Bizler oyuncu insanlarız. Reyin oynamadan geçirdiğimiz her an süre kaybıdır bizim için. İyi reyin makûs reyin diye ayırt etmek alternatif listemizde bulunmayan iki şıktır. Piyasanın kısır olduğu, çıkan oyunların da elle yakalanır bir yanı olmadığı gidişatlarda, sevgili editörler ellerine geçen vasat oyunlardan kurtulmak için birbirlerine pas olarak yollarlar! Bu acınacak oyunlar günlerce elden ele gezer. Kimsenin araştıracak, hatta kurmaya dahi tenezzül etmeyeceği oyunlar çizdikleri waypoint üzerinde dönüp gezerken, aramızda bazı ‘kaderliler’ vardır. Bu ‘uğurlu’ bireylerin önüne “Al ağabey araştırırsın sen!” diye atılan oyunların kimileri umulmadığı kadar iyi çıkar. Anlatacağım öyküde bahsi geçen uğurlu şahıs ben, temenninin üzerinde çıkan ve oynanmaya başlandı mı; bir cinsli vazgeçilmeyen reyin de; Ballance oluyor.
Denge sözcüğünün anlam kazandığı nokta.
Ballance, isminden de anlaşılacağı gibi ‘denge’ oyunu. Japonların bir oyunu vardır; labirent görünümündeki bir paketi oynatarak, içindeki topu deliklere düşürmeden bitiş noktasına kadar götürmeye çalışırız. Ballance’ı da bu oyunun aynı manayla ve devasa haritalarla değiştirilmiş bir versiyonu olarak düşünebiliriz. Tek bir farkla, bu sefer bizzat ‘top’u idarıyoruz. Rampalarda ilerlerken alt düşmemeye dikkat ederek, bulmacaları birer birer çözmemiz gerekiyor. Klavye’nin doğrultu tuşlarını bedeninizin bir parçası gibi kullanmanız halinde zaferli olacağınız reyin, bilinmesi basit, uzmanlaşması güç bir hakimiyete sahip. Sol alt köşede 1000’den başlayıp her saniye birer birer eksilen puan bitmeden kısımları bitirmemiz gerektiği için arasıra ivedi etmemiz çok kolay kusurlar yapmamıza yol açabiliyor. Her kısımda üç ila dört tane olan checkpointler sayesinde, alt düştüğümüzde oyuna baştan başlamak yerine son checkpoint noktasından devam ediyoruz.
Bulmacaların hemen hemen tamamı kullandığımız küre’nin alaşımı üzerine heyeti. Toplamda üç çeşit topumuz var. Bunlar; kağıt, tahta ve taş. Tahta küre; oyuna başladığımız standart topumuz. Bununla rampaları basitçe aşabiliyor, vasati sürati ile rahat hakimiyet sağlayabiliyoruz. Taş küre; Ağır olmasından dolayı rampaları aşamıyor ancak yol üzerindeki mekanizmaları çalıştırabiliyor ve cisimleri basitçe ittirebiliyor. Son olarak kağıt küre ise; en seri hareket eden topumuz. Bununla hemen hemen hiç bir cismi ittiremiyor, ancak hava akımları sayesinde bir üst rampalara erişebiliyoruz. Küreler arasındaki bu alaşım geçişleri ise yol üzerinde karşılaşacağımız çember mekanizmalar sayesinde oluyor. Bu mekanizmaların alt kısmında bulunan ve neye dönüşeceğimizi gösteren dokuları takip ederek başkalaşımı sağlayabiliriz. Bulmacaları çözebilmek için bazen önümüze çıkan her başkalaşımı kullanmamamız gerekiyor. İlerleyen kısımlarda ise üç değişmi de sağlayan çemberleri görebiliyoruz. Bu gidişatta sırasıyla kullanarak bulmacaları bitiriyoruz.
Her ne kadar Alman oyunu olsa da Çin müziklerini andırdıran melodilerle ve asılcı olduğunu düşündüğüm sürtünme sesleri ile herşey yolunda gözüküyor. Grafiklerin 3 ebatlı olması ve top alaşımları arasındaki geçişlerin göze güzel gelen animasyonlarla yapılmış olması haricinde büyük bir temenni içine girmemek gerek. Netice olarak; puzzle oyunu meraklılarına, balansta durmanın cümbüşlü olduğu kadar zorlayıcı da olduğunu kanıtlayan bir reyin, Ballance. Umduğunuzdan aşırısını bulacağınızdan emin olabilirsiniz.