Çocuklara yönelik oyunlar pek fazla ses getirmez. Genellikle üzerinde çok uğraşılmamış yapımlarla karşılaşırız. Sanırım yapımcılar, rengarenk atmosferi, basit oynanışla buluşturduklarında, ortaya eğlenceli bir şeyler çıkardıklarını düşünüyorlar. Oysaki çocuk oyunlarına biraz daha özen gösterilmeli. Örneğin Polar Express bu türe göre kaliteli bir örnekti. Peki Otto Matic nasıl?
Her yerde uzaylılar var!
Otto Matic’te on parmağında on marifet bir robotu yönetiyoruz. Öyle şekilde dizayn edilmiş ki, aldığı plasma silahlarını bile, başını omuzlarından söküp, tabancayı içeriye atıyor. Bölüm başlarında bir roketle yer yüzüne inen robotumuzun kontrolleri biraz zayıf. Hareket ederken keskin bir şekilde dilediğiniz yöne dönemiyorsunuz. Devamlı geniş daireler çizmeniz gerekiyor. Böylelikle ortada duran herhangi bir nesneyi almak için adeta kontrollerle cebelleşiyorsunuz. Tabii aksiyonun yüksek olduğu dakikalarda bu durum oldukça can sıkıcı oluyor. Örneğin katil domateslerin saldırısına uğradınız! Dört bir yanınız domates dolu! İlerideki kapıyı kırıp, domates işgalinden kurtulmak için yerde duran renkli objeleri toplamanız gerekiyor. Aksi halde robotumuz kendisinde kapıyı kıracak dermanı bulamıyor.
Oyunda ilerlerdikçe karşımıza birbirinden ilginç düşmanlar çıkıyor. Örneğin yolumuzu pırasa veya mısır kesebiliyor. Hal böyle olunca gülmek yerine onlarla aramızdaki mesafeyi ayarlayıp, ateş etmemiz gerekiyor. Tabii böyle bir oyunda silah, otomatik olarak hedefe kitleniyor.
Otto Matic’de, türevlerinde olduğu gibi ilerledikçe daha zorlu düşmanlarla karşılaşıyoruz. Bunlar birbirinden ilginç uzaylı tiplerinden, jel kıvamında hareket eden renkli yaratıklara kadar uzayıp giden bir liste. Aslına bakarsanız oyunun öyle aman aman bir zorluğu yok. Düşmanların bir çoğundan yürüyerek kurtulmanız mümkün. Çünkü durarak ve sabit bir şekilde saldırdıklarından dolayı, hareket ettiğiniz takdirde, kolaylıkla hedef dışına çıkıyorsunuz. Bu durum sizi gayet avantajlı kılıyor. Zaten ortalama iki veya üç atıştan yok edebileceğiniz düşmanlar bir süre sonra sıkıcı bir hale geliyor. İlerleyen bölümlerde zorlaşmalarının sebebi yeni yetenekleri… Örneğin mısırlar tanelerini çevreye yayarak sizi zor durumlara sokabiliyorlar. Çünkü her biri adeta mayın etkisi gösteriyor. Ayrıca oyun boyunca suya düşmemeye dikkat edin. Haliyle kullandığımız karakter bir robot. Diğer tüm elektronik eşyalar gibi o da sudan oldukça etkileniyor ve kısa devre yapıyor. Bu durumun oyundaki karşılığı ise en yakındaki Checkpoint’ten başlamanız anlamına geliyor. Bu noktalar, bölümlerde sıklıkla karşılaştığınız radarlar. Eğer yanlarına gidip dokunursanız aktif oluyorlar. Böylelikle baştan başlamak yerine bu noktalardan başlıyorsunuz.
Bütün insanları toplayın
Oyun boyunca çevrede gördüğümüz insanları es geçmememiz gerekiyor. Çünkü topladığımız insanlar bize puan olarak geri dönüyorlar. Bunun için yanlarına gidip, değmemiz yeterli. Böylelikle onları gemiye ışınlıyoruz. Ayrıca karşımıza sürekli çıkan prizma şeklindeki kutulardan silah vb… nesneler çıkıyor. Bu yüzden yanlarına gittiğimizde onlara yumruk atıp, kırmalıyız.
Oyunun bir şirin yönüde karakterlerle ilgili hazırlanmış ilginç animasyonlar. Henüz oyunun başlarındaki bir tarlada, domateslerle savaşmak gayet ilginçken, yok edildiklerinde dilimlere ayrılıp, patlamaları bir o kadar güzel düşünülmüş. Ayrıca yönettiğimiz robot, hasar aldığında yere düşüp, oturuyor…
Robot dediğin nedir ki?
Grafiksel anlamda Otto Matic çağın epey gerisinde. Gerek karakter çizimleri olsun gerek çevre detayları olsun çok kötü görünüyor. Hatta oyunda sıklıkla karşılaşacağınız su yataklarına dikkatle bakın. Sonrada 3-4 sene önce oynadığınız yapımların, grafiklerini hatılamaya çalışın. Farkı bulabildiniz mi? Elbette hayır. Çünkü atmosferin renkli olmasının yeterli olduğunu düşünmüş olan yapımcılar, grafiklere hiç özen göstermemişler. Seslere gelince emsallerine göre yine zayıf kaldıklarını görüyoruz.
Genel olarak toparlarsak Otto Matic, ufak yaştaki oyunculara kitlesine hitap etsede hiç özen gösterilmeden yapılmış bir oyun. Nedeni ise çağın gerisinde kalan grafikler, başarısız ses ve oynanabilirlik olarak gösterilebilir. Son olarak eğer eğlencelik bir şeyler arıyorsanız, Otto Matic’ten daha iyilerini deneyin. Çünkü 1-2 saat sonra çok sıkıcı bir hal alacaktır. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…