Suni zekâ üstüne yapılan araştırmalar, münazaralar, çalışmalar devam ederken, onun neler yapabileceği ve hudutları hali hazırda bütün olarak tespit etilebilmiş değil. Kimi uzmanlar ve bilim insanları suni aklın erişebileceği noktaları coşku verici bulurken, bazıları ise bunu riskli olarak görüp, suni zekâ gelişiminin her anında insan hakimiyeti sağlanması gerektiğini düşünüyor.
Sosyal bilimler alanında da çalışmalara ve araştırmalara mevzu olan suni aklın şiir, şarkı lafı, müzik notası yazıp yazamayacağı mevzusunda değişik görüşler oluştu. Suni aklın insan gibi duygusal bir varlık olmayışı ve efkâr, acı, yeis, mutluluk, coşku, aşk gibi duyguları yaşamaması nedeniyle bunları yapamayacağı öne sürüldü. Elbette, bu mevzuda da suni aklın hudut tanımayacağını düşününler var. Çıkarımlar ve münazaralar devam ederken, suni zekâ bu süreç içerisinde ehemmiyetli birkaç müzik çalışmasını bitirdi.
Google’ın suni zekâ programı Magenta, geçtiğimiz aylarda Nirvana’nın solisti Kurt Cobain’in yellerini taşıyan Drowned in The Sun adlı bir şarkı ortaya çıkarmıştı. Son olarak ise, bir grup müzisyen ve bilim insanı suni zihni kullanarak, Ludwig van Beethoven’ın ölüm ettiği için bitiremediği, yarım kalan eseri 10. Senfonisini bitirdiler.
Takımın içerisinde yer alan ve Reutgers Üniversitesi’nde Sanat ve Suni Zekâ Laboratuvarı direktörü olan Ahmed Elgammal, suni aklın bizzat kendisinin bir sanat eseri olduğunu, müzik üretme ve müzik hakkında bilgi edinme biçiminin şu andakine çok benzediğini söyleyerek, “Misalin bir e-posta yazıyorsunuz. E-posta sizin için bir sonraki sözcüğün ne olduğunu varsayım etmeye çalışır. Başka Bir Deyişle müzikte, suni zihne bir sonraki notayı nasıl varsayım edeceğini öğretmeye çalışıyor. Suni zekâ, çok rakamda müziğe bakarak esasta bunu nasıl yapacağını bilebilir” dedi.
Takım ilk olarak, erken bir test sunmak için Kasım 2019’da canlı bir izleyici kitlesiyle Almanya’da toplandı. Bu buluşma esnasında, dinleti bitirdikten sonra dinleyicilere suni aklın nereden sonra başladığı soruldu ve hangi kısımdan sonrasının suni zihne ait olduğu ayırt edilemedi. Değişikliğin ayırdına varanlar, “Kulağa sıradan müzik gibi geliyor ama bütün olarak Beethoven gibi değil” deseler de, bütün anlamıyla ayırt edilememesi suni aklın bir galibiyeti olarak değerlendiriliyor.
Bitirilen eserin, 250. doğum günü vesilesiyle “Beethoven Seneyi” olan geçen yıl yayınlanması gerekiyordu fakat COVID-19 pandemisi dolayısıyla gecikti. Takım, 2019 senesinde hakikatleşen test dinletisinin ardından gelen geri dönüşlerle beraber eser üzerinde 2 yıl daha çalıştı. Eserin final versiyonu önümüzdeki hafta yayınlanacak.
