Geçtiğimiz günlerde Ulusal Uzay Programı’nın açıklanmasıyla birlikte en fazla tartışılan konulardan biri de uzaya çıkacak Türk bilim insanlarına verilecek isimdi. Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Serdar Hüseyin Şimşek, uzaya çıkacak Türk bilim insanları için önerilen isimlerle ilgili açıklamalarda bulundu.
“Türk Dil Kurumu Başkanımız ziyaretimize gelmişti. Başkan beyle şunda mutabık kaldık; özel ad kullanılması içten değil.” diyen TUA Başkanı, “Eğer bunu astronot yerine kullanacaksak; astronot sadece Türk olmayacak. Amerikalı astronot da olacak. Yarın, ‘Amerikalı Alpaslanlar uzaya çıkıyor’ dediğimiz vakit hatalı olur. veya ‘Rus Cacabeyler’ dediğimiz süre olmayacaktır. Bu sefer halk müziği yeniden astronot ismini kullanmaya devam edecek. Astronot bir nesil isimdir, bir nesil isim olarak bir önerge bulunması doğrudur. Özel isimler kendimce yerinde değil.” dedi.
Şu başlıca değin gelen öneriler aralarında kendilerine yakın buldukları bir ad olmadığını açıklayan Şimşek, “Özbek bir kardeşim aradı, ‘Bizde bir ad var aramaya gerek yok. Biz ‘fezagir‘ deriz’ dedi mesela. Fezagir mana olarak fazla doğru, ses olarak bize fazla uyar mı tartışılabilir. Lakin her hâlükârda halkın beğenisine sunacağımız için, bir anket çalışması bile yapılabilir. En son kararı da Sayın Cumhurbaşkanımız verecektir. Onu göreceğiz. Lakin benim gönlümde bu veya buna benzer sözcük var. İçinde feza geçebilir. Gök de geçebilir” şeklinde konuştu.
Uzaya gidecek ilk Türk’ün bayan ya da erkek olmasının kendileri için bir önemi olmadığını açıklayan TUA Başkanı, “Önemli olan kriterleri sağlaması. Çok zorlama bir eğitimden bahsediyoruz. Bu fazla farklı bir maksat, ay hedefiyle ilgisi yok. Bir Türk vatandaşının uzaya çıkması ve uzay istasyonunda bilimsel deney yapması. Bir turistik yolculuk gibi düşünmüyoruz. Ama bedensel özellikler çok ağırdır, fiziksel şartlar ağırdır. Bedensel özelliklerin ona uygun olması lüzumlu. Dünyada tercih edilenler pilotaj eğitimi almış, etkin pilot olabilir olmayabilir veya havacılık eğitimi almış insanlardan seçim ediliyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye Uzay Ajansı’nın bütçesi hakkında da konuşan Yıldırım, “38 milyon devlet bütçesinden bahşedilen bir paydır; ama bir çok kurumdan aldığımız katkı maddesi paylarımız var. Sadece bunlara baktığınız süre Uzay Ajansı’nın bütçesi 50 milyon doların üzerine çıkıyor. Bu çok büyük para değil doğru, bana sorsanız ben milyar dolar isterim; ama ülkemizin şartları da belirlenmiş. Biz bunları dürüst değerlendirmek zorundayız. Ay hedefi gibi, astronot göndermek hedefi gibi BKZS gibi büyük projelerde bunların hepsinde projelerin kendi bütçeleri olacak. Uzay Ajansı bütçesinden karşılanma zorunluluğu değil. Bunu fazla rahatlıkla biz zorunlu kurumlara ilettiğimiz vakit bütçeyi keza alacağız ve kullanacağız.” dedi
TUA Başkanı Şimşek’a kadar Türkiye, aralıksız bir roket fırlatma üssü için de yerinde bir konum değil. “Türkiye’den fırlatma mümkün; ama uzay limanımızı Türkiye’de kuramayız.” diyen Yıldırım, “Her yörüngeye her açıya fırlatma yapabilecek bir yere sahip olmanız lüzumlu. Türkiye buna uygun yok. Yerden yoklama için geniş çaplı antenler gerekiyor. şu anda Türkiye’de bu değil. Bunun da alt yapısını kuracağız. En azından 1 tane büyük antene ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.