Bildiğiniz üzere Google, tarihteki değerli olayları, iz bırakan bilim insanlarını, sanatkarları vakit zaman özel doodle’lar ile anıyor. Bugün ise Google, ülkemizin yetenekli sanatkarlarından biri olan Kuzgun Acar‘ı andı ve ana sayfasında 93. yaş günü anısına Kuzgun Acar için özel bir doodle’a yer verdi.
Kullanıcılar bu özel doodle ile ülkemizin sanat tarihinde değerli bir yeri olan Kuzgun Acar hakkında bilgilere, haberlere ulaşabiliyor ve şimdi bu yetenekli isim ile tanışmamış olanlar da onun hem yapıtlarıyla hem de hayat kıssasıyla buluşma imkanı elde ediyor. Bu vesileyle gelin biz de Kuzgun Acar’ın kıssasına kısaca göz atalım.
Kuzgun Acar, ülkemizde çağdaş heykel sanatının öncülerinden biri:
1928 yılında dünyaya gelen Kuzgun Acar, 1948 yılında İstanbul Hoş Sanatlar Akademisi’nde heykel eğitimi almaya başlıyor ve burada ünlü Alman heykeltıraş Rudolf Belling ve Türk heykeltıraşlar Haydi Bara ve Zühtü Müridoğlu üzere isimlerden eğitim alma bahtı yakalıyor. Kendisi de bilhassa Haydi Bara ve Zühtü Müridoğlu’ndan aldığı eğitimi ve takviyesi sık sık anan Kuzgun Acar, onları ‘kocaman yüreği olan iki kocaman usta‘ diye anıyor.
Soyut heykele duyduğu tutkuyla demir, çivi, tel üzere gereçlerle eserler üreten Kuzgun Acar, hem ülkemizde hem de yurt dışında çeşitli muvaffakiyetler elde ediyor. Çivilerle çalıştığı bir yapıtının 1961’de Paris Bienali’nde birincilik kazanması sonrası kazandığı burs ile bir sene boyunca Paris’te yaşayan Acar, burada stant açma bahtına da erişiyor ve 1962 yılında Paris Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde açtığı stanttaki bir yapıtı ve iki deseni müze tarafından satın alınıyor.
Değerli yapıtları ve tartışmalara bahis olan birtakım heykelleri:
Kuzgun Acar’ın pek çok değerli yapıtı bulunuyor ve bunların başında ‘Kuşlar’ isimli soyut çalışması ve Anadolu’nun çoraklaşma sonucu kaybettiği toprakları tabir etmek üzere 1966’da yaptığı metal ‘Türkiye’ heykeli yer alıyor. Sanatkarın kimi yapıtları periyot dönem tartışmalara mevzu olarak kaldırılıyor. Türkiye heykeli de onlardan biri ve bu kıymetli yapıtın yıllarca depolarda bekletildikten sonra hurda olarak satıldığı biliniyor.
Acar, 1976 yılında bir duvar kabartması üzerinde çalışırken geçirdiği bir kaza sonrası hayatını kaybediyor ve geride kusursuz eserler bırakarak Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnediliyor.
