Radiation Blue isimli bağımsız takım tarafından geliştirilen Genesis Alpha One, size geniş uzayda bulgu yapma ve insanlığı kurtarma olanağı veriyor. Bilim kurgu cinsini hoşlananlar için farklı bir reyin tecrübeyi sunan oyuna, gelin beraber göz atalım.
Genesis Alpha One, birinci birey bakış açısından oynadığımız bir shooter oyunu olsa da, içinde birden fazla cinsi barındırıyor. Mesela oyunda belli bir ana şahsiyetimiz yok, oynadığımız kişilik geminin kaptanı, ancak kendisi tayfa içerisinden gelişigüzel seçiliyor. Şayet oynadığımız kişilik can verirse, bakiye kadar gidiyor ve tayfa içerisinden başka birisi kaptanlığa terfi ediyor. Şayet tayfa içerisindeki herkes can verirse, vazifemizde zafersiz olmuş oluyoruz. Bu istikametten reyin roguelike cinsini içinde barındırıyor.
Reyin her ne kadar bir FPS oyunu olsa da, kendi içerisinde ayrıntılı bir üs kurma sistemi barındırıyor. İçinde bulunduğumuz Genesis vazifesini üstlenen gemiyi geliştirmek, içindeki mürettebatımızı gözetmek ve dışarıdan gelen atakları önlemek tamamen bizim işimiz.
Peki Genesis misyonu nedir? Reyin yakın bir gelecekte geçiyor. Dünya üzerindeki rejimler ve evrensel kapitalizm, kaynakların fazla sömürülmesine neden olmuş, buna bağlı olarak da seyyare tamamen bir çöp istifine dönmüştür. Hükümetlerin bir çoğu çökmüş, insanlar umutsuzluğa kapılmıştır. Geriye kalan birkaç hükümet, dört büyük firmayı destekleyerek Genesis programının başlamasını sağlamışlardır.
Genesis Alpha One‘da Genesis gemisinin uzaydaki yolculuğuna şahitlik ediyoruz. Misyonumuz ise oldukça kolay; insanlığın Deoksirübo Nükleik Asidi için yeni bir yuva bulmak ve cinslerin yok olmasını yasaklamak. Bunu yaparken gemimizi inşa edecek, kaynaklar toplayacak, uzaylı ataklarına göğüs gerecek ve gelişigüzel oluşturulan kâinatta bir oraya, bir buraya sıçrayacağız.
Genel olarak bakarsak oyunu üç farklı kısma ayırabiliriz. Gemi içi, bulgular ve yapı. Gemi içinde yapılabilecek birden çok şey var. İnşa ettiğimiz binaları ziyaret edip oradaki harekâtları süratlendirebilir, gemimize gelen uzaylı ırkları arınabilir, ben bu sistemin güneşinden hoşlanmadım deyip gemiyi oradan oraya atlatabilirsiniz. Bu arada unutmadan belirteyim, kaptan olsanız dahi gemideki her şey sizin mesullüğünüzde. Enerji çekirdekleri mi bozuldu, hemen geminin teknik kısmına geçip, tek tek tam çekirdekleri hakimiyet etkeniz gerekebilir.
Oyundaki bulgular kısmı, Hangar inşa ettikten sonra faal oluyor. Bulgulere isterseniz mürettebatınızdan birilerini yollayabileceğiniz gibi, kendiniz de katılabilirsiniz. Ben genelde kendim de gitmeyi seçim ettim, zira yalnızca gemide gezmek bir müddet sonra klostrofobiye neden olabiliyor. Ayrıca bulgularda bulabileceğiniz farklı sırlar da bulunuyor. Bazen seyyarelerde daha evvel karşılaşmadığınız maden cinsleri bulabiliyorsunuz mesela alüminyum başlarda bulabileceğiniz bir madde değil ve daha sonrasında değişik seyyarelerde bunları toplayabilmeye başlıyorsunuz. Bazen de, Arthur C.C Clarke’ın şöhretli yapıtı 2001: Bir Uzay Macerası’nda yer alan Black Monolith‘e benzeyen fakat nedense beyaz olan yapılarla karşılaşıyorsunuz. Bu yapılar bizlere başka ırkların bilgisini ve seyyarelerini gösterebiliyor. İnsanlığın devamı için önemliler.
Bulgulerin bir değişik avantajı da akın akın saldıran uzaylı hayat formları. Elinizde bulunan Harvester isimli makine ile öldürdüğünüz uzaylı hayat formlarının Deoksirübo Nükleik Asitlerini ve biomass sınan oldukça ehemmiyetli bir çiğ maddeyi toplayabiliyorsunuz. Bu ikisinin ehemmiyetine daha sonra değineceğim.
Bulguler için indiğiniz seyyareler çok farklı değiller. Ancak bazen tamamen kurak seyyarelere inerken, bazen tamamen nebatlarla dolu seyyarelere iniyorsunuz. Emeliniz çiğ madde toplayıp gitmek olduğu için çok ehemmiyetli değil belki ama, seyyareler azıcık daha muhtelif olabilirmiş.