İnsanlar genellikle yaşamda kalmak için ne gerekiyorsa bunu yapmaya programlanmıştır. Buna hayata içgüdüsü ismi verilir. Başka bir deyişle yaşayabilmek, bizim için en önemli olan şeydir. Kendimizi korumak ve hayatımızı devam ettirebilmek için elimizden geleni yaparız.
Ya başkaları için?
Kendi hayatlarımızın devamlılığını sağlamaya çalıştığımız gibi başkalarının yaşamlarını da düşünürüz.
Hatta birçoğumuz, kafamızda belirli süper kahraman hikayeleri bile ktümörmüşüzdür. Belirli bir vakayla karşılaştığımızda ngerçek tepkiler vereceğimizi tahmin etmişizdir. Peki, ya bu vaziyet aslında hakikati yansıtmıyor ve içgüdülerimize ters düşüyorsa?
13 Mart 1964’te Kitty Genovese adlı bir kadın evinin önünde öldürüldü. Arabasını evinden birkaç metre geriye park eden kadın, başına geleceklerden habersiz şekilde evine doğru yürümeye başladı. Bütün de bu sırada Winston Moseley adlı bkocaman onun peşine takıldı.
Kitty Genovese, evine giremeden Winston Moseley tarafından iki kere bıçaklandı.
Dayanılmaz acı sonucunda kadın çığlık atmaya başladı. Bu sırada vakaya tanıklık eden bkocaman “Kadını rahat bırak!” diye bağırdı. Winston bunu dinlediği zaman hemen hadise yerinden uzaklaştı ve Kitty Genovese’i kanlar içerisinde bıraktı.
Bir insanın ngerçek böyle cani bir vakayı gerçekleştirebileceğini soruyorsunuz, öyle değil mi? Sanki hala böyle şeyler olmuyormuş gibi soruyorsunuz hatta… Neyse bu noktaya geleceğiz.
Kusursuz bir dünyada yaşasaydık her şey bununla sınırlı kalırdı, ancak ne yazık ki kusursuz bir dünyada yaşamıyoruz.
Birçok görgü tanığı, Winston’ın arabasıyla hadise yerinden uzaklaşıp on dakika sonra geri döndüğünü belirtti. Kadının hâlâ yerde yattığını gören adam, zaten yaralı olan kadını birkaç kere daha bıçakladı. Bunun ardından da parasını çalıp kadını taciz etti.
Kitty Genovese’in bir komşusu o sırada polisi aramıştı, ancak polis ve ambulans geldiğinde her şey için çok geçti.
Cinayetin olduğu sırada 38 konutluk semtte herkes bir cinayet işlendiğinin farkındaydı, ancak kimse dayanağa gereksinimi olan kadını kurtarmak için harekete geçmedi.
Bu gidişatta kadının bütün komşuları sizce o cinayete ortak olmadı mı? Daha da önemlisi neden her şeye seyirci kalmayı seçim ettiler?
Bibb Latane ve John Darley, az önce bahsettiğimiz Kitty cinayetine benzer bir vakayı deneylerine konu edindiler. Öncelikle üniversite öğrencileri arasından denekler seçtiler.
Öğrencilere, kendi aralarında kişisel problemleri hakkında müzakereleri söylendi. Ancak öğrencilerin her birisi kendisine ait bir bir oda içerisinde olacak, konuşmalar mikrofon ve hoparlör üzerinden gerçekleşecekti.
Her öğrenciye kendisini ifade etmesi için iki dakika verildi. Bir öğrenci konuşurken değişik tüm katılımcıların mikrofonları susturuldu.
Denekler beş gruba parçaladı. Bu grupların farkı ise basitti:
1. gruptaki kişiler yalnızca bir kişinin ses kaydını dinliyorlardı. Grup numarası ile dinlenen ses kaydı aynı rakamdaydı. 2. gruptakiler 2 ses kaydı, 3. gruptakiler 3… Sonunda 5. gruptakilerde toplam 5’er ses kaydı dinlediler.
Unutmayın öğrenciler, seslerin kayıt olduğunun farkında değillerdi.
Ses kayıtlarının bkocamannde bir öğrencinin sara krizi kaydedilmişti. Kaydın başlarında öğrenci sara sorunundan muzdarip olduğunu anlatırken, krizlerin ölümcül olabileceğinden bahsediyordu. Kaydın devamındaysa kriz başlıyordu:
“B-be-en… k-k-kk-riz… takviye et… n-ne-ne-nefes alam… bkocaman bana takviye etsin… ö-can ver-can veriyor…”
Denekler konuştukları kişiyi göremedikleri için gidişatın kurmaca olduğunu anlamalarına imkan yoktu. Tahlilcilerin burada gözlemleyeceği nokta, deneklerin tepkileri oldu.
Deneklerin yalnızca %31’i yerlerinden kalıp odalarındaki telefona koşarak takviye çağırdı. Yani geriye kalan %69’luk kesim yalnızca vakayı dinlemekle yetindi. Endişeli olsalar bile harekete geçmediler.
Yalnızca 1 kişinin ses kayıdını dinleyen 1. grupta ise bu oran %85’e çıkmıştı. Yani bir insan vakaya tek başına tanık olursa daha çok takviye etmek istiyordu.
Başka bir deyişle: Acil bir gidişatta bir grup içerisindeyseniz acil gidişatta olan kişiye takviye etme oranınız aşırısıyla düşüyor. Bunun yanı gizeme dayanağa gereksinimi olan kişiyi tekken görürseniz takviye etme olasılığınız çoğalıyor.
Bu haftaki psikolojik deneyimizin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Haftaya davranışlarımızın sebebini aradığımız yeni bir yazıda görüşmek üzere, acımayla ve merakla kalın…