Bazı zamanlar üretimciler, hoş bir oyunu piyasaya sürerler. Onun hemen arttan ise daha yeni bir projeye başlarlar. Çekirdek takım yeni tasarım üstünde uğraşırken, daha evvel yayınladıkları reyin içinde bir destek yapmak isterler. Genelinde bu dayanaklar, işletmenin başka bir ekibine veya başka bir üretimciye verilir. Onlar üstünde çalışır, biçer ve netice; ana oyunu oynamamızı sağlayan, birkaç saatlik cümbüş çıkar. İşte Dungeon Siege 2’nin ek misyon koliyi, bu belirttiğim misalle aynı. Chris Taylor, DS 2’nin üretimini bitirip, piyasaya sürdükten sonra “Supreme Commander” adlı projesiyle haşır neşir olmaya başladı. Ek misyon kolisiyle de fazla ilgilenemedi.
Yenilikler
Peki değişik kadro bize neleri sunmuş? İlk olarak göze çarpan grafikler oluyor. Ana oyuna göre azıcık daha makyajlanmışlar. Biraz daha göz alan renklendirmeler ve modellemeler yer alıyor. Görsel efektler daha geliştirilmiş, daha öncekisine kıyasla çizgileri yumuşatılmış. Bu da daha güzel duruyor. Seslendirmeler ve geri kalan ses efektleri de azıcık daha zenginleştirilmiş, olağanda DS 2’yi bu istikametten severdim. Ek misyon koliyi ile azıcık daha gelişmiş, atmosfere oturmuş. Teknik olarak reyin azıcık daha ilerletilmiş, ama ağır basan mevzu reyin içindeki farklılıklar.
Artık seçilebilen ırk olarak, Dwarf da bulunuyor. İlk imalde olmayan Dwarf’lar güzide birer savaşçı modeli. Ancak imale çok büyük yenilik getirdiği yok. Ancak değişik bir şahsiyet oynanışı özelliğiyle seçilebilirler. Dezavantaj kalabalık savaşlarda ortadan kaybolması. Kısa boy bazı zamanlar bu probleme neden olabiliyor. Dwarf ile birlikte, “Fist of Stone” isminde yeni sınıf geliyor. Bir taraftan düşmanlarınızın kafasını ezerken, öteki yandan ise kendiniz için ve dostlarınıza bolca sıhhat dağıtıyorsunuz. İki iş aynı anda olunca, azıcık kebap bir vaziyete dönüyor.
Yakarım Aranna’yı da yakarım
Öteki sınıfımız ise “Blood Assasin” oluşturuyor. Şayet bu sınıfta devam ederseniz, düşmanlarınızı içten içe yakabilirsiniz. Okçuluk azıcıkta üstüne sihir tuzu ilave edilince, Blood Assasin’lar oldukça can yakıcı olmuş. Fist of Stone’a göre, bu sınıf daha çok gözdem oldu.
Broken World’a ilk başladığınız da daha önceki şahsiyetinizi buraya direk olarak aktarabilir veya hazır yapılmış bir şahsiyet seçmek vaziyetindesiniz. Sipariş işi kişilikler azıcık karamsar gözükse de, aslen öyle değiller. Ek misyon kolisinin senaryo olarak da alaka sürükleyeceğini pek söyleyemem. Klişe bir öyküyü oyuna aktarmışlar. Aranna dünyasını büyük bir makûsluktan kurtarmıştık ve mutlu sonra erişmiştik. Ama arada bir adet sihirciyi sıçramışız. Bu sihirci ağabeyimiz, makûslukları yine Aranna’ya geri getirmek istiyor. Bizde peşine düşüyoruz, böylece büyük serüven başlıyor.
Yeterli mi?
Dungeon Siege 2: Broken World, pek fazla yenilik getirmese de, DS 2’yi bir kere daha oynatmak için yeterli. Ara sinematikler, azıcık daha geliştirilen sesler ve grafikler işin hoş güzergahları. İmali görsel ve teknik anlamda zenginleştirmişler. Fakat reyin içinde köklü farklılıklar yer almıyor. İki yeni sınıf ve bir ırk dışında, reyin içi birkaç farklılık daha isterdim. Birde kısa reyin müddeti de tuz biber ekiyor. Olsun genede Aranna dünyasına bir kere daha giriş yapmak için yeterli bir gerekçe.