Türk televizyonlarının güldürü ve başka cinslere veda edip dram cinsinin esiri olması yeni bir gelişme değil. Bununla birlikte Gülseren Budayıcıoğlu‘nun kitaplarından esinlenerek farklı kanallarda yayınlanmaya başlanan Kırmızı Oda, Günahsızlar Apartmanı ve son olarak Camdaki Kız üzere imaller, aslında ziyadesiyle tanınan olan dramı daha da üst düzeye çıkardı.
Bu “Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitabından uyarlama” dram furyası, Kırmızı Oda ile kendini birinci gösterdiğinde ziyadesiyle beğeni almıştı. Hatta sonrasında gelen Paklar Apartmanı da farklı dokusuyla beğenilmişti. Ruhsal şiddetin tepe yaptığı son “Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitabından uyarlama” dram dizisi olan Camdaki Kız ise bilhassa toplumsal medya kullanıcılarından ağır tenkitler almış durumda.
Toplumsal medya kullanıcıları, şiddeti giderek artan dram dizilerinin psikolojilerini bozduğunu söylüyorlar
Elbetteki bu tenkit sırf Camdaki Kız dizisi ve onun ardındaki isimlere değil. Yansılar genel olarak Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitaplarında aktarmış olduğu gerçek hayat öykülerini ekranlara uyarlayan şahısların, insanların hastalıkları üzerinden para kazandığı tarafında. Toplumsal medya kullanıcıları, kelam konusu üretimlerin psikolojilerini olumsuz etkilediğini ve esasen tanınan olan dram cinsinin yeterliden güzele ruhsal şiddete döndüğünü tabir ediyorlar.
Toplumsal medya kullanıcılarının camdaki kız ve Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitaplarından uyarlanan diziler ile ilgili yapmış oldukları yorumlardan kimileri şu halde;
