Dünya tarihinde cemiyetlerin yaşadığı savaşlar, trajediler, salgınlar gibi makûs hadiselerde her zaman fertlerin ve haliyle kitlelerin tavırları, seçimleri büyük bir rol oynadı. Elbette bunlardan kurtulma noktasında da insanların tavırları ve seçimleri ehemmiyetli bir faktör haline geliyor. 2019 senesinde ortaya çıkan ve o tarihten beridir gayret ettiğimiz COVID-19 pandemisi de, insan tavırlarının son derece ehemmiyetli olduğu ve tarihin akışı içerisinde eksantrik bir yarıyıl olarak kayıtlara geçiyor.
Milyonlarca can kaybına ve bir hayli zarara yol açan COVID-19 pandemisinin tesirleri, aşı mevzusunda duyarlılıkların çoğalmaya başlamasıyla beraber eksilmeye başladı. Fakat bir yanda insanlar arasındaki polarizasyon ve tartışmalar da devam ediyor. Değişik görüşler ve düşünceler her zaman ehemmiyetlidir ama bu değişiklikler insan tavrının ve seçimlerinin her zaman çok ehemmiyetli olduğu şuurundan koparak ortaya çıktığında makûs vakaları bertaraf etmeyi de geciktirebiliyor. Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Hakimiyet ve İhtiyata Merkezi CDC Direktörü Dr. Rochelle Walensky’nin yaptığı açıklama da bunu belirtiyor.
CDC Direktörü Dr. Rochelle Walensky, sağlık gazeteciliği programı olan Health Coverage Fellowship tarafından tertip edilen bir seansta gazetecilere verdiği beyanatta, bilime sahip olunduğunu ve bunun neticesinde aşıların da bulunduğunu fakat insan tavrının varsayım edilemediğini belirtti. Bu varsayım edilemeyişin bir risk oluşturduğunu söyleyen Walensky, pandemi yarıyılında insan tavrının iyi bir davranış sergilemediğini ve pandeminin sonlanmasının insan tavırlarına bağlı olduğunu ifade etti.
Walensky, virüsün ablavut olmadığını ve az koruma olan cemiyetlere erişeceğini söyleyerek, hakikat meselemizin kendimizi gözetmek için insanlık ve topluluk olarak ne kadar iyi bir biçimde toplandığımız olduğunu ifade etti ve ehemmiyetli bir noktaya değindi; “Ortak düşmanımız olan virüsle değil, birbirimizle savaşıyoruz.”