement saatler İsviçre standartlarıyla başka ülkede yapılır.

İsabetlilik: İnanmazsınız saatin iyisi saati doğru gösterendir. Bu mevzuda standart genelde günde 10 saniye sapma biçimindedir. Bazı saatler saat başı bir dakika geri kaldığı için bu isabetlilik ehemmiyetli bir ölçüttür. Bazı saatlerin reklam kampanyaları doğrudan bu ölçüt üzerine yapılır. 

Bir kol saati seçerken bakmamız gerekenler genel olarak bu biçimde. Uslu saatleri ise daha sonra değişik bir yazıda ele alacağız. Sizin seçim ettiğiniz kol saati modelleri hangileri?

Tags: Mekaniği, Otomatiği: Kol Saati Nasıl Seçilir?, Quartzı Categories: Teknoloji
PAYLAŞ PAYLAŞ PIN EKLE PAYLAŞ PAYLAŞ PAYLAŞ