Half-Life tadında yep yeni bir devam oyunu
İsmimiz Alias. Vakaların üstünden 15 sene geçmiş. Bizim de içinde olduğumuz 6 aşmış adam sağlam bir takım kurup kenti tanınmaz hale sokan bir diktatörün peşindeyiz. Emel onun bulunduğunu düşündüğümüz yerlere şok baskınlar yaparak öldürmek. Reelinde mevzu çok normal gibi dursa da oyunda azıcık ilerlediğinizde mevzunun çok hoş kurgulandığını göreceksiniz. İlk 3-4 kısmı tamamladığınızda aradığımız diktatörü bulup öldürüyoruz. Tabi ki reyin bitmiyor. Mevzu çok hoş bir biçimde başka bir yoldan devam ediyor. Red Faction 2 mevzu ve kurgulamadan netlikle sınıf sıçradı.
Giden geleni aratır mıymış?
Banal koşullarda öyle. Mevzu reyin piyasası olunca genel de bu gidişat değişir. Şimdi azıcık daha öncekine gidip Red Faction bize ne taahhüt etmişti ve neler ile karşılaşmıştık andıralım. Red Faction’nın en büyük taahhüdü oyunun kullandığı Geo-Mod denilen motor ile duvarların, yüzeylerin başka bir deyişle hemen hemen her şeyin roket ile devrildiğiydi. Kulağa gayet güzel geliyordu. İlerlerken kendi kapınızdan geçmek hoş olacaktı. Gel gör ki oyunu oynamaya başladığımızda fark ettik ki bu motor bütün anlamı ile çalışmıyordu. 4 sütunlu minik bir odanın tam sütunlarını devirmenize karşın yaradansal bir efor ile o yer dümdüz duruyordu. Anlam olarak devrilmesi gerekirdi ama pratikte böyle bir gidişat yoktu. Bu taahhütten hüsrana uğrayan oyuncular grafiklerin ve mevzunun yönet etmesi ile oyunu oynamışlardı. Şimdi yıl 2003 ve karşımızda Red Faction 2 var. Gene aynı taahhütler piyasada. “Kıracaksınız, dökeceksiniz, off off manyak reyin oluyor”. Çoğumuz işletmeye palavracı çoban gözü ile baksakda, adamlar bu sefer yapmış dost. Geo-Mod motoru daha öncekisine göre çok daha yanılgısız çalışıyor. Tabi ki gene her şeyi devirip dökmek, her duvarı devirmek mevzubahisi değil. Ama üretimciler bu özelliği çok hoş kullanarak yükleme ekranlarını banal bir bilgisayarda 4-5 saniyeye kadar çekmişler.
Fazla söz yok, aksiyon var
Oyunun başında direk bir yerleri basmak ile başlıyoruz. Başka Bir Deyişle direk aksiyon. Gidişat böyle olunca gayet hoş silahlar daha oyunun başında elimize geçiyor. Başta etkileyici bir video göremeyeceğiniz için hiç üzülmeyin. Reyin içinde bol bol video var ki bunlar oyuna çok iyi bir hava katıyor. Bunları izlerken hemen usuma Half-Life geldi. Olağanüstü reyin içi videolar ve aksiyonlar vardı. Üretimciler bu sefer bizde yapalım diyerek bu cins atraksiyonları oyuna dahil etmişler. Devrilmek üzere olan bir binadan kaçarken yalnızca ekran sallanmıyor, aynı zamanda çevreden tozlar, önünüze duvarlar düşüyor. Tıpkı video izler gibi ama başrolde siz varsınız. Ekip dostlarınız da oyuna etkin olarak ilave edilmiş. Bir çok kısımda dostlarınız size dayanak ediyor yada beraber ilerliyorsunuz. İlerleme derken her zaman yürümediğinizi de söyleyeyim. Yeri geldiğinde helikoptere sıçrayıp yerdeki birlikleri parçalarken yeri geldiğinde suya dalıp denizaltılar ile savaşıyorsunuz. Çok kalabalık ordular ile karşılaştığınızda özel bir zırhlı robotun içine girerek her yeri yerle bir edebiliyorsunuz. Bu sırada aradan çıkartayım daha öncekisi gibi önünüze gelen her şeyi ufalama şöhretsiniz yok. Ama sizin oynamanız açısından zorunlu olan her şey patlatılabiliniyor. Misal vermek gerekirse tepesinde bariz nişancı bulunan bir binayı isterseniz roket ile dağılabilir isterseniz yalnızca bariz nişancıyı vurarak devam edebilirsiniz. Oyunumuzun en büyük artısı isi olağanüstü kısa yükleme ekranları. Hele hele Postal 2 oyunundan sonra Red Faction 2 olağanüstü kısa geliyor insana.
