Toby Gard’ın yapıtı Lara Croft, 96 senesinden bu yana bizlerle beraber. Çıkarcı bir işletmenin vahim faaliyetlerinden, geçmişte gizli kalan gizemlerin çözümlerine kadar rakamsız serüvende yer aldık. Seneler Lara’yı ihtiyarlatmadı, bıkkınlık vermedi, aksine daha da çevik, daha da hoş olmasını sağladı. Öyle ki yalnızca Lara Croft’u idareyebilmek için dahi bu seriyi satın alan insanlar var. Zati kısaca Guinnes rekorlar kitabına girmiş bir reyin şahsiyeti dersek, yeterli olacaktır. Gelelim yeni mevzumuza, başka bir deyişle Lara Croft and the Guardian of Light’a…
İlk olarak belirteceğimiz nokta, bu yeni oyunun Tomb Raider adıyla bir ilgisi olmadığı doğrultusunda. Yalnızca Lara Croft’u ön tasarıya alan ve yaşamda kalma gayretini ekranlarımıza taşıyacak bir reyin. Üstelik tek başına da değil. Binlerce sene evvelinde yapılan savaşta, karanlık eforlar tesirsiz hale getirilmiş ve Totec önderliğindeki iyi taraf, The Mirror of Smoke’un hakimiyetini ele geçirmişti. Natürel ki karanlık tarafta yer alan en büyük risk ise Xolotl adlı düşmandı. Totec, savaşın kazanılmasıyla beraber Xolotl’u da dünya dışında bir sürgüne yollayarak, risk oluşturmasını yasakladı.
Binlerce sene sonrasına geldiğimizde ise kahramanımız Lara Croft, Amerika’daki dağlarda yürüttüğü araştırma sonucunda kayıp tapınağı keşfediyor ve natürel ki The Mirror of Smoke’u da öyle. Ancak istemeden de olsa bazı şeyler yolunda gitmiyor ve Xolotl da binlerce yıldır yaşadığı sürgün yaşamdan kurtulup tekerrür makûsluğu dünyaya yayma fırsatını tutuyor. Bu ölümcül gayrette Lara Croft, tek başına değil, efsanevi savaşçı Totec ile beraber hareket edecek…
