İçerik No İçerik 1 İnceleme 2 Cthulhu Mitolojisi 2 Yazarın Hayatı Kimsenin bana inanmadığını çok iyi biliyorum, çünkü söylediklerimi anlayamıyorlar. Hiç birinin asıl gerçeklerden haberi yok! Halen o şeyler gözlerimin önünde, bir türlü onları söküp atamıyorum. Belki şu anda buradalar, beni izliyorlar. Doktor geçenlerde gelip bana her şeyi anlatmamı söyledi. Bende tüm olanları tüm çıplaklığı ile birbir anlattım. Bana baktı “Tamam şimdi biraz daha uyu bakalım” dedi. Bana inanmadığını biliyorum, gözlerinden okunuyordu. O yazıyı ve söylenen o kelimeleri çok iyi hatırlıyorum “phnglui mglwnafh cthulhu rlyeh waghnagl fhtagn”, evet aynen böyle R’lyeh’deki evinde bekliyor. Şu anda gülüyorum, bu cümleyi sarf ettiğim zaman hemşireler bana bakıyordu. Onlar bunu anlayamaz, olayları yaşamaları gerek. Aslında hiç bir insan şimdiki durumumu anlayamaz. Gözlerim halen ölen insanları görüyor. Cesetler yukardan aşağıya doğru düşerken, yerdeki büyük kollar onları içine doğru çekiyordu. Kırılan kemik parçalarının sesleri halen kulaklarımda, ölen insanların o kokuları ve görünüşleri… çıkmıyor ne yapsam aklımdan çıkmıyor. O büyük uzun kolların sahibi kimdi? Ondan kaçtım, yeniden kasabaya döndüm. Bulduğum tek şey sessizlikti, evet aklıma deniz yaratılarının insanlara saldırması geliyor. O dev cüsseli ne olduğu belirsiz şeyin, canlı canlı insanları öldürmesi. Etrafa yakıp yıkan o diğer şey neydi? Sürekli şey diyorum, çünkü ne oldukları belirsiz. Hepsinin dönüm noktasını Cthulhu, halen yatıyor ve rüyalara karışıyor. O tarikat, ne olduğu belirsiz, onlar da bunlara sebep oldu. Bir çok masum insan öldü, bazılarının hiç bir olaydan haberi yoktu. Artık içimdeki korku ve karanlık daha da fazla büyüyor, dayanamıyorum. Sürekli kaçsam da o beni kovalıyor. Beni çağırıyor, o karanlık köşeye hiç gitmeyecektim. Onları hiç görmeyecektim. Neden karıştım ki? Şunu anladım, bizden saklı olan bir çok şey var. İnsanlar onları karıştırmamalı, eğer karıştırırlarsa sonları çok kötü olur. Aradaki perde, o sahte perde kalmalı, yoksa kötülük her yeri sarabilir. Tüm yolları denedim, artık ondan daha fazla kaçamıyorum. Sadece tek bir çıkış noktası kaldı, ölmek belki de kesin tek yol. Ne kadar dayanmak istersem isteyeyim, gücü karşısında donuyorum. Sözlerimi burada bitti, bana inanmasanız bile ben kendimden eminim…
Cadı evindeki düşler
Her şey H.P.Lovecraft’ın yazdığı Call of Cthulhu isimli hikayeden geliyor. Aslında tek bir hikaye de değil, bir çok öykü var ve bunların hepsi birleştiği zaman Cthulhu mitosunu oluşturuyor. Cthulhu mitosu oldukça gotik, karanlık, gerilim ve korku dolu bir atmosfere sahiptir. Şu ana kadar bu malzemeyi değerlendirebilen pek az oyun çıktı. Çıkan projelerin üstünden ise oldukça uzun zaman geçti. Bundan yine yıllar önce Call of Cthulhu: Dark Corners of The Earth adında bir oyun duyruldu. Yayınlanan videoları, ekran görüntüleri, hiç bir oyunda denenmemiş bazı fikirleri ile dikkat çekmişti. En can alıcı kısmı ise Lovecraft’ın yarattığı dünyayı konu almasıydı. Yapımcılar hikayelerde geçen bir çok tasvirin oyunda olacağını ve Cthulhu atmosferini aynen yapım içinde yaşayacağımızı söylediler. E3 fuarlarında gösterilen videolar, yapılan şovlar derken oyunun PC versiyonu sürekli ertelendi. 2004 yılının Kasım ayında büyük bir ihtimal çıkacak dediler, başka bir tarihe alındı. 2005’e geldiğimiz zaman oyunun Xbox versiyonu piyasaya çıktı. Şanslı Xbox sahipleri Call of Cthulhu’yu bir güzel oynayıp bitirdiler. PC versiyonu ise aynı yıl içinde iki kere daha ertelendi ve nihayet beklenen yapım elimize geçebildi.
Yapımcı Headfirst firması İngiltere tabanlı ve geçmişte çok harika işlere imza atmış bir firma değil. 1998 senesinde Mike ve Simon Woodroffe isimli baba oğul tarafından kuruluyor. Mike Woodroffe uzun bir süreden beridir programcılık ile uğraşmış, ayrıca oyun endüstrisi içinde belli bir süre yer almış. Konsollar ve bilgisayarlar için oyun yapımında yer almak istiyor. Böylece bağımsız olarak Headfirst Productions’u oğlu ile birlikte açıyor. Firma daha ilki 1993 yılına kadar dayanan Simon the Sorcerer isimli bir macera oyununun, 3D versiyonunu yapmıştı. Oyunda şeytan Sordid durdurmaya çalışan genç bir büyücüyü canlandırıyorduk. Simon the Sorcerer 3D bekleneni veremedi ve oldukça vasat bir yapım olarak karşımıza çıkmıştı.