Ülkemiz, coğrafi konumu ve bu konumun faydalılığı sayesinde bir hayli topluluğa konut, bir hayli vakaya da sahne olmuş; hem tarihi hem de doğal hoşluk açısından oldukça zengin bir yer. Safranbolu’daki mağarada bulunanlar da bu tarihi ve doğal zenginliği bir defa daha anımsamamıza takviyeci olacak türden. Çünkü göze oldukça güzel gelen doğal hoşlukları keşfetmek için mağara derinliklerine doğru yol alan tahlilciler, umduklarının yanında sırlı bir anekdot da buldu.
Duvara yazılan mevzubahisi anekdot, tahlilcilerin söylediklerine göre yaptıkları araştırmanın en dikkat çekici noktası oldu. Doğa tahlilcileri Cemil Belder, Cemal Özbek, Ümit Çolakoğlu ve Bahadır Öztürk’şöhret içinde bulunduğu araştırmayla ortaya çıkan görüntülere gelin beraber bakalım.
Mevzubahisi araştırma, daha çok tarihi konutlarıyla tanınan Safranbolu’da bulunan ve ülkemizin en büyük 4’namcı mağarası olan Bulak Mencilis Mağarası’nda yapıldı. 4 karakter araştırma takımı, burada reelleştirdiği çalışmada yeraltının doğal hoşluklarını ve sırlı dünyasını ortaya çıkarmayı kastetti.
Bunun için de toplamda 10 saat süren bir yolculuk yapıldı. Bu yolculukta yüzeyden takribî 650 metre altta zorlu bir ilerleyiş hakikatleştirildi. İnişler, tırmanmalar, yürüyüşler ve daha niceleri, mevzubahisi yolculuğu bir nebze güçleştirmiş olsa da altlarda bulunan bir anekdot, bunca şeye netlikle dokunduğunu gösterdi.
Anekdotu fotoğraflayıp bir hattata götüren Cemil Belder, anekdotun üzerinde “İkiniz orada mısınız? Biz burada sizi arıyoruz. Feyzi – İzzet” yazdığını bildi. 1845 senesinden kalma mevzubahisi anekdot, mağaranın 2 bin 150’nci metresinde, duvara, Arap harfleriyle yazılmıştı. Belder, anekdotu yazan şahısların buraya nasıl eriştiği mevzusunda afallamış olduğunu da belirtti.
