Bilim beşerlerine nazaran gözlemlenebilir kozmostaki tüm unsurların yüzde 80’ini karanlık husus oluşturuyor. Buna karşın karanlık maddeyi Dünya’dan gözlemleyebilmek en azından şu anki teknolojilerimizle mümkün olmadığından kainatın büyük bir kısmını oluşturan bu yapıları gerçek manada göremiyoruz.
Memleketler arası bir çalışma takımı, Dark Energy Survey (Karanlık Güç Araştırması – DES) kapsamında Güney Yarım Küreden gözlemlenebilen gökyüzünün dörtte birini tarayarak şimdiye kadarki en büyük karanlık husus haritasını oluşturdular. Pekala karanlık maddeyi göremiyorsak bu türlü bir haritayı nasıl oluşturabildik?
Tıpkı görebildiğimiz unsurlar üzere karanlık unsur de ışığı bükme gücüne sahiptir. Bu bilgiden yararlanan bilim insanları, uzak galaksilerden gelen ışığın Dünya’ya ulaşana kadar nasıl bir bozulma yaşadığını mercek altına alarak karanlık unsurun haritasını oluşturmayı başardı. Bir öteki deyiş ile bu harita, karanlık maddeyi değil, karanlık unsurun ışık üzerindeki tesiri takip edilerek oluşturuldu.
Varsayım edebileceğiniz üzere yapay zeka, bu araştırmada da bilim insanlarının en değerli yardımcılarından biri oldu ve proje kapsamında gözlemlenen 100 milyon galaksiye ilişkin bilgileri tahlil etti. Sırf Samanyolu Galaksisinde 100 milyar yıldız olduğunu düşünürsek, tahlil edilen bilginin büyüklüğünü anlayabiliriz.
University College London’dan (UCL) araştırmanın başyazarı Dr. Niall Jeffrey, gerçekleştirdikleri çalışma ile ilgili yaptığı açıklamada oluşturulan haritanın görünür unsur ile misal bir modele sahip olduğunu, karanlık unsurun yer yer boşluklar yer yer de ağır husus kümelerine sahip ağsı bir yapıda olduğunu belirtti.
Çalışmanın muharrirlerinden UCL Fizik ve Astronomi kısmından Profesör Ofer Lahav ise kütleçekimsel mercekleme olarak da bilinen yer çekiminin ışığı bükme gücünü hesaplayarak hem görünür hem de görünmez yani karanlık unsurun haritasını oluşturabileceğimizi tabir ederken; “Bu, bizi kozmosun neyden oluştuğunu ve nasıl geliştiğini anlamaya yaklaştırıyor” dedi.
