Savaş insan dünyasının eksik olmayan bir parçasıdır. İnsanın bu parçası en eski toplayıcı, üretken olmayan insandan günümüzün yüksek teknolojili insanına kadar değişmeden kalan tek şeydir. Stainless Steel Studios’un “Empire Earth” adlı oyunu da bu mutlak hakimlik sağlama savaşlarını konu alıyor. Bu oyunun dizayn grubunun başında, Age of Empires serisinin de dizayn kaptanı olan Rick Goodman bulunmuş. Stainless Steel Studios bu oyunda AoE serisinin başarısını yakalayacaklarının sözünü vermişlerdi. Bu başarıyı da insanlık dünyasının karanlık çağından günümüze kadar geçen süreci içeren bir gerçek zamanlı strateji oyunu ile sağlayacaklardı. Sağlamışlar da…
Empire Earth (EE) adından da anlaşılacağı gibi size; onlarca yüzyıl sonucunda bütün düşmanlarınızı boyunduruk altına alacağınız dünya imparatorluğunu kurma zevkini sunuyor. Oyuncular isterlerse önceden hazırlanmış Grek, İngiliz, Fransız veya Alman ırklarını seçebiliyorlar isterlerse de kendi ırklarını yaratabiliyorlar. Kendi ırklarını yaratabilmek içinde yüzlerce seçenek bulunan bir listeden, istedikleri ırkı oluşturacak şekilde teknolojileri seçiyorlar. Bu seçimler CivPoint denen puanlar harcanarak yapılıyor. CivPoint’ler single player ve multiplayer oyunlarda oyunun başında 100 adet verildiği gibi Campaign türü oyunlarda bölüm geçtikçe kazanılabiliyor. Bu puanları kullandıkça ırkınızı mesela ileri zamanlarda işe yarayacak bombardıman uçakları konusunda uzman, veya ilk çağlarda işe yarayacak süvariler konusunda uzman yapabiliyorsunuz. Veya her konuda biraz iyi olacak şekilde paylaştırabiliyorsunuz.
EE’nin en önemli özelliği 500 bin yıllık bir süreçte geçiyor olması.
Age of Empires’da 4 tane olan devir sayısı, EE’de Taş Devri’nden Endüstri Devrine, I. ve II. Dünya savaşı yıllarından günümüze ve ilerisine (Nano Age) toplam 12 devir olarak ayarlanmış. Aynı AoE’deki gibi EE’de de her devir atladığınızda yeni teknolojilerle, ünite ve binalarla karşılaşıyorsunuz. Bu üniteler ilk çağlarda az sayıda ve primitif silahlarla donanmışken, endüstriyle birlikte tüfekli, dünya savaşı çağlarındaysa uçaklı, tanklı üniteler, daha ilerilerde sibernetik üniteler olabiliyorlar. Ayrıca bu ünitelerin hemen hemen hepsi CivPoint’ler dışında oyun içinde de geliştirilebiliyor. Bu ünitelerin toplam çeşidi 200’ü buluyor. Multiplayer oyunlardaki şamatayı düşünü artık…
Oyunun görüntü kalitesiyse tek kelimeyle harika.
Muhteşem hazırlanmış 3D yer şekilleri, perspective-correct texturing, point, bilinear ve anisotropic mip-map filtering, gouraud shading, Z-buffering, colored light sourcing ve sis gibi 3D özellikler oyunda bulunuyor. Gerçek zamanlı strateji oyunları konusunda oyuncular arasında bir ön yargı vardır: Bu tür özelliklerin oyunun oynanışını tatsızlaştırmasından ve kontrolünü zorlaştırmasından korkarlar hep. Ben de böyle düşünüyordum. Özellikle de Myth oyunlarını denedikten sonra bu korkum pekişmişti çünkü kontrol gerçekten zordu. Ancak EE’de 3D çok çok iyi kullanılmış. Gerçekten alışılması oldukça kolay. Ayrıca oyuna eklenen bazı görüntü özellikleri beni oyuna hayran bıraktı. Bunlardan birincisi oyunda her ünitenin göz seviyesine kadar zoom yapabiliyor olmamız. Evet yanlış okumadınız. Savaşın direkt ortasına göz seviyesinden dalabiliyoruz. Savaşı başlatın ve içine dalıp atmosferi izleyin. Diğer bir özellikse 3D’nin doğasından kaynaklanan mükemmel perspektif olgusu. Bu olgu sayesinde bütün ünitelerin boyutları oldukça orantılı ve haritayla uyumlu.