25 To Life

25 To Life

Aralık 4, 2019 0

GTA ismini büyük küçük çoğu şahıs öğrenir. Araba çalmak, hırsızlık yapmak, adam yaralamak vs… bunların çoğunu yapmamıza imkân tanıyordu. GTA’dan sonra mantar gibi bir çok reyin daha ortaya çıktı. Çoğu namlı seriyi taklit etmişti veya onu esas almıştı. Bazıları iyi kimileri makûs denizde surattılar. Şimdi karşımızda yeniden böyle bir reyin daha geliyor. 25 to Life, kabahat yapmayı esas alan bir üretim. Esas alması mesele değil de, bunu bize sunabilecek mi?

Hey adamım

Kahramanımız zenci ve daha evvel bir çok hadiseye bulaşmış biridir. Son olarak bir iş daha yapıp, ailesi ile huzura ermek ister. İşler istediği gibi gitmez, başı iyice belaya girer. Bir an evvel bu pislikten kurtulmalı ve ailesini beladan uzak yakalamalıdır. Televizyonlarda hafta sonları öğlen saatlerinde gösterilen, ikinci sınıf Amerikan serüven filmlerinin klişe mevzusu karşımızda.

25 To Life GTA esaslı Bkz- Kabahatler ve Max Payne stilinde aksiyona sahip olmaya çalışan bir reyin. Her iki üretimden de bir şeyler almaya çalışmış, yeniden de bunları becerememiş. En başta şahsiyetimiz enez, sağa sola sıçrama gibi bir hüneri yok. İnsan daha hareketli isterdi, Max Payne’deki sağa atla veya sola doğru atlarken ateş etmek gibi atraksiyonlar yok. Genel olarak yaptığınız kazık gibi iki adım öteye hoplamak. Zıplaması iyi olmayan kişiliğimizin eğilmesi de bir eksantrik. Eğildiği zaman paçalı güvercinler gibi yürüyüş biçimi uslara hasar.

Kabahat harekâta 25 To Life’da yer alıyor, ancak GTA’daki gibi zevkli değiller. Banka cetme, adam öldürme, polislerden kaçmak gibi atraksiyonlara girebiliyorsunuz. Reelinde bunlarda misyonlar, kısaca özgürlüğünüz yok, çizgiselsiniz. Genel olarak sizi hadisenin ortasına vazgeçiyorlar, yiyorsa buradan kaç diyorlar. FBI, SWAT, polis ne varsa peşinize düşüyor. Siz de bir yol bulup kaçıyorsunuz, genelde de muvaffak oluyorsunuz.

Iron, Lion, Zion

Kaçmayı muvaffak olmak veya misyonu yapmak, suni zihin sayesinde basit oluyor. Karşınızda olmayan bir suni zihin var. Genel olarak size karşı koşup ateş etmek veya hiç bir yere saklanmadan çatışma ortasında şarjör değiştirme gibi mizaçları var. ‘Kekliği düz ovada avladım, kanadını kanadına bağladım’ türküsü bu düşmanlar için söylenebilir. Mesela polisler güya çevremi sarmıştı, bir tanesi hariç ötekilerini hakladım. Adamın gözü önünde hemen otomobilin arttan dolanarak yan tarafına geçtim. O ise hali hazırda ilk göründüğüm noktaya bakıyordu, bir kere ateş ettim bana bakmadı. İkinci atışta usu başına geldi, ama eşşekler cennetini boylaması bir oldu. Başımdan geçen minik bir misal, daha bunun gibi niceleri reyin içinde yer alıyor.

Konsollar ile aynı zamanda piyasaya çıkan 25 to Life’ın grafiklerinden de ümidi kesin. Hoş değiller, etraf ve bazı zamanlar modellemeler, sanki kara kalemle kargacık bırgacık çizilmiş gibi duruyor. Devşirme grafikler, oradan buradan bir araya gelip gelişigüzel yapıştırılmış. Bazı zamanlar göze güzel gelebilecek bir iki yer olsa da, grafikler ne yazık ki vasat. Ara sinematikler hoş hazırlanmış, izledikten sonra “Ooo grafikler de iyidir” fikride oluyorsunuz, ama hayal kırılığı.

Tags: 25 to life, Aksiyon, PC Categories: Donanım
PAYLAŞ PAYLAŞ PIN EKLE PAYLAŞ PAYLAŞ PAYLAŞ
Related Posts