Zamanında bir Playboy: The Mansion ön incelemesi ve incelemesi yapmıştım. Erotik oyunlar ile tanışmam o zamanlara dayanır. Yazıları yazarken, şekilden şekile girmiştim ve kendimi pot kırmadan ne şekilde ifade edebileceğimi, yazıyı yazarken uzun uzun düşünmüştüm. Tabii arada konuyla ilgili espriler yapmaktan ya da bası kelimelerden sonra ünlem işaretleri koymaktan kendimi alamamıştım. Sonuçta bu tip şeylerin de tuz biber olması gerekio yazılarımıza. İnanır mısınız, Playboy: The Mansion’ı oynarken kelimelerimi seçmek için kasmıştım ancak Lula 3D oynarken tamamen kilitlendim. Şimdi size şurası şöyle, burası böyle diye anlatırken kırk takma atmak zorunda kalabilirim. Çünkü, Lula 3D erotik türünü yakıştırmak, biraz hafif kalmakta, pornografi kavramı, sanırım oyunlara sağlam bir giriş (!) yapmış durumda.
Lulaa, Lulaaaaaaaaa
Baştan söylemek lazım, Lula 3D oyunsal özellikler bakımından hiçbirşey yok. Ne grafikler düzgün, ne düzgün bir hikaye ya da oynanabilirlik var. İsminde 3D ibaresini barındırmasına rağmen, bunun hakkını verememenin yanında, bir kısmını da alıp götürmüş sevgili Lula. Ancak, öyle bir içeriğe sahip ki, biz yazar arkadaşlarımızla birlikte gözlerimize inanmakla zorluk çektik. Hatta durum biraz daha abartılı, setup ekranını bile saniye saniye takip ettik ve herkez bütün işini gücünü bırakıp tüm dikkatini, setup’ın arka planına verdi. Lula 3D, gerçekten içerik olarak son derece açık ve her türlü aksiyonun da içerisinde açıkça bulunduğu, görüldüğü bir yapım. Tabii bunları belirtmenin yanında, kendimizi 18 yaşından ufak oyuncularımız için sağlam bir uyarı yapma zorunluluğunda hissediyoruz.
Lula, daha önce Almanya’da piyasalara sürülmüştü ancak daha sonra hikayesi üzerinde ve oyun motorunda değişiklikler yapılarak birkez daha karşımızdaki yerini aldı. Genel olarak hikayeden de bahsetmek gerekirse, hatta açılış videosunda da görüleceği üzere, Lola isimli hanfendi sarışın mavi gözlü bir afettir. Ancak açıkçası ben “afet” kelimesini formalite icabı kullandım, çünkü madem böyle açık seçik içerikli bir yapım üzerinde çalışılıyor, daha düzgün tipte bir modelleme uygulanabilirdi. Hanfendi bana göre oldukça çirkin, ancak vücudu idare eder gibi. Onu da zaten tüm grafiksel aksaklıklar ve hatalar bozuyor. Başındaki demoda, bir gece kulübünde dans ettiğini görebiliyoruz. Ancak, kendisinin asıl aması, porno içerikli filmler çekmek ve bunları kullanarak daha başarılı olmaktır. Bu arada, kendisinin bir köpeği var, ismi Dusty. Emin olun, Lula’dan daha azgın ve bu daha ilk dakikalardan da belli oluyor.
Heykeli dikilir (mi?) bu hatunun
Başlar başlamaz, filmi çekmek için gerekli olan üç artistimizin kaçırılmış olduğunu öğreniyor ve ilk şoku orada yaşıyoruz. Daha sonra, çeşitli ipuçlarını toplayıp bulmacaları çözerek onların başına neler gelmiş olabileceğini öğrenmeye çalışıyoruz. Tabii bunları yaparken, çevremizde çok çeşitli aksiyonların (!) döndüğünü, hatta bir kısmında kendimizin bile başrolde oynadığını rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Üstelik tüm vücutlar açık seçik ve “yiğidin malı meydanda” misali. Seslendirmelere yorum bile yapmaya gerek yok, zaten olması gerektiği gibi ve her aksiyonda gerekli sesler de tamamen uygulanmış durumda. Hatta sürekli oyunun bu seslerle ilerlediğini de söyleyebiliriz.