Güney Koreli teknoloji devi LG, bir mühlet evvel yaptığı bir açıklamayla akıllı telefon bölümünden çekilmeyi planladığını duyurdu. Bu açıklamalardan birkaç gün sonra da LG’nin akıllı telefon üretim ünitesini hangi şirkete satmaya çalıştığı açığa çıkmıştı. Bu durumdan sonra şirket, derin bir sessizliğe büründü. Pekala LG, bu günlere nasıl geldi? Şirketin akıllı telefon dalındaki çöküşü nasıl gerçekleşti? Artık sizlere, LG’nin telefon bölümünde geçirdiği 14 yıllık süreçte neler yaşandığından bahsedeceğiz.
LG, telefon kesimine 2007 yılında girdi. 2009 yılına geldiğimizde ise şirket, 120 milyon satışla dünyanın en büyük üçüncü cep telefonu üreticisiydi. 2010 yılında ise “Optimus” isimli telefonuyla Android kullanmaya başlayan şirket, böylece de akıllı telefon bölümüne giriş yapmış oldu. 2010 yılında Apple ve Samsung’un akıllı telefon pazarındaki hakimiyetleri, LG’nin güçlü rakipleri olduğunu gösteriyordu lakin şirket, kritik bir karar alarak aslında kendi bacağına sıkmıştı.
LG’nin Android yerine Windows tabanı kullanması, çöküşün birinci sinyalleriydi
Teknoloji devi, Android tabanlı telefonların yanı sıra, Microsoft’un Windows tabanını da kullandı. Lakin şirketin en büyük yanlışı tahminen de buydu. Zira şirket, Apple ve Samsung üzere rakiplerinin tam aksi istikametinde hareket etmeye başlamıştı. Bu da Android ve iOS’a ilgi gösteren kullanıcıların, LG’den uzaklaşmasına yol açmıştı. Şirket, kusur yaptığını 2013 yılında anlamıştı lakin iş işten çoktan geçmişti.
LG, 2013 yılında Samsung Galaxy S serisine rakip olmaya karar verdi. Bu bağlamda G serisi ile kullanıcıların karşısına çıkan LG, gerek satış sayılarını gerekse popülaritesini artırmayı başardı. G2’nin yanı sıra G3 ve G4 modelleri kullanıcıların ilgisini çekerken modüler bir aygıt olarak 2016’da duyurulan G5, kullanıcıların ilgisini çekmedi. Bu da LG’nin satışlarının bir sefer daha düşmesine yol açmıştı. 2017’nin ikinci çeyreğinde yüzde 4 üzere bir pazar hissesine ulaşan şirket, bir daha asla o günlere ulaşamayacaktı.
LG’nin pazar hissesi, yıllar içinde bu türlü değişti
Düşen pazar hissesine karşı alternatif arayışına giren şirket, V50 ThinQ ve Wing üzere deneysel modeller üretmeye çalıştı. Fakat bu aygıtlar da kullanıcıları bir türlü etkileyemedi. Ayrıyeten Çinli şirketlerin akıllı telefon pazarına girişi ve amiral gemisi aygıtların sunduğu özelliklerin her seferinde biraz da yükselmesi, LG’nin daha da köşeye sıkışmasına yol açtı. İşte tüm bu gelişmeler, şirketin karlılığını düşürdü. Haliyle de LG, akıllı telefonlara yaptığı yatırımı azaltmak zorunda kaldı.
LG’nin Kuzey ve Latin Amerika’daki satışları kaybetmesi, bardağı taşıran son nokta oldu
LG, akıllı telefonlarını daha çok Kuzey ve Latin Amerika’da satıyordu. Fakat bu bölgelerdeki kan kaybı, şirketi içinden çıkılamayacak bir hale getirdi. Sonuçta LG’nin akıllı telefon satışlarının yüzde 80 üzere önemli bir kısmı, yalnızca bu iki bölgeden sağlanıyordu. İşte bu pazarlarda da kaybetmeye başlayan LG, bugün konuşmakta olduğumuz noktalara geldi. Pekala bu durum değişebilir miydi? Açık konuşmak gerekirse Microsoft’a yanaşılmasa ve G serisindeki kimi kronik sorunlar yaşanmasa, LG’nin durumu bugün olduğundan çok daha güzel noktalarda olabilirdi. Fakat artık her şey için çok geç. Şirket, muhtemelen kısa bir müddet içerisinde akıllı telefon kesimindeki son kararını verecek ve çalışmalarını bu tarafta sürdürecek…
