Bilim insanları, tahminen de en meşhur tekrar eden süratli radyo patlaması üzerine yeni araştırmalar yaptı. Kısaca FRB olarak isimlendirilen bu fenomenlerin nasıl ortaya çıktığı ise şu an için bilim insanlarının açıklayamadığı gizemlerden biri olarak biliniyor.
2018 yılında keşfedilen bir süratli radyo patlamasını inceleyen bilim insanları, tertipli aralıklarla tekrarlanan bu yapıyı görselleştirmeyi başardı. Bilinen en yakın FRB olan bu yapı, gezegenimize yalnızca(!) 500 milyon ışık yılı arada bulunuyor.
Araştırma için ülkü FRB
Bir FRB’nin incelenmesi için en temel ihtiyaçlardan biri, ne vakit ortaya çıkacağını kestirim edebilmektir. Bu araştırmada incelenen örnek, hayli net gözlemlenen bir döngüye sahip. 4 gün boyunca etkin olan FRB, akabinde da 12 günlük bir sessizliğe bürünüyor.
Yapıyı inceleyen bilim insanlarından birinci küme, Avrupa’daki LOFAR ve Kanada Hidrojen Yoğunluk Haritalama Tecrübesi (CHIME)’den gelen bilgileri inceledi. Araştırmacılar, FRB20180916B isimli yapıdan gelen sinyalleri daha evvelkilerden üç kat daha uzun kaydedebilmeyi başardı.
Yeni araştırmalardan birinin baş müellifi olan Ziggy Pleunis, bu durumun bahsi geçen yapılardan kimilerinin kaynaklarının, düşük frekanslı salınımlara karşı geçirgen olduğunu gösterdiğini söyledi. Kimi teorilerin bu senaryoya farklı yaklaştığını da söz etti.
İkinci araştırmada ise bilim insanları, FRB’nin yaydığı sinyallerde ışık polarizasyonunu inceledi ve FRB’nin karakteristik ışık polarizasyonlarını ortaya çıkardı. Daha evvelki çalışmalara nazaran FRB’nin parlamaları 30 mikrosaniyelik aralıklarla değişim gösteriyordu. Kimi yapıların daha kısa kimilerininse daha uzun mühlet gözlemlenebildiği ortaya çıktı.
Bilim insanları, bu araştırmaların sonucunda gizemli FRB’lerin yapılarını açıklamaya yönelik teorilerin en azından bir kısmını elemeyi amaçlıyor. Şu anda üzerinde durulan teorilerden biri ise manyetik üstün ağır yıldız kalıntısı olan magnetar ile Güneş’ten 10 kat büyük bir yıldızın teması bu durumu ortaya çıkarıyor. Araştırmalar Nature Astronomy ve The Astrophysical Journal Letters’da yayımlandı.
