Türk bilim adamının projesine Almanya’dan destek”Bordan Yakacak Hücreleri İçin Hidrojen Salınımı Projesi”ne, destek geldi.
Yüzüncü Sene Üniversitesi (YYÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü Anorganik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Zahmakıran’ın, “Bordan Yakıt Hücreleri İçin Hidrojen Salınımı Projesi”ne, Almanya’nın Berlin Üniversitesi ortak oldu.
Yüksek lisans döneminde hidrojene dayalı enerji uygulamaları ve bor malzemelerinin bu amaçla kullanımıyla ilgili araştırma projesiyle Rudolf-MAN Diesel Proje Yarışmasını kazanan birincil öğrenci olan Zahmakıran, hazırladığı projeyi iki sene boyunca Berlin Üniversitesi ile ortak yürütecek.
Zahmakıran, yaptığı açıklamada, yenilenebilir enerji kaynakları üstüne hazırladığı projenin detaylarını anlattı.
Eski Kalıntı yakıtların dünya nüfusunun seri bir şekilde artması ve teknolojide enerji gereksinimine duyulan ihtiyaçlar sebebiyle tükenmek üzere olduğunu ifade eden Zahmakıran, OECD raporlarına tarafından 2060 yılına kadar herhangi yeni bir rezerv bulunmaması durumunda eski kalıntı yakıtlarının tümünün tükeneceğini söyledi.
bu nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanılmasının büyük yük taşıdığını kaydeden Zahmakıran, Almanya’daki proje ortağı Prof. Nicola Pinna ile hazırladığı projenin de Türkiye’nin büyük rezerve sahip olduğu “bor” madeninden biri olan “amonyak-boran”, kontrollü ve tersinir hidrojen üretimine dayandığını kaydetti.
Hidrojenin, yakacak hücreleri sisteminde ve elektrik üretiminde kullanılacağını dile getiren Zahmakıran, şöyle devam etti:
“Hidrojen, amonyak borandan 4 bambaşka reaksiyon aracılığıyla elde edilebiliniyor. Lakin bu tepkimelerden ikisi ‘kinetik kontrol’ dediğimiz yakıt hücrelerinde, bilhassa taşıtlarda kullanılması aşamasında ağırlık arz eden, kinetik kontrolünü karşılayan tepkimeler. Bu iki tepkime için uygun, düşük maliyetli metallerin kullanıldığı, etkin, uzun ömürlü ve bitmiş kullanılabilir katalizörlerin geliştirilmesi lüzumlu. Çünkü iki tepkimede oysa uygun katalizör eşliğinde gerçekleşiyor ve hidrojen üretimini sağlıyor. İşte bu da kataliz alanında çığır açacak bir gelişme çağrıda bulunmak. Projeyle, atomların dizilişinden etkili yüzey atomlarının sayısına dek kontrolünü sağlayarak, yerinde katalizörler geliştirip, ülke koşullarında sentezi muhtemel olan amonyak-boran gibi manâlı bir kimyasaldan, tersinir hidrojen üretimini sağlayacağız. Projemiz bunun üstüne.”
“İLK TÜRK OLMANIN VERDİĞİ MUTLULUK FARKLI OLDU”
Projenin özgün değerinin çok yüksek olduğunu gösteren Zahmakıran, projenin ortaya çıkarılması aşamasında büyük coşku duyduğunu açıklama etti.
Önceki yıllarda amonyak borandan hidrojen üretimine yönelik projeler yapıldığını anımsatan Zahmakıran, şöyle konuştu:
“Bu reaksiyon için uygulamada kullanımına yönelik düşük maliyetli, uzun ömürlü ve tekrar kullanılabilirlik performansı yüksek katalizörler halen geliştirilmemişti. Projemiz, bu ihtiyacı karşılamaya yönelik, katalizördeki metalin parçacık boyutunu, atom dizilişi ve morfolojisini yoklama edilebileceğimiz ilk ve tek alıştırma. Tabii projenin ortaya çıkarılmasında büyük bir heyecan ve sevinç duydum. Projenin böyle önemli bir kurumdan kabul görmesi ve iki yıl gibi uzun bir vakit takviye alması bizim için fazla önemliydi. Vakıf, ülkemizde bildiğim kadarıyla fazla eksik sayıda bilim adamı na burs ve yardım sağladı. Lakin fonun George Forster Research Fellowship adı aşağıda başlattığı program, ayrıca sağladığı yüksek maddi yardım keza de taşıdığı tesir yönünden ilk kez bir Türk akademisyene verildi.”
“YENİLENEBİLİR ENERJİ, HAYATIN TÜM ALANLARINDA KULLANILACAK”
Zahmakıran, projenin başarılı olması halinde uygulanabilir alan ve endüstriyel ölçekte de oldukça manâlı gelişmeler sağlayacağını ifade etti.
Dünyada yakacak hücrelerindeki kullanımın gün geçtikçe arttığını gösteren Zahmakıran, şunları kaydetti:
“Daha önce yakacak hücreleri sınırlı tatbik alanları buluyordu. Ancak günümüzde insansız hava taşıtlarından cep telefonu bataryasına kadar her tarafta yakıt hücreleri uygulama alanı buluyor. Bu yakıt hücrelerinin çalışabilmesi için zorunlu olan hidrojen, ülkemizde bol bulunan bor madeninden sağlanabiliyor. Bunun tersinin yani reaksiyon sonunda hidrojenin yanına olan ürünün her tarafta başlangıç malzemesi olması oldukça önemlidir. Bu akıcılık gerektiren bir enerji sisteminin oluşturulması demek. Bu projeyle endüstriden sanayiye çoğu alanda hayatımız kolaylaşacak.”
Bu sistemin araçların yakıt ihtiyacı karşılamada tartı taşıdığını ifade eden Zahmakıran, bor rezervine sahip olmayan ülkelerde bile elektrik enerjisi ile çalışan hibrit araçların yoğun olarak üretildiğini, bu açıdan büyük rezerve sahip olan Türkiye’de projeyle alınacak fazla sonuçların siklet taşıdığını sözlerine ekledi.